"Yine, yine ve yine kavga. Siz ne akıllanmaz çocuklarsınız. Benden çok girdiniz bu odaya ama bir kere bile adam edemedim sizi!"
Müdür kıpkırmızı suratı ile bizi azarlarken gülmemek için kendimi çok zor tuttum. Herşeyi o kadar abartarak anlatıyordu ki tavırları bir süre sonra komik gelmeye başlıyordu insana.
Müdür öfkeyle üzerini düzeltti ve yanıma gelerek elini omzuma koydu. "Alara sen bu edepsizlerin kusuruna bakma kızım. Sana arkadaş edin dedim ama sende gitmişsin bu gerizekalaları bulmuşsun." Dedi ve ortalarında kalmış olduğum hem Jiminlere hemde İrenelere ters bir şekilde baktı. "Neyse daha yeni olduğun için insanları tanımıyor olabilirsin. Ama artık en azından bunlarla arkadaş olmaman gerektiğini anlamışsındır."
"Evet efendim." Dedim ve yalandan tebessüm ettim.
Müdür elini omzumdan çekti ve bu sefer arkasında birleştirdi. "Size gelelim şimdi. Madem uyalarımı çokta umursamıyorsunuz artık size bir ceza vermemin vakti geldi değil mi?"
"Hocam birşey söyleyebilir miyim?" Dedi kafası ısırılan siyah saçlı çocuk. Müdür "Yine neyi bahane edeceksin bakalım Jingyoung? " dedi.
Adının Jinyoung olduğunu öğrendiğim çocuk kafasında ki diş izini gösterdi ve "Hocam şunu görüyor musunuz? Tam anlımın ortasında kocaman bir diş izi! Hani buradan yeterince mağdur olduğum belli olmuyor mu?" Dedi itiraz ederek.
"Oğlum bu okulda hep birşey olsa o şeyin içinde illa senin adın geçiyor. Masum olsan ne işe yarar yani hayvan herif! Kim bilir ne halt yedin de saldırdı kız sana. Zaten şu yanında ki üç tipik arkadaşlarına birşey demiyorum, gördükçe sinirleniyorum!"
"Hocam bizim ne suçumuz var şimdi? Bunların arasında ki tek akıllı benim ne zaman kavgalara bulaştığımı gördünüz siz?" Bu sefer konuşan çocuk yüz hatları keskin olan, kahverengi saçlı çocuktu.
"Taehyung, oğlum sen geçen dışarıda kavga ettiğin çocuğun arabasına su balonu fırlatmaya kalkarken benim arabama atmadın mı adi herif?!"
Müdür yine gittikçe kızarmaya başlarken Taehyung denen çocuk yanında ki kas yığını arkadaşına döndü. "Jungkook sen öyle birşey hatırlıyor musun kardeşim? Lütfen sevgili hocamıza yanlış hatırladığını söyler misin?" Dedi. Jungkook denilen çocuk Taehyung'u kafası ile onayladı ve müdüre döndü. "Hocam siz gayet iyi hatırlıyorsunuz hatta bu arkadaş o gün sizin arabanız olduğunu öğrenince çıkışta arkasını da çizdi. "
Kızlarla hepimiz şokla Taehyung'a bakarken Taehyung Jungkook'un kafasına vurdu. "Oğlum o gün yanımda sende vardın ya şerefsiz. "
"Bu kadar yeter! Arkadaşınız mıyım lan ben sizin?! Şu konuşmalara bak, bu sefer kurtulamazsınız elimden." Dedi ve Taehyung'un önünde dikildi. "Kim Taehyung... Özellikle de sen. "
Taehyung korkuyla yutkunurken Müdür bana döndü ve "Kızım sen benim kusuruma bakma bunlar başka dilden anlamıyor. " dedi. Sıkıntı olmadığını belli etmek için gülümsedim ve "Önemli değil hocam anlıyorum ben sizi." Dedim.
"Hocam peki bizim ne suçumuz var? Evet şu adını ağzıma almak istemediğim şahsiyetlerde sıkıntı var ama bizim gibi tatlı kızlardan ne bekleyebilirsiniz ki?" Dedi Lisa.
Solar Lisa'nın susması için çaktırmadan koluna vurdu ve güldü. "Hocam siz bu arkadaşın dediklerine çok takılmayın herhalde kavga sırasında kafasına uçan tekme attı biri diye hatırlıyorum ben."
Müdür bu sefer beni es geçerek kızların önüne geldi. Gözlerini kısarak bir kaç saniye onları izledi. "Ne mi yaptınız? Lisa, kızım sen geçen okulumuza yeni gelen yabancı kıza saldırmadın mı? "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FILTER | PARK JIMIN
Fiksi PenggemarAşk ve Mizah kitabıdır. *** Sarı saçlarını gülümseyerek geriye doğru attı ve bana baktı. "Söyle bakalım bu gün hangi filtremi kullanmamı istersin?" dedi o her zaman ki flört moduna geçerek. Derin bir nefes aldım. Ne istiyorum biliyor musun Park...