🦋🦋🦋
Dorata,elbisesinin düğmelerini kapatırken Madeleine da büyük boy aynasında son kez kendisini inceliyordu.Vakit gelmişti işte.Yıllardır hayalini kurduğu gibi bu cehennemden kurtulacaktı.
Hüzünlü gözleri aynadan yaşlı kadına kaydı.Sanırım burada özleyeceği tek şey o olacaktı.Ve tabi birde kuş tüyü yastıkları.Kadının hiçbir şeyden haberi yoktu.Çünkü böyle bir şeyi aptallık olarak görüp gitmesini engellerdi.
İnce uzun bedenini yavaşça yaşlı kadına çevirdi genç kız.Çok özleyecekti onu.Sımsıkı sarıldı kadına.Dorata başta afallasada sonradan kendisini toplayıp tombul kollarını kızın bedenine doladı. O da üzülüyordu kızın bu haline.
"Küçük hanım,iyi misiniz? Lütfen üzmeyin kendinizi."
" İyiyim Dorata. Sadece bir kaç gün sonra evlenip senden ayrılacağım için çok üzgünüm.Keşke seni de götürebilseydim." Yaşlı kadın şefkatla gülümsedi. Yüzünü ellerinin arasına aldı. " Üzülme Madeleine.Elbette bende seni çok özleyeceğim lakin her fırsatta bizi ziyarete geleceksin."
"Geleceğim tabiki,bu güne kadar benim için yaptığın herseye minnettarım Dorata.Sen benim şu koskoca krallıkta sahip olduğum sığınak oldun.Bütün şımarıklarıma katlandın.Yanlışlarıma göz yumdun. En çaresiz dertlerime çare buldun.Annelik yaptın sen bana." Kızın sözleri yaşlı kadını duygulandırmıştı. Göz yaşları usulca döküldü kırışık ama pamuk kadar yumuşak olan yanaklarına.Başını olumsuz anlamda salladı.
"Üzgünüm güzel yavrum, bu defa çaresizliğine çare olamadım.Elimden tek gelen senin için tanrıya dua etmekti." Gülümsedi genç kız. Ellerini kadının yüzüne koyup baş parmaklarıyla göz yaşlarını sildi.
"Yapabileceğin en iyi şeyi yapmışsın o zaman.Artık gitmeliyim kendine dikkat et ve ne olursa olsun üzme o güzel yüreğini."Kaşlarını çattı kadın.
"Bu ne böyle vedalaşır gibi küçük hanım,vedamız için daha önümüzde koskocaman günlerimiz var."
"Ahh! Sanırım anın büyüsüne kapıldım neyse ben gidiyorum."Yaşlı kadın kızın siyah uzun pelerinini de bağladıktan sonra odanın kapısına kadar peşinden yürüdü.
"Kendinize dikkat edin Prensesim.Unutmayın cehennemde yaşamak arafta kalmaktan daha iyi bir seçenektir her zaman." Uzun koridor yürüyen kadının arkasından gözden kaybolana kadar baktı Mad. Ne demekti şimdi bu. Yoksa anlamış mıydı kaçacağını.İyi ama nasıl anlayabilirdi ki. Hayır dedi kendi kendine.Sakin ol sadece paranoyaklık yapıyorsun.🦋🦋🦋
At arabası kuş cıvıltıları ve rüzgar sesleri arasında ıssız ormanda ağır ağır ilerliyordu. Stres bütün vücudunu ele geçirmişti.Nefesini kontrol altında tutamıyordu.Yanında oturan Celine'in sürekli kıpırdanıp oflaması da hiç yardımcı olmuyordu genç kıza.Karşısında oturan Alex,James'ten gelecek işareti bekliyordu. Arabayı süren hiç bir şeyden haberi olmayan arabacıyı suçsuz yere öldürecek olmaları hepsini huzursuz ediyordu.Ama mecburlardı.Kaç dakika daha ilerlediklerini bilmiyordu Madeleine.Ama çok uzamıştı bu iş.Biraz sonra Alex'in dürtmesiyle ona baktı.
"Arabacıya tuvalet ihtiyacının geldiğini bu yüzden mola vermesini söyleyeceksin.Celine ile beraber yolun sağ tarafından ormana gireceksiniz.Araba gözden kaybolana kadar sakince ilerleyin.Daha sonra ağaçların seyrekleşip taşlığın arttığı bi alan var oraya kadar koşmalısınız.Hiç bir yere sapmayacaksınız.Dümdüz ilerleyeceksiniz.Anladınız mı beni kaybolmanız işten bile olamaz.Başımız belaya girer sizi bulana kadar.Bizde adamı halledip,arabayı bizi yanlış yerde arayacakları bir yere çekiceğiz.Lütfen,Prensesim çok dikkatli ve sessiz olmalısınız."diye fısıldadı Alex kızın kulağına. Pekala,bunu başarabilirim diye düşündü Madeleine.
Kafasını çevirip yanında ürkekçe oturan ve dehşete kapılmış bir şekilde onları izleyen Celine'e baktı.Kızın ellerine uzanıp "Hazır mısın?" diye sordu.
"Evet" fakat o kadar cılız bir sesle söylemişti ki aslında içinden hayır diye bağırdığını anlayabiliyordu.Tam arabacıya seslenmek için dudaklarını aralamıştı ki James onu durdurdu.
"Prensesim,bunu alın lütfen her ihtimali göz önünde bulundurmalıyız.Kendinizi savunmanız gerekebilir." Kız parlak keskin bıçağa bakıp derin bir nefes aldı.Çok korkuyordu evet. Ama son şansıydı bu onun.Başıyla onaylayıp bıçağı aldı ve belindeki küçük çantasına koydu.
"Arabacı!" Diye bağırdı Madeleine.
"Emredin Majesteleri!" Önce arkadaşlarının tek tek gözlerine baktı.O adamın bir suçu yoktu ki.Vazgeçti bir an.Kendi hayatı kararmasın diye başka birininkini sonlandıracaktı.Eğer bunu yaparsa babasından ne farkı kalacaktı genç kızın.O kaçtığı cehenneminide peşinden sürükleyecekti.Başını iki yana salladı.
"Yapamam." diye fısıldadı.Celine nedensizce rahatlamış hissediyordu fakat James ve Alex onlarla aynı fikirde değillerdi. İkisininde kaşları çatıldı.
"Yap şunu Mad,yoksa ben olaya el atacağım yapmak zorundasın!" James fazlasıyla öfkeli görünüyordu.
"Yapamam James istemiyorum.Geri dönelim."
"Arabacı!" Bu sefer seslenen James olmuştu.Bağırmak için tam ağzını açmıştı ki James iri elleriyle kızın ağzını kapattı.
"Arabayı hemen durdur.Prensesimizin ihtiyaç gidermek için molaya ihtiyacı var." Celine bir köşede sessizce ağlıyor,Madeleine ise James'ten kurtulmak için çırpınıyordu. O sırada araba yavaşladı bir süre sonra da tamamen durdu.
"Bana bak Mad,eğer yaşamak istiyorsan birilerini feda etmen gerek şimdi kendi yaptığın plana sadık kalacak ve hiç birimizin başına bela getirmeyeceksin.Madem bir yola çıktık o yolun sonuda gelecek.Senin için bu riske girdim ben ve sen küçük Prenses eğer beni yakarsan bende seni harcarım.Ve elimde ki bu kaçma fırsatını geri tepemem.Şimdi şu arabadan inin ve Alex'in anlattığı plana uyun Majesteleri."James
🦋🦋🦋
Buraya kadar okuyup gelenlere çok teşekkür ederim.İlk denemem ve benim için çok önemli birilerinin okuyacak olması.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madelaıne
Teen FictionLeonidas&madelaıne "Ruhuna dokunan insanlar,daima yanındadır."diye fısıldadı genç kız. "Her zaman yanındayım Mad.Asla yalnız mücadele etmeyeceksin."