🦋🦋🦋
İki kız kol kola girmiş ormanın içine doğru yürüyorlardı.Etrafta ayakları altında ezilen yaprakların sesi dışında en ufak bir ses yoktu.Hepsi benim suçum,belki de buna hiç kalkışmamalıydım.Şımarıklık yapıp dik başlı olmak yerine diğer prensesler gibi yakışıklı bir prensle evlenip dünyadan bir haber sarayda günümü gün etmeliydim.Artık keşke demenin bir anlamı yok diye düşünüp aklındakileri savuşturdu Prenses.Bu yola bir kere girmişti ve peşinden o kadar insanıda sürüklemişti.Yanlış yolda da olsa geriye dönemezdi artık.
Celine'in koluna dokunmasıyla düşüncelerinden ayrılıp arkadaşına baktı. "Sanırım artık koşmaya başlamalıyız Mad,araba gözden kayboldu."Gözlerini sık ve yüksek ağaçların bulunduğu ürkütücü ormanda gezdirdi genç kız.Korkuyordu.O aptal cesareti olan gözü kara kızı ünvanıyla beraber sarayda bırakmıştı herhalde.
"Sence ormanda birileri var mıdır? Yada bize zarar verebilecek herhangi bir şey?"
"Sanmıyorum,baksana çok sessiz ve bu beni daha da geriyor Madeleine." Derin bir nefes alıp gülümse di arkadaşına.
"Merak etme bence hiç bir yer saray kadar korkutucu olamaz.Zaman geçiyor,fazla oyalandık.Unutma dümdüz koşmalıyız,elimi sakın bırakma."
🦋🦋🦋Artık ne ayaklarında ne de ciğerlerinde koşacak güç kalmamıştı Madeleine ve Celine'in.Arkadaşı yere çökmüş çaresizce etrafına bakınırken,Madeleine nerede hata yaptıklarını anlamaya çalışıyordu.Oysa dümdüz koştuklarına adı kadar emindi.Ama eğer öyle olsaydı şimdiye çoktan Alex'in bahsettiği taşlık alana varmış olamaları gerekirdi.Kendi etrafında bi kaç tur döndü genç kız.Ne yapacaklardı şimdi ? Geldiğimiz yerden geri dönseler daha mı çok kayboluruz yoksa doğru yolu bulabiliriz diye düşündü.Sıkıntıyla oflayıp parmaklarını kısa saçlarına geçirdi.Sakin olmalıydı.Şuan en son yapması gereken şey paniklemekti.Arkadaşının yanına yavaşça çöktü. Biraz oturup dinlenmeli ve gün batmadan belirlenen yere ulaşmak için plan yapmalıydı.
"Korkuyorum Mad.Sence bizi bulabilecekler mi yada biz gidebilecek miyiz başımıza bir bela gelmeden?" Sessiz kalmayı tercih etti genç kız.Çünkü ne derse desin yalan olacaktı.Sanki konuşurlarsa içinde ki kırıntıları kalmış umutlarıda tükenecekti.Gözlerini kapatıp arkasındaki uzun ağacın gövdesine yasladı başını.
Bir süre sonra kafasını kaldırıp metrelerce yükseklikteki ağaçlara baktı.Tırmanabilir miydi? Küçüklüğünden beri annesinin ağzıyla maymun gibi ağaç tepelerinde gezerdi lakin bu ağacın basabileceği dalları metreler sonra başlıyordu.Oraya kadar dümdüz bir gövdesi vardı.Üzerindeki uzun elbisesine ve kısa topuklu ayakkabılarına baktı.Ya kayarsam yaralanmam pek mantıklı olmaz şu durumda diye geçirdi aklından.Ama dakikalardır elle tutulur tek planıda buydu.James'in verdiği bıçak işine yarayabilirdi belki de.Eğer başarabilirse en tepeye çıkar ve ağaçların az bulunduğu taşlık alanı görebilirdi. Bu da doğru yönü bulmak demekti.
"Pekala güzellik,kalk bakalım yardımın gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madelaıne
Teen FictionLeonidas&madelaıne "Ruhuna dokunan insanlar,daima yanındadır."diye fısıldadı genç kız. "Her zaman yanındayım Mad.Asla yalnız mücadele etmeyeceksin."