9. Bölüm (İlk Öpücük)

158 25 3
                                    

Ceketin başında toplanan kalabalık James'in telaşı yüzünden gittikçe artıyordu. William ile neredeyse tuttuğumuz nefesimiz ile olanları izliyorduk.

"Tüm saray aranacak! William veya Balera'ya ulaşan kişi bana haber Verecek! Arayın!" dediğinde askerler dört bir yana dağıldılar ve gözden kayboldular. Sadece James ve bir tane asker kalmıştı.

"Sence gidecekler mi?" fısıldayarak William'a sormuştum. Bakışlarını James'ten ayırmıyordu.

"Tanrı'ya dua edelim gitsinler. Sonsuza kadar birbirimize yapışık burada yaşayamayız." dediğinde gözlerimi kapattım. Doğru söylüyordu, acıkmıştım. Bir süre sonra tuvaletimde gelecekti. Burada birbirimize yapışık kalırsak iş daha da zorlanacak. Bu durum paniklememe sebep oldu. Panik olduğumu belli etmemek için gözlerimi açmadım. İçimden sürekli ona kadar sayıyordum. "İyi misin? Kalp atışın hızlandı."

"Ben mi? Ah iyiyim. Hemde çok iyiyim. Nereden çıkardın kalp atışı ın hızlandığını?" soruma cevap olarak tek kaşını kaldırdı. Gözlerimi açtığım için ve bakışları bana odaklandığı için tüm hareketlerini rahatlıkla görebiliyordum.

"Balera, birbirimize yapışık şekildeyiz." dediğinde zorla gülümsedim. Paniklememe engel olamıyordum. Açtım ve enerejimde bitmek üzereydi. Yaralı parmağım onun omzundaydı hala. O elimle ondan destek alarak tutundum. "Sen iyi değilsin."

"Çok zekisin!" dalga geçiyordum şuan William'la ama elimde olan bir durum değildi. Kendimi her anlamda bıraksaydım sonuç çok kötü olacaktı. Yavaşça başımı William'ın göğsüne yasladım. "Özür dilerim. Gerçekten iyi değilim. Acıktım ve seninle burada kısılı kaldım. Panik oldum." açıklama yaparken o hiç kımıldamadı. Kımıldayacak yeride yoktu. Cevapta vermedi. Başımı kaldırmam için tepkide bulunmadı.

"Sen burada bekle hemen geleceğim." James'in sesiyle başımı William'ın göğsünden kaldırdım. Ceketin olduğu tarafa baktım. Şuan sadece muhafız kalmıştı. James gözden kaybolmuştu. Ceketin başına muhafız bırakmıştı.

"Alt tarafı bir ceket neden giymeme izin vermedin? Şuan bu aptal durumda olmazdım. Hatta neden çıkmıyoruz!" sinirle hareket etmeye çalışınca William engel oldu

"Balera! Bende keyfi olarak bu durumda değilim. Senin için bu durumdayım."

"Nasıl?" anlamamıştım son söylediklerini. Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Gerçekten yakışıklıydı.

"Sen o ceketle görünseydin veya benimle bu kadar samimi bir şekilde anılsaydın Balera senin için iyi olmazdı. Evet bu yarışmada bir kişi benimle evlenecek fakat diğer kızların kaderi kendi duruşlarını, ahlaklarını ve zekalarını sergilemeleriyle alakalı. Yani kaderin senin elinde, sen benimle bir şeyler yaşadığını ima ederek ceketi giydiğinde veya bu samimi durumla görüldüğünde sadece zengin bir kontun, tüccarın şanslıysan asilin metresi olabilirsin. Hayat acımasız. Hele senin köle olduğunu öğrenirlerse... Senden nefret edebilirim ama öyle bir hayat yaşamanı istemem." tüm konuşmasını bakışlarımı gözlerinden ayırt etmeden dinlemiştim. Ondan etkilenmiş olabilir miydim? Ah, bu imkansızdı. Bakışlarımı ondan ayırmak için büyük çaba harcadım. Gözlerim bana itaat etmiyordu.

" Ben bunu bilmiyordum... Teşekkür ederim." diyebilmiştim sadece. Lux beni bu konu hakkında uyarmamıştı. Benim yarışmayı kazanamayacağımı biliyordu. Eğer böyle bir imada bulunursam... Başıma gelecek iğrenç durumdan haberi olmalıydı. O kraliyet ailesinin üyesiydi. Tüm kuralları olacakları biliyordu. Beni uyarmamıştı. Yarışmanın sonuna kadar gidemeyeceğimi de biliyordu. Yaptığı her şey bilinçliydi. James'in o ceketten rahatsız olma sebebi bu muydu? Her şeyi yanlış anlamıştım.

Balera 'Taç Kavgaları'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin