Daddy Issues

Episode 2: I'm your Daddy But You aren't my son

Yüzüme değen ve tenimi okşayan gün ışıklarıyla gözlerimi kırpıştırarak açtım. Yerimde biraz kıpırdandım, yatak çok yumuşaktı ve ben burada tüm ömrümü geçirebilirdim.

Bir dakika ne?!

Yatak mı?!

Yerim de dikleşip oturdum. Iyi de en son Bay Lee'nin arabasındaydım ben...

Üstümdeki beyaz örtüyü elimle kavrayıp, yukarı kaldırdım hafifçe. Kaldırdığım gibi geri üstümü örttüm.

Üzerim de sadece büyük bir gömlek vardı.

Üzerimi kim değiştirmişti?

"Günaydın, uyuyan güzel."

Birden gelen sesle yüzümü kapıya doğru çevridim...

Bay Lee.

Yutkunup, üstümdeki örtüye daha çok sarıldım.

"G-günaydın."

Gülüp yaslandığı kapıdan uzaklaşıp yanıma geldi. Yatağın ucunda oturdu.

Az önce benim tenimi okşayan ve uyanmama sebep olan gün ışıkları, şimdi onun keskin çene hattını daha göze çarpan bir şekile sokuyor, saçlarını parlaklaştırıyordu.

Iki çift parlak göz yüzümü incelemeye başladığında, hafifçe kızarmıştım.

"Iyi uyudun mu?"

Bana yöneltilen soruyla konuşmak için hafifçe dudaklarımı ıslatma gereksinimi duymuştum. Dudaklarımı dilimle hafifçe ıslattıktan sonra dudaklarımı araladım.

Bay Lee'nin gözleri artık yüzüm de değil, dudaklarımda takılı kalmıştı.

"E-evet"

Yeniden sessizlik.

Sessizlik beni germeye başlarken aklımı kurcalayan soruyu sormak istedim.

"B-bay Lee?"

Bay Lee sorduğum soruyla saniyesinde gözlerini gözlerime kenetlemişti.

"Seni dinliyorum"

Yutkundum.

"B-bir şey sorabilir miyim?"

Kafasını yavaşça aşağı yukarı doğru sallamıştı.

"D-dün gece...n-noldu?"

Dudaklarına bir sırıtma hakim olmuştu.

Lütfen düşündüğüm olmasın...

"Dün gece arabada uyuyakaldın. Çok güzel uyuyordun bu yüzden seni uyandırmak istemedim. Kucağımda getirdim, ve yatırdım bu kadar"

Kıpkırmızı olan yanaklarımı saklamak için başımı eğdim ve başımı olumlu anlamda salladım.

Bay Lee yüzünden silinmeyen sırıtmasıyla, ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü. Son kez bana dönüp söylediği şeylerle yerin dibine girmek istedim.

"Aşağıda kahvaltı hazır, seni bekliyorum. Ve Jisung, evet üzerini ben değiştirdim."

Bay Lee odadan çıktığı gibi kafamı utançla yastığıma gömdüm. Harika ilk dakikadan kendimi rezil etmiştim.

Yavaşça ayağa kalktım. Odanın içerisinde olan beyaz kapıya yöneldim. Kapı kolunu indirdiğim zaman içerisinin banyo olduğunu anlamıştım.

Küçük adımlarla içeri girdim. Işlerimi halledikten sonra banyodan çıktım.

O an odaya küçük bir bakış attım. Odaya siyah ve gri renkler hakimdi. Oda da bir birine uyumlu olan soyut renkli tablolar vardı. Büyük siyah bir dolap vardı.