8.2 🌼

2.9K 247 162
                                    

Dikkat, Bu bölümde cinsel taciz/tecavüz var. Sadece kısaca olsa da ve detaylı olmasa da, hassas bir konuysa kendinize dikkat edin, lütfen <3

Jimin sanki omuzlarından ağır bir yük kalkmış gibi hissediyordu.

Hafiflemiş hissediyordu. Ağırlıksız hissediyordu. Düşünde taşıdığı, günlük hayatını zorlaştıran kirli bir sırdan kurtulmuş gibi hissediyordu. Artık saklanmasına gerek yoktu.

Bir elinde limonatalı vodkasıyla Taehyung ile gece kulübünde yürünüyordu. Saint Laurent'in verdiği gala sonrası partiye gitmemeyi, bunun yerine tanıdıkları kimsenin olmadığı ve istedikleri şekilde rahatça hareket edebilecekleri bir yere gitmeyi seçmişlerdi. Meslektaşlarının yargılayan gözleri altında olmadığı biri gibi davranmak zorunda olmamak ferahlatıcı ve iyi gelmişti. 

İçtiği sıvı henüz kanına karışmamıştı, daha ikinci bardağındaydı ama bu gece kendini bırakmaya hazırdı.

Kulübe daha hiç gelmemiş ve kimseyi tanımıyor olsa da, Jimin gözlerin üzerinde olduğunun farkındaydı. Bakışlar onu delecek kadar derindi, fısıltılar da onlara karışmıştı ve Jimin artık şaşırmaması gerektiğini düşünüyordu. Henüz alışamadığı bir şeydi.

Jimin'in tek isteği bir gece boyu normallik'ti, sadece bir geceliğine bir manken olarak değil de, kendi olarak tanınmak istiyordu.
"Gerçekten yaptın yani, öyle mi?", diye bağırdı Taehyung sesli basa rağmen duyulabilmek için ve Jimin'e daha çok sokuldu. İçeceğinin pipetini dudakları arasına yerleştirirken ifadesinde gurur vardı.

Jimin hala sahneye çıkıp büyük kalabalığın önünde yapmış olduğu konuşmanın verdiği adrenalinin etkisindeydi. Düşündükçe başı dönüyordu neredeyse. Sadece Camilla ve kendi hakkında dönen dedikoduları susturmamış, aynı zamanda cinsel yönelimini ve Jeongguk'a olan sonsuz aşkını da açığa çıkarmıştı. 

Jeongguk'un ona geri dönmesi için bir taktik değildi bu. Bu sadece olan her şeye rağmen hala her zaman diğer erkeğin yanında olacağına ve onu seveceğine dair yaptığı bir itiraftı.

Yaptığı yanlışlar için bir özürdü ve aynı anda yaptıklarını unutmadığı için de bir hatırlatma.

"Evet." diye mırıldandı Jimin, dudakları istemsizce yukarı kıvrılmışlardı. "Ama tepkisini göremedim."

"Ben gördüm. Şoktaydı ve ağlıyordu."

Jimin'in kalbi sıkıştı. "Oh." dedi sessizce. "Beni bulmaya çalışmadı, değil mi?" 

"Bilmiyorum, zaten biz itirafından hemen sonra çıktık. Seni bulmaya imkanı yoktu ki."

"Sorun değil." dedi Jimin hemen. "Hemen kollarına geri dönsün diye yapmadım. Bilmeyi hak ediyor diye yaptım."

Aralarında kısa bir sessizlik yaşandı, sonra Taehyung yüzünde bir tebessümle ona döndü. Sanki onu anlıyormuş gibi, ve belki de gerçekten anlıyordu. Sonuçta Taehyung boşandıktan beri onun her zaman yanında olan biriydi ve Jimin'e o zor zamanlarda destek olmuştu. O Jimin'in acısını anlıyordu, çünkü o Jimin ile beraber acı çekmişti. 

"Biliyorum." diye gülümsedi Taehyung geri çekilerek. "O da biliyor. Kötü bir amacın yoktu, ve bunu gösterdin."

Jimin kuru gözlerini ovaladı. O kadar ağlamıştı ki gözleri şişmişti ve acıyorlardı, yanakları pofuduklaşmıştı. Ama o artık ağlamak istemiyordu. Bugünden itibaren yeni bir bölüme başlamak istiyordu ve yeni bir sayfa açacaktı. Bugüne kadar Jeongguk'un adına yaşadığına dair hiçbir şüphe yoktu, ama bugünden itibaren Jimin buna paralel bir hayata başlayacaktı.

mono no aware 🌼 jikook (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin