YENİ EV - BÖLÜM 2

516 24 3
                                    

"Çocuklar, yeni evinizi beğendiniz mi?"

Uzun bir yolculuk sonrası yeni evlerini görmek bize moral vermişti. Malum, dağların arasında geçen 5 saatlik yolculuğun yorgunluğu vardı üzerimizde. Çantalarımızı yeni evimize yığdık. Taşıma şirketinin numarasını tuşlayıp geciktiklerini bildirdim. Yarım saat sonra büyük bir kamyonla geldiler. Şoför bize küfür edecekmiş gibi bakıyor. Çok değerli zamanını mı çaldık acaba?

Mobilyaları gelişigüzel yerleştirdikten sonra yatağa yattım. Çok yorgun olduğumdan uyuyakalmışım.

Yüzüme düşen bir damla sıvıyla uyandım. Gözleri kırpıştırırken ikinci damla da yüzüme vurdu. Ellerimle yüzümü sildim ve lavaboya gittim. Ellerimi yıkarken kırmızı bir sıvının ellerimden boruya doğru gittiğini farkettim. Bu kandı. Aynaya baktığımda yüzümün yarısının kana bulanmış olduğunu gördüm. Islak mendili almak için eğildim. Aynaya tekrar baktığımdaysa yüxümde hiçbir iz yoktu. Kötü ve yorucu bir gündü diyorum kendi kendime. Mutfağa gidip kendime kahve yapıyorum. Deniz'e de isteyip istemediğini soruyorum. Cevap gelmiyor. Kahvenin bana kaldığı anlamına geliyor bu. Keyifli bir şekilde sırıtıyorum. Fakat keyfim kısa sürmüyor.

-Ensar?

-Efendim Deniz?

-Fazladan eşyaları tavan arasına çıkar istersen?

Canım sıkıldı. Olur dedikten sonra kolileri sırtlayıp tavan arasına gidiyorum. Güzel bir ev. 2 katlı. İlk katında tuvalet, banyo ve mutfak gibi odaları var. Yukarıdaysa yatak odaları. Çatı katına çıkıyorum. Kolilerin tamamını bıraktığımda, gözüme daha önce orada olan bir koli ilişiyor. Üzerinde bir şey yazmıyor. Oysa ki tüm kolilerimizin üzerinde isim yazıyordu. Kapağı açtım. Yüzlerce kaset çıktı karşıma. Birini elime aldım. "Mangal Eğlencesi". Gülümsedim. Eski kasetler için bir kaset oynatıcım vardı zaten. Fakat buğün olmaz, çünkü evin tadını çıkarıp temiz hava alacağım. Bahçeye çıktım. Tahmin ettiğimin aksine bahçe çok pis. Ve kötü kokuyor. Burayı elden geçirmek lazım. Fakat bunun mümkün olacağına inanmıyorum çünkü bahçe ormana dönmüş. Öyle iş olsun diye yerleştirilmiş birkaç uzun birkaç ağaç burasının orman olduğu hissine kapılıyorum. Kahvemi yudumlarken etrafı izliyorum. Manzara hoş. Evim güzel. Başka pek bir şey isteyemem doğrusu. Sadece buğün gördüğüm hayal olmasa daha iyi olacaktı işte...

Canım sıkılıyor ve aklıma kasetler geliyor. Gözüme önceden çarpan kasedi alıyorum ve kaset çalara takıyorum. Önce biraz karıncalanıyor, sonra açılıyor.

Güzel bir ortam, yanan bir araba ve arabaya zincirle bağlanmış anne ve baba. Arabanın koltuklarına benzin döküp ateşi kızdırıyor. Kadrajı indirildiğinde, bir çocuk görülüyor. Annesi ve babasını iyice pişirdikten sonra üzerlerine buzlu su döküyor. Daha sonra bıçak alıp, anne ve babasının kalbinin ortasına bıçağı saplıyor.

Filmi kapatmak için eğildiğimde filmde bir gölge beliriyor. Gölgenin yüzü yok. Sandalyeden düşüyorum ve hızlıca sinevizyonu kapatmaya çalışıyorum. Kapanmıyor. Sesler geliyor. Film devam ettikçe sesler netlik kazanıyor.
Sıra sende sıra sende sıra sende

Ve sinevizyon kapanıyor.

ÖLÜM KASEDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin