"Baba hadi salla beni!" Çok büyük bir heyecanla parkta koşturuyordum. Babamla birlikte parka gelmiştik ve ben dünyanın en mutlu çocuğuydum.Babam beni birkaç tur salladıktan sonra parkın köşesine gitti ve "Sen kaydıraktan 10 kez kayana kadar burda olucam prenses." dedi. Çocuk aklı işte oyun sanıp var gücümle kaydırağa koştum. Boyumdan oldukça uzun merdivene var gücümle gülümseyerek tırmandım.
Gözlerim babamı arıyordu. Onu gördüğümde uzun boylu, siyah giyimli bir adamla konuştuğunu gördüm. Bu adamın yüzü şapka ve gözlük yardımıyla gizlenmişti. İçimden bir kıkırdama isteği geldi. Çünkü ne zaman babamla dışarıya çıksak babamda o meşhur siyah şapkasını, su damlası polis gözlüğünü yakardı.
Bunları düşünürken oyunumuz aklıma geldi ve kaymaya başladım. Tekerlemeler mırıldanarak nefes nefese merdivene tırmanıyor ve kayıyordum. 5...6... offf.. 7..
Daha fazla gücüm kalmamıştı. Kaydırağın tepesine çıktım ve soluklanarak tekrar babama baktım. Arada sırada benden tarafa bakarak karşısındaki adamla hararetli bir şekilde konuşuyordu.Bir an o kadar gür çıktı ki sesi... Hayır dedim sana buna asla izin vermem anladın mı?!
Babamın sesini ilk kez bu kadar yüksek duymuştum. Korkuya kapılıp merdivenle kaydırağın arasındaki pencereli kulübeye sığındım. Bacaklarımı kendime çekip sessiz sessiz ağlamaya başladım. Bir iki dakika geçtikten sonra pencerede bir gölge farkettim dönüp baktığımda babam şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
- Rüya seni kaybettim sandım neden ağlıyorsun?Kaydırağın tepesine çıkıp babamın boynuna kollarımı doladım.
+ Baba doktora gidip içindeki ejderhaya iğne yaptıralım.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kapı sesiyle uyandım.Hava tamamen kararmıştı.Gördüğüm rüya beni fazlasıyla duygulandırmıştı. Hafızamdan silinmek üzere olan anıyı her bir ayrıntısıyla tekrar yaşamıştım.Bunların etkisiyle savunmasız kalan bedenim gözyaşlarını ardı ardına sıraladı. Günlerin birikintisiydi bu. Rüyamdaki gibi bacaklarımı kendime çekip yatağımın üstünde için için ağlamaya başladım.
Annem odama girip beni o şekilde görünce kısık bir çığlık attı.''Rüya kızım annem iyi misin ne oldu sana böyle bir yerin mi acıyor yavrum???'' Küçük bedeni dahada küçük bir hal almıştı yanıma kıvrıldığında. Onu üzmek isteyeceğim son şeydi. Ama bu kabusu anlatırsam bir yararı olmayacaktı oda en az benim kadar üzülecekti. ''Bir kabus gördüm anne ama hatırlayamıyorum tek bildiğim çok korkutucu olduğu.''dedim sorusuna karşılık olarak.
Bana olağanca sarıldı.Küçük elleriyle göz yaşlarımı sildi saçımı öptü.Tam olarak dinlenmemiş olacağım ki annemin sıcak elleri karşısında tekrar uykunun derinliklerine kendimi bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTRAL KRALİÇE
Fiction générale''Babam öldüğünde henüz 17 yaşımdaydım. O zamanlar bunu atlatmak çok zordu.Ama sen bana bunca acıyı boşuna yaşadığımı mı söylüyorsun? Demek sadece bir cümle ile astral seyehate çıkıp onunla tekrar karşılaşma şansım vardı. Dahası onun orada kurduğu b...