Derf ve Luka çok ilerlerden gelen sesleri sanki yanı başlarında dinler gibi duyuyorlardı. Tam da Luka'nın
aklına gelen oluyordu Filing gezegeninde.
Astronot bu benim zaferim der gibi bakıyordu Luka ve Derf'e.
Astronotun ağzından şu kelimeler çıktı...
"Sonunda herkes öğrendi gerçekleri ve artık başka bir yolunuz kalmadı."
"Zamanla artık burda kalmak hoşuma gidiyordu ve elçi olmak istiyordum ama annen buna izin vermedi o çok korkunç biri Luka, sen onu gerçekten tanımıyorsun bile." "Sana mı inanacağım şimdi! Güldürme beni!"
"Senin annen bir insan Luka,annen de Dünyalı." "Ne?" "Yalan söylüyorsun!"
"Derf'e sormak ister misin?" "Bunların hepsini sadece elçi olmak için mi yaptın?!"
Derf'e bakıyordum ve ondan cevap bekliyordum alacağım cevaptan ölesiye korkuyordum ama bunu öğrenmem gerekti bana yıllarca yalan söylemiş bir annem ve arkadaşım vardı hatta artık ona aşık bile olabilirdim ama o bana yalan söylemişti yıllarım kocaman yalanların üzerine kuruluydu....
"Luka sakin ol sana her şeyi anlatacağım ama şuan sırası değil şehir merkezine gitmemiz lazım ve bu karışıklığı halletmemiz lazım!" "Hayır sen şuan burda bu astronotun doğru söyleyip söylemediğini söyleyeceksin bana!"
"Bunu duymaya hazır mısın ?"
Hayır! "Evet!" "Evet annen de Dünyadan geldi, babana aşık oldu ve evlendi benide yanına aldı ve aileme verdi!" "Şimdi bittiyse hemen şehir merkezine gidelim!"
Konuşamamıştım sadece kafa mı sallamanın yeterli olacağını düşündüm....Bir süre sonra şehir merkezine gelmiştik herkes uzay araçlarının olduğu depoya girmek istiyordu ama şifre olduğu için giremiyorlardı.
Onlara görünmeden elçi binasına girmek istemiştik ama içlerinden biri bizi fark etmişti.
"Bakın!Bu elçi şifreyi bir tek o biliyor!"
"Yakalayalım!"
"Kaçmasına izin vermeyin!"
"Kimse ona zarar vermesin!"
"Yakalayınnnn!"
"Derf koş!" Elçi binasına doğru koşuyorduk kimse yoktu
Yada Luka öyle sanıyordu.
Koşarak ilerlerken ayaklarımın yerden çekildiğini hissediyordum! Biri beni kendine çekmişti ve sıkıca tutuyordu.
"Onu yakaladım artık şifreyi öğrenebiliriz!"
"Hayır size asla şifreyi vermeyeceğim." "Luka asla verme şifreyi!" "Luka mı?" "Senin adını Luka mı?" "Siz birbirinizin ismini mi biliyorsunuz." "Siz çoktan ölmeyi hak etmişsiniz!" "Şimdi şifreyi ver yoksa gök bilimciyi yeriz!" "Duydun mu bizi Luka!" Korkuyordum kendim için değil Derf için bunu yapmak zorundaydım...
"Tamam bırakın Derf'i söyleyeceğim şifreyi!" "Söyle!"
"DÜNYALUKADERF"
Bizi bırakmış bir heyecanla depoya koşuyordu hepsi...
Derf kolumdan çekti ve beni düşüncelerimden ayırdı. "Luka koş uzay gemisine gitmeliyiz!" "Burda daha fazla kalamayız bizi öldürecekler!" "Tamam!"Sanki günler boyunca koşmuş gibi yorgundum.
Yıllarca ayakta kalmış Filing gezegeni benim elçiliğimle yerle bir olmuştu. Şimdi benim yüzüme bir gezegen daha yok olacaktı ve bunların tek suçlusu bendim!
"Luka sana diyorum!" "Ne?" "İyi misin?" "Pek iyi olduğum söylenemez." "Geldik uzay gemisine bak ilerde." "Biraz daha koş." "Tamam!"
Uzay gemisine bindik ama nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Dünyaya gidemezdik eğer bizi bir kişi bile takip ederse bu dünyanın sonu olurdu.
"Şehir merkezinin üstüne uçacağım ne yapıyorlar ona bakarız."
"Tamam." "Hayır olamaz!" "Ne oldu?" "Astronot burda!" Derf'e elimle astronotu işaret ediyordum. Kesinlikle onlara öncülük edip dünyaya götürecekti.
"Artık her şey bitti Derf Dünya'nın sonu geldi." "Ben çok üzgünüm,hepsi benim suçum." "Öyle düşünme Luka." "Bu fikri ben sundum sana burda bir suçlu varsa o da benim!" Tam bir şey söyleyecektim ki herkesin uzay aracına bindiğini gördüm.
"Derf gidiyorlar!"
"Takip etmeliyiz!" "Evet gidelim belki geri çevire biliriz."
Luka ve Derf ne yaparsa yapsın bir tane bile uzay gemisini geri çevirememişti geri Luka onlara bir teklifi olduğunu söylediğinde herkes onu dinlemek için bekliyordu.
"Eğer benim liderliğimde ilerlerseniz mührümü kullanmam!" "O mühür bize ne yapabilir ki?" "Bunu bilmemeniz ne ayıp!" "Eğer müdürü kanımla birleştirirsem bütün Filing ölür!" Sesler birer birer yükseliyordu...
"Gerçekten böyle bir şey var mı?" "Bunu biliyordum ama onun bildiğini düşünmüyordum." "Bunu yapacak kadar ne olabilir ki o gezegende ?"
"Bence kabul etmeliyiz."
"Hayır bu elçi bunu yapamayacak kadar korkak!" "Kesinlikle yapacak kadar cesur!"
"Konuşmalarınız bittiyse eğer cevabınızı alabilir miyim?"
"Tamam kabul ediyoruz teklifin nedir?" "Sadece hayvanları yiyeceksiniz insanlara dokunmayacaksınız!" "Insan da ne ?" "Bize en çok benzeyenler o gezegende insan olarak adlandırılıyor." "Sadece hayvanları mı yiyeceğiz o zaman neden bu gezegene gidiyoruz ki bizim gezegenimizden bir farkı yok!" "Dediğin insanları yersek kesinlikle daha güçlü olacağız elçi!" "Tamam ayda herkes sadece bir tane yiyecek yaşlı ve hasta olanlar yenecek çocuklar yenmeyecek!" "Anlaşıldı mı!" "Evet!" Her şey yolunda giderse kısa bir sürede onları ikna edip Filing'e geri dönebilirdik.İster Dünyalı ol ister Filingli insan ve insana en benzeyen canlıysanız doyumsuzsunuzdur Luka bunun olacağını hiç düşünmemişti şimdi çok daha kötü günler bekliyordu Luka'yı.
***10 gün sonra
Halk Luka'nın dediklerine uymamaya başlamışlardı 10 günde on bin kişinin öldüğünü duyduğunda mührüne kanını damlatmıştı ama işe yaramamıştı çünkü artık Dünyadaydı ve annesi insan olduğu için güçleri burda devreye girmiyordu ne de olsa o yarı insan yarı FilingliydiUmarım beğenirsiniz oylamayı unutmayın.
Sizi seviyorum.💙💙💙😇😇😇🥰💜
8. Bölümü cuma günü atacağım iyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hareketsiz [TAMAMLANDI!]
Science-Fiction[Tamamlandı.!!] İki farklı gezegen iki farklı canlı. Biri ölümün elçisi diğeri yaşayan bir ölü. Canlı,hareket eden her şeyi yiyen bir kız ve halkı bir gün dünyayı fark ederler ve dünyaya giderler hareket eden her canlı ölür son biri hariç...