Hiç tanımadığı birine güvenmek insana çok tuhaf hissettiriyordu. Yaz gibi annesine bile güvenmeyen biri için hayatında belki de ilk kez tattığı garip bir duyguydu bu. Kızlar başkaydı. Onlarla ezelden beri tanışıyor gibi hissediyordu. Ama Hakan... Ona olan minnettarlığını anlatacak kelimeler yoktu lügatında. Onu kurtarmıştı, yardım etmiş sonrasında ne hali arsa görsün dememişti. Yine de günlerdir Pera'ya gelmemişti. Geleceğine söz vermişti ve Yaz buna inanmıştı. Gelmiyor oluşu ise sözünü tutmadığını düşündürmekten çok içine anlamsız bir sıkıntının dolmasına neden oluyordu. Bu hissi tarif etmesini söyleseler Yaz muhtemelen saçma sapan birkaç kelimeden başka bir şey diyemezdi. Bu yüzden günlerdir dalgındı, insanlar sorup duruyordu ve Yaz yaşadıklarını anlatamayacağı için susmaktan başka bir şey yapamıyordu. Kaç gecedir kabuslarla uyanmıştı sayamamıştı. Bir türlü deliksiz uyuyamadığı içinse gözleri günlerdir kan çanağı gibiydi, etraflarını ise koyu halkalar yuva edinmişti.
'' Birkaç gündür sende bir şeyler var ama hayırlısı. '' diye söylenen Engin'in sesi biraz yüksek çıkmıştı ki Yaz yüzünü buruşturdu.
'' Engin nolur biraz sessiz konuş. Başım çatlıyor. ''
'' Eve gitsene sarışın. Günlerdir sabahın köründe kimse yokken buraya gelip, gecenin bir vakti gidiyorsun. Senin atarlı sarışın köpürüp duruyor da neyse ki üstüne gelmiyor. ''
'' Uyuyamıyorum Engin. '' diyerek sıkıntıyla ofladı. '' Kurcalama lütfen olur mu? ''
'' Yardım edebileceğim bir konuysa eğer- '' diyerek gerçek bir endişeyle sorduğunda Yaz sözünü kesti gülümseyerek. '' Sağ ol. İnan ki halledemeyeceğim bir mesele değil. ''
'' İnanmadım ama sen öyle diyorsan susacağım sarışın. Yine de ne olursa olsun bana anlatabileceğini bil tamam mı?''
Başını salladı Yaz. Engin elini birkaç defa omzuna vurup işine döndüğünde ise minnettarlıkla gülümsedi. Çoğu zaman atıştığı ancak ne kadar atışırlarsa atışsınlar çok sevdiği bir arkadaşıydı Engin. Engin gittikten sonra tekrar düşüncelere dalmasına engel olamadı. Akşama dek ruh gibiydi. Bu gece de Hakan'ın gelmeyeceğini anlamıştı. Meraktan çok endişelenmeye başlamıştı artık. Evine de gidemezdi. O kadar da delirmemişti. Belki de fazla abarttığını düşünmeye başlamıştı. Siyah deri ceketini giyip arabasına binmek üzere arka kapıdan çıktığında havanın serinliği yüzüne çarpıvermişti. İzleniyormuş hissine kapılarak başını kaldırdı. Aynı sokak lambasının altında onu bekleyen adamı gördüğünde yüzünde büyüyen gülümsemeye engel olamadı. Hakan tek omzunu lambaya yaslamış yüzünde tam seçemediği bir ifadeyle Yaz'a bakıyordu. Yaz yavaş adımlarla yanına geldiğinde gülümsemesini bastırmadan ancak kontrol etmeye çalışarak '' Gelmedin? ''diye soru sorarcasına konuştu.
'' Her gece geldim. ''
'' Nasıl yani? '' diyerek anlamayarak kaşlarını çatmıştı Yaz. '' O günden sonra ne kadar korktuğunu bile bile seni yalnız bırakacağımı düşünmedin değil mi? ''
'' Ama ben seni bir kez bile görmedim. ''
Hakan açıklama yapmak yerine omzunu silkti. Yaz soru sormak istemedi ancak onun yüzüne dikkatli bakınca kendininkinden bin kat beter olduğunu görerek endişelendi. Sanki... Sanki hasta gibiydi. '' Sen hasta mısın? Yüzün- '' derken incitmek istemezcesine yüzüne dokunmak için elini kaldırmıştı ki Hakan'ın elini son anda tutmasıyla duraksadı. Elini bırakmadan '' Endişelenme. Her zamanki halim. '' diye mırıldandığında onu senelerdir tanıyormuşçasına itiraz etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAL YANIMDA
Romance"Arada bir ağlamak için Onu kocaman ellerimle sevdim Ölüm daha saçlarına gelmemişti şarkısı-beyaz Saçlarını kestim, şarapla ıslattım Saçlarını koynumda saklıyorum Arada bir ağlamak için" Aldatmak/Paulo Coelho