"Ve kitabın sonu şöyle biter.. "Birinde kül olduysan, bir başkasını ısıtamazsın.""
Günler geçip gidiyordu ve ben hayatımın gittiği yönü takip bile edemeden kendimi akışına kaptırmış ilerliyordum. Engin ile tartışmamızın üzerinden günler geçmişti. Beni istediğim yere götürmekten son anda vazgeçip gitmişti. Ben ise onun ardından gitmek yerine oraya tek başıma gitmiştim. Ne Timur ne de Engin ne yaptığımı bilmiyordu. Engin ile aramızı bir şekilde düzeltmiştik.
Fakat geçip giden günlerde Timur'dan uzak durmaya özellikle dikkat ediyordum. Herkesten önce işe geliyor ve bana ihtiyaç olmadığı müddetçe erkenden işimi bitirip çıkıyordum. Tüm çabama rağmen karşı karşıya gelişlerimiz benim için aynı sarsıcılıkta şiddetli geçiyordu. Onunla göz teması kurmuyor, zorunda olmadıkça konuşmuyor, elimden geldiğince kaçıyordum. O gün odasında aramızda yaşananlardan sonra ona ettiğim sözler yüzünden bana hâlâ kızgındı. Bunu hissetmemek için aptal olmam gerekirdi. Onun öfkesi benim boğulduğum okyanusta tutunduğum tek daldı. Yanındayken kalkanlarımı kuşanmak çoğu zaman çok zordu. Bu yüzden bana karşı hissettiği tek duygunun öfke olması işime geliyordu." Birilerinin yüzünden düşen bin parça yine. " Engin'in sesini duyduğumda irkilerek bulunduğum pozisyonu fark ettim. Sahnenin ortasında karanlıkta tek başına oturmuş elimdeki gitardan anlamsız melodiler çıkarırken saçma sapan düşüncelere dalmıştım.
Sadece omzunu silmekle yetinmiştim. Benden istediği cevabı alamayacağını çoktan öğrenmiş olmalıydı." Ah be sarışın... " dedi üzüntüyle. Bir tabure çekti ve yanıma oturdu. " Kendini bu kadar yıpratmana değiyor mu? Hâlâ bu halde olmana değiyor mu? Hayatının bu kadar başındayken üstelik, değiyor mu? "
" Ne varmış halimde?" diye sordum burun kıvırarak.
" Ne mi var? Soruyor musun bunu gerçekten? "
" Konuşmak istemiyorum Engin. " dedim üstelememesi gerektiğini anlayacağını umarak. Tekrar elimdeki gitarla uğraşmaya dönmüştüm.
" Harika bir işin varken burada çalışıyorsun. Babanla bile doğru düzgün görüşmüyorsun. Etrafında kimsenin olmasına tahammülün yok. Ve en önemlisi de bunları düzeltmek için çabalamıyorsun. "
Dudaklarının arasından umutsuz bır kıkırtı firar etti. " Sen benden küllerimden doğmamı bekliyorsun. Sence küllerimden doğar mıyım Engin? " Başımı iki yana salladım. " Her biri bir yana savrulmuşken imkansız. "
Derin bir nefes verdi. Şimdilik pes edişinin göstergesiydi bu. Konuyu değiştirmek isteyerek " Hazırlan da seni evine bırakayım. " derken ayağa kalkmıştı. Saat gecenin ikisi ya da üçü olmalıydı ve herkes çoktan dağılmıştı.
" Birazdan çıkacağım endişelenmene gerek yok. " dediğimde itiraz etmek için dudaklarını araladığında " Söz veriyorum. " diyerek itirazına engel oldum.
Engin'in gidişinin ardından rahat bir nefes aldım. Kendimle başbaşa kalmaya ihtiyacım vardı. Aslında kendime itiraf edemesem de şu an en çok yüzünü bile görmediğim anneme ihtiyacım vardı. Başımı dizlerine yaslamak nasıl bir his olurdu acaba? Eğer bizi terk etmeseydi yaşadıklarım yüzünden bana öfkelenir miydi yoksa elimi tutar hiç bırakmaz mıydı? Yaşıyor muydu yoksa çoktan ölmüş müydü? Başkasıyla evlenmiş miydi ya da başka çocukları olmuş muydu? Onunla ilgili o kadar sorum vardı ki. Babamın bütün bu soruların cevabını bildiğine ve sorsaydım eğer cevap vereceğine emindim. O kadın hayatımızda olmasa da babamın hâlâ ondan haber aldığını biliyordum. Görüşmüyorlardı buna emindim. Ancak babam bir şekilde birilerinin yardımıyla annemden haber alıyordu. Ona annemden haber verenlerin kim olduklarına hiç şahit olmamıştım. Ama biliyordum. Bu yönümüzle de birbirimize benziyorduk işte. İkimizde bize hayatı zindan eden insanlara karşı zayıftık. Onda neye kızıyorsam aynısını ben de yapıyordum. Gözlerim dolarken içimdeki özleme daha fazla dayanamayarak telefonumu elime aldım. Telefon ilk çalışta açıldığında babamın endişeli sesi kulağıma dolmuştu.
" Yaz!"
O an saatin kaç olduğunu düşünmeden aradığım için pişman olsam da yapacak bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAL YANIMDA
Romance"Arada bir ağlamak için Onu kocaman ellerimle sevdim Ölüm daha saçlarına gelmemişti şarkısı-beyaz Saçlarını kestim, şarapla ıslattım Saçlarını koynumda saklıyorum Arada bir ağlamak için" Aldatmak/Paulo Coelho