-"Bilemiyorum Chanyeol."
Sürekli ortaya çıkan farklı projeler Chanyeol ile ayrı kalmamıza sebep oluyordu. Xiumin ve Chen hyung ile birlikte yürüttüğümüz CBX grubu için sürekli imza günlerine gidiyorduk ve Chanyeol'ün film dizi çekimleri yüzünden birbirimizi hiç göremez olmuştuk.
-"Seni çok özledim ama yüzünü bile hatırlamaz oldum. Bu nasıl ilişki?"
-"Biliyorum canım haklısın ama para kazanmamız lazım."
-"Anlıyorum..."
Otelde kocaman yatağımda uzanırken Chanyeol'ün yokluğunu daha fazla hissediyordum. Şimdi o olsaydı bana küçücük bir yer kalırdı. Chanyeol'ün kollarının arası. Yatağın tam ortasında oturmuş telefon ile konuşuyordum. Diğer odada Xiumin ve Chen hyung kalıyordu ama bu gece Xiumin hyung yalnızdı. Chen hyung bir kadınla görüşmeye başladığından beri...
5 yılda çok şey değişti.
-" Biliyor musun Chen yine o kadının yanına gitti."
-"Başı belaya girecek."
-"Umarım girmez."
-" Bir sen cesaret edemiyorsun yanıma gelmeye."
-" Ne alakası var Baekhyun? Yoğun olduğumu biliyorsun işte."
-"Chanyeol biliyorum evet ama çok özledim diyorum sana çok."
Bu son cümleyi dudaklarımı bükerek söylemiştim. Biraz da cilve katmak lazım. Anlarsınız ya.
-"Yapma şunu Baekkie."
Dişlerini sıkarak söylediği belliydi. Kalınlaşan sesinden de anlamıştım onu ağıma düşürdüğümü.
-"Çok tehlikeli birisin sen."
Kıkırdayıp seni seviyorum diyerek telefonu kapattım.
Gülümseyerek uyandım. Sebebi Chanyeol ile gördüğüm rüyaydı. Size anlatmayacağım çünkü çok ayıp hehe.
Fan meetingimiz vardı. Xiumin hyung mesaj atmıştı.*Baekhyun odama gelir misin? Bir problemimiz var.*
Bir günümüz de telaşsız geçsin...
Hemen hazırlanıp Xiumin hyungun yanına gittim. Kapıyı çaldığımda sanki beni bekliyormuş gibi hemen kapıyı açtı.
-"Ne oldu hyung?"
-" Chen hala gelmedi."
Xiumin'in yorgun gözlerinden anladığım kadarıyla gece çok fazla uyumamıştı. Chen'den hoşlanıyordu ama hiç birbirlerine tam olarak açılmamışlardı. İlişkileri ilerlemediği için de Chen yeni maceralar aramaya başlamıştı. Exo olarak birbirimizin cinsel tercihi hakkında hiç konuşmayız. Demek ki Chen hyung biseksüeldi ya da belki de heteroseksüeldi. Hiç bir zaman bilemezdik. Şu anda tek bildiğimiz bir kadınla görüştüğüydü ve çok aşıktı. Ama bu kaçamakları başına bela açmak üzereydi.
-"Aradın mı hyung?"
-"Aradım ama açmadı."
Telefonumu açtım ve Chen hyung'u aradım. 3-4 çalmadan sonra telefonu açtı. Sesi yeni uyanmış gibiydi.
-" Efendim Baekhyun?"
Kendisine cevap vermeyen Chen'in bana cevap vermesi Xiumin hyungu çok üzmüştü, gözlerinden anlayabiliyordum. Xiumin hyungu en son bir olayda bu kadar üzgün görmüştüm. Luhan hyung bize Exo'ya geri dönmeyeceğini açıkladığında.~Flashback~
-"Ne demek dönemiyorum?!"
Suho hyung, lider olarak bu habere çıldırmıştı.
-"Ne demek dönemiyoruz ya? Üçünüz olmadan ne yapacağız biz?"
Luhan, Kris ve Tao dönmeyecekti. Çok zaman geçmişti ve Çin'de kendi işlerini kurmuşlardı. Kore'ye tekrar dönmek onlar için büyük değişiklik demekti. Ama onları çok özleyecektik.
~Flashback biter~
-"Hyung, saatin farkında mısın? İki saat sonra fanmeeting başlayacak ve senin erken saatte gelip kimseye görünmemen lazımdı."
-"Kahretsin! Uyuyakalmışım. Ne yapacağım ben şimdi?"
-"Hyung dikkatli davranmıyorsun..."
-"Ben hemen hazırlanıp geliyorum Baekhyun."
-"Çabuk ol ve kimseye görünme, otoparktan gir."
Bir saat sonra Chen hyung otele gelmişti. Görüştüğü kişi hakkında bizimle hiç konuşmamıştı. Anlatmaya da hiç niyeti yoktu. Umarım başımıza iş açmazdı.
Fanmeetingten önce televizyon showunda performans sergileyecektik. Kulise geçtik ve hazırlanmaya başladık. Aynanın karşısında saçımı yapıyorlardı. Ben ise telefonumla uğraşıyordum. İdol olmasam instagram fenomeni olurdum. En azından Chanyeol'üm ile çekildiğim fotoğrafları rahatça fanlarımla paylaşırdım. Hepsini değil tabii. :) Ben düşüncelerde kaybolurken dışarıda bir gürültü koptu. Çok ünlü bir grup geçmiştir onun gürültüsüdür diye çok fazla üzerinde durmadım. Ama arkamı döndüğümde Xiumin hyungun da Chen hyungun da odada olmadığını fark ettim. İçimi bir huzursuzluk kapladı. Seslere kulak verdiğimde hyungların seslerini de duyduğum anda biraz telaşlanmaya başlamıştım. Saçımı yapan kişiden izin isteyip ayağa kalktım, yavaşça kapıdan dışarı çıkmak için kafamı dışarı çıkardığım anda biri beni sertçe içeri itti ve içerideki bütün çalışanı dışarı çıkarttı. Olayları şaşkınlıkla izlerken beni ittiren kişinin Chen olduğunu fark ettim. Herkes dışarı çıktığında Xiumin içeri girdi ve yüzüme donuk ifadesiz bir şekilde baktı. Beş saniye sonra dudağının kenarında ufak bir gülümseme görmeye başladım. Şoka mı giriyorum acaba? Hayır hayır kesinlikle gülümsüyordu. Ben hala ifadesiz bir şekilde olayları anlamaya çalışırken Xiumin hyung söze girdi.
-"Bana sonra teşekkür edersin."
Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. O sırada Xiumin hyung birinin kolundan tutarak içeri getirdi. Gelen kişi karşısında ne diyeceğimi bilemedim. Nasıl burada olabilirdi? Mümkün değildi. İlk şoktan çıkmamı gözümden akan bir damla yaş sağlamıştı. Kendime geldiğimde derin bir nefes alarak nihayet konuşabilmiştim.
-"C-Chanyeol?"
Selam benim güzel okuyucularıım! Ah 5 yılda değişen o kadar şey, yaşanan o kadar olay var ki... Olayları hikayeye yavaş yavaş adapte etmeye çalışıyorum. Olayların perde arkasını düşünmeyi, analiz etmeyi ve tabii ki hayal etmeyi o kadar özlemişim ki. Hikayenin 1.bölümünü okuyanlardan bir dileğim var. Bu hikaye size ne ifade ediyor ve neler hissettirdi? Bana 1-2 cümleyle anlatır mısınız? Şimdiden çok teşekkürler. Sizin fikirleriniz benim için çok önemli. Sizi seviyorum. Görüşmek üzere!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Bağ | Baekyeol - Chanbaek |
FanfictionEkranda gördüğümüz şeyler. Peki ya görmediklerimiz?