"NE? Ne oldu Sehun'a? "
Çok telaşlanmıştım. Yeol'u kolundan çekiştirip Lay ve Sehun'un kaldığı odaya yöneldim. Kapı aralıktı. Sehun'a bir şey olursa çok kötü olurdu. Çünkü Luhan hyung Sehun'u bana emanet etmişti.
Flashback--
"Hepinizi çok özleyeceğim."
Bize konuşuyordu fakat gözü kenarda sohbete katılmayan başını dizlerinin arasına almış Sehun'a bakıyordu. Gözleri tekrar bizimkiyle buluştuğunda gözlerinin nemli olduğunu farketmiştim. Sehun'un böyle yapmasına dayanamıyordu.
Hepimize tek tek sarıldı. Bana sıra geldiğinde gülümsedi.
"Senin şebekliklerini çok özleyeceğim puppy." dedi. Biraz daha yaklaşarak:
"Baekhyun dışarda biraz konuşabilir miyiz?" diye fısıldadı.
Dışarı çıktık. Luhan koluma girdi. Biraz yürüdük. Sonra parkın birine oturduk.
-"Sehun gitmeme alışamayacakmış gibi hissediyorum Baekhyun. Bu onu çok üzüyor ve ben Sehun un üzülmesine dayanamıyorum. Tekrar geri dönene kadar onu benden sonra en çok güldüren kişiye, sana emanet ediyorum. Lütfen ben gelene kadar ona iyi bak. Yüzünün asılmasına izin verme. Hep gülsün lütfen Baek. Bu şekilde içim rahat eder."
Flashback biter--
Hep gülmesi gerekiyordu Sehun'un ama şu an karşılaşacağım durumdan korkuyordum. Luhan'la konuşmalarımızı sadece Chanyeol'e anlatmıştım. O da elinden geldiğince bana yardım etmeye çalışmıştı.Karşılaşacağım görüntü bütün çabalarımın boşa olduğunu gösterebilirdi.
Korkarak kapıyı ittim ve içeri girdim. Sehun köşeye oturmuştu. Etrafında Tao ve Suho da vardı. Sehun'un yüzüne bakmaya çekiniyordum. Luhan gittiğinden beri arada gelen ağlama krizleri şiddetini giderek artırıyordu.
Yavaşça yaklaştım. Aynı zamanda Chanyeol'un kolunu da sıkıca tutuyordum. O olmasa bu kadar güçlü olamazdım.
Sehun'un yanına doğru eğildim ve yüzüne baktım. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü. Dudakları şişmiş burnu kızarmıştı. Onu böyle görmek istemiyordum.
Başını yukarı kaldırdı ve bana baktı. Beni gördüğü anda zaten yeterince ağlamamış gibi daha da şiddetli ağlamaya başladı.
Hayır hayır Sehun lütfen boyle yapma.
Hemen yere oturup ona sıkı sıkı sarıldım. Sırılsıklam olmuştu ama titriyordu.
Chanyeol'e dönüp ondan Sehun'u kaldırmasını yatağa yatmasına yardımcı olmasını istedim. Çoktan harekete geçmişti. Bu arada Chen ve Xiumin de odaya girdi. Suho olanları onlara anlatırken Sehun'un yanına oturdum. Kendini bu kadar üzmeye devam ederse hasta olacaktı. Diğer yanına da Tao oturdu. Ardından Suho gelip Tao'nun yanına dikildi. Tao onu belinden tutmuştu. Suho da elini Tao'nun omzuna koydu. Sehunun yüzünü okşayarak her şeyin düzeleceğini söylüyordum.
Cok yorgun görünüyordu. Bir sakinleşse hemen uyuyacaktı.
Yaklaşık 20 dakika sonra sakinleşmişti. Gözleri kapanıyordu. Uyumadan önce Baekhyun hyung lütfen Luhan geri gelsin şeklinde mırıldanmıştı. Yüzümü yüzüne yaklaştırarak Tabi ki gelecek dedim ve gülümsedim. Gozlerini kapattı ve uyumaya başladı.
Sehun uyumuştu ve biz de çok yorgunduk. Herkes iyi geceler dileyip o1dalarına geçti.
Chanyeol elimden tutmuştu.
-"Gitsek iyi olur bebeğim. Sen de dinlenmelisin" dedi ve sarılarak beni yataktan kaldırdı. Bende beline sarılarak aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdim. Tam da göğsüne denk gelen yüzümü iyice bastırdım göğsüne. Derin bi nefes alarak Yoda'mın kokusunu içime çektim. Beni her zaman sakinlestirirdi bu koku.
Hızlıca odamıza geçtik. Yeol odaya girer girmez kendini yatağa bıraktı. Yorganın içine geçti. Benim gelmem icin yorganı kaldırdı ve gelmemi işaret etti. Hemen yanina uzandım.
Kolunu açtı. Sarıldım. Kolunu etrafıma sardı ve beni kendine iyice çekti. Çenesi tam kafamın üstüne denk geliyordu. Benim ise burnum tam boynuna denk geliyordu. Olabildiğince boynuna sokuldum.
-"Sehun için cok endişeleniyorum. Chanyeol. O da mutlu olmayı hak ediyor. Luhan'a bir söz verdim ve yerine getiremiyorum. Çok zavallıca.
-"Hayır Baekhyun zavallıca falan değil. Sen elinden geleni yapıyorsun bitanem. Sadece bir şeyleri zamana bırakmamız lazım. Eminim her şey yoluna girecek. Sadece pozitif düşün. Yarın katılmamız gereken bir ödül töreni var. Dinlenmemiş lazım. Hadi uyu artık. Senin uyurken izlemeyi çok özledim. ( Yazar burda ağlıyor :') )
-" Sen de uyu Chanyeol. Sonra performanslardan sonra çok yoruluyorsun fanlar endişeleniyor."
-" Seni seviyorum."
-"Hadi yat uyu Yeol."
-"Sen?"
-"Ben ne?"
-Beni sevmiyor musun yoksa?" Alt dudağını bükmüştü bunu söylerken. Ve ben bu harekete kesinlikle dayanamıyordum. Yukarı doğru kendimi çekerek dudaklarına yapıştım.
Yavaş baslayan öpücük giderek şiddetleniyordu. Ve bizim uyumamız lazımdı.
Chanyeol ellerini pijamamdan içeri sokmak üzereyken elimi dudaklarının üstüne koyarak durmamız gerektiğini belirttim. Çok rastlayamadığım bir durum olarak gözleriyle güldü.
Küçük elimi kendi gibi dev olan elinin içine aldı ve dudaklarına götürüp elimi öptü.
Utanarak yüzümü göğsüne gömdüm. Kollarımı beline sardım ve huzurlu bir şekilde gözlerimi kapadım.
Yarın zorlu bir gün bizi bekliyordu. Ödül töreninde yine hiç istemedigim bir şeyi yapmak zorunda kalacaktım. Sözde sevgilime bakış atacaktım. Ahh bunlar fanları saf mı sanıyor ne? Fanlar benim gay olduğumu görebilecek kadar zeki... Ki bu Instagram'de etiketlendiğim fotoğraflardan gayet net belli oluyor. Ödül töreni bayağı hareketli geçecek anlaşılan.
Ama benim çok ilginç bir planım var.
Yoda'm ve benim için.
Otelde yarım kalmasın diye 3. bölümü de paylaştım sizlerle. Lütfen beğendiyseniz bölümü bir beğeniyi eksik etmeyin. Beğenmediyseniz de eksiklerimi lütfen yazın. Şimdiden teşekkürler. En yakın zamanda tekrar görüşmek dileğiyle :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Bağ | Baekyeol - Chanbaek |
FanfictionEkranda gördüğümüz şeyler. Peki ya görmediklerimiz?