-"Chanyeol??"
Uzun zamandır göremediğim sevgilim önümde öylece duruyordu. Normalin aksine ağzını yırtılırcasına açarak gülmüyor yaşlı gözlerle gamzesini çıkararak bana gülümsüyordu. Görmeyeli çok uzun zaman olmuştu neredeyse yüzündeki bazı detayları unutmuştum. Onu görmediğim bu süreçte daha da kas yapmaya başlamıştı. Benim yanımda zaten iri duran Chanyeol şimdi önümde kas yığını bir dev gibi duruyordu. (Ya da ben uzun zamandır onunda sevişmiyordum hehe)
-"Öylece bakacak mısın sadece?"
O sadece ciddi zamanlarda kullandığı derin ses tonunu kullanıyordu. Elinde bir demet çiçekle gelmişti. İçeri girdiği anda Chanyeol'ün kokusu ve çiçeğin kokusu karışarak başımı döndürmeye başlamıştı bile.
-"Chanyeol... Ben seni çok özledim." Son kelimeyi hıçkırarak söylemiştim çünkü ağlamaya çok yakındım. Chanyeol bana biraz daha yaklaştı ve hafif eğilerek çiçekleri bana uzattı. Elime çiçekleri aldığım anda ellerini belime dolayarak beni kendine çekti. Şimdi bir elimde çiçekler vardı ve benim yüzüm onun omzuna gömülmüştü. (Gerçekten ne kadar kaslanmışsın be yiğidim) Elimden çiçeği nazikçe alıp yanımızda duran sandalyeye koydu. Ve omzundaki yüzümü diğer eliyle kendine çevirip bana duyduğu bütün özlemi dudaklarımdan aktarırcasına beni öptü.
Sanki zaman durmuştu ve sadece Chanyeol ve ben vardık. (Yani evet odada sadece ikimiz vardık ama ne demek istediğimi anladınız siz) Birbirimizi kesintisiz bir şekilde öpüyor ve öperken sanki birbirimizi en son gördüğümüzden bu yana olan vücutlarımızdaki farklılıkları sezmeye çalışır gibi birbirimize dokunuyorduk. İlk olarak ensesini hafifçe okşadım ve yavaşça saçlarına çıktım. Taze duş kokusunu alabiliyordum. O da belimdeki elini yavaş yavaş yukarı aşağı yapıyordu. Kocaman elleri bütün sırtımı iki hamlede geziyordu zaten.
Elleri yavaşça kalçalarıma indiği anda hem beni kendine çekmişti hem de öpüşünü biraz daha sertleştirmeye başladı. Dudaklarımdan ufak bir inleme sesi çıktığı anda gülümsediğine yemin edebilirim. Birkaç saniye sonra Chanyeol'ün vücudu titremeye başladı. Neler olduğunu görmek için hafif geri çekildiğimde içten içe kahkaha attığını fark ettim. Kaşlarımı çatarak onu göğsünden ittim. (YİNE Mİ KAS?)
-"Ne var ne gülüyosun?"
Chanyeol daha fazla kahkaha atmaya başladı. Etrafa vuruyordu kahkaha atarken. Aptal koca bir kas yığını. Son kahkahasını bitirirken burnunu çekti ve gözlerini sildi.
-"O kadar zaman geçse de seni hala etkileyebiliyorum Baekhyuncuğum."
Suratımı ifadesiz bir hale getirerek yüzüne baktım. Hiçbir kelime etmeden gittim koltuğa oturdum ve telefonumla oynamaya başladım. Kaşlarını çatma sırası ondaydı. Anlamaya çalışır gibi gözleri beni takip etmişti. Ayaklarını sürüyerek yanıma yavaşça yaklaştı ve ayaktayken parmağıyla yanağıma dokundu. 27 yaşına geldin hala çocuk gibisin Chanyeol. Gözlerimi yukarı hafifçe kaydırıp telefonuma döndüm. Bu sefer yanıma oturdu ve bir elini bacağıma koyarak yavaşça yüzüme yaklaşmaya başladı. Boynumdan hafifçe öptü. (KAFAYI YEMEK ÜZEREYİM) Ama sakinliğimi koruyarak hiç tepki vermedim.
-"Ah hadi Baek özür dilerim şaka yapıyordum."
Yine tepki vermedim.
-"Zaten kısıtlı zamanımız var gerçekten bu şekilde mi geçireceğiz? Hadi tamam çok özür dilerim bir daha yapmayacağım söz veriyorum. Hem zaten ben de deli gibi etkilendim senden. Teninin kokusunu inanılmaz özlemişim."
Son cümlesi gardımı indirmeme sebep olmuştu. Yüzümü ona çevirdim ve yüzünün kenarına elimi koydum. Gülümseyip yavaşça öptüm.
-" Seni hala istediğim an reddedebilirim bunu unutma ChanyeolCUĞUM"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Bağ | Baekyeol - Chanbaek |
FanficEkranda gördüğümüz şeyler. Peki ya görmediklerimiz?