葛藤*

4K 322 135
                                    

"Profesör?"

"Bay Malfoy, gelin gelin."

Mağrur öğrenci, McGonagall'ın karşısına geçip alçak gönüllü bir tavır takınmaya çalışarak dikildiğinde, birazdan gerçekleşecek konuşmayı düşünen kadın, gencin zar zor hakim olduğu ukala doğasının tamamen yüzeye çıkacağını biliyordu.
Az sonra kapısı tekrar çalıp içeriye giren diğer öğrencisiyle ayağa kalktı ve ikisi yanyana dikilirlerken son kez arkasındaki boş tabloya baktı.

Fısıltılarla da olsa birbirlerinin sinirlerini hoplatmaya başlamış olduklarının farkındaydı. İç çekip, bu cezanın işe yaramasını diledi.

"Beyler, benimle gelin."

Sessizce emrine itaat edip arkasından gelen gençleri, iki kat inip, öğrenci eksikliğinden ıssız kalmış koridorlardan birine yönlendirdi. Yürüyüş esnasındaki sessizliğin yarattığı gerginliğin farkındaydı. Sonunda Üç Genç Kız'ın büyütülmüş portresinin önünde durduğunda, keskin bir hareketle döndü.

"Beyler, cezanız bu tablo ardına efsunlanmış dairede başlayacak. Ben cezanızın yeterli olduğuna inanana kadar da devam edecek." deyip tabloda kendilerini izleyen temiz giyimli kızlara hitap etti, "Ad meliora."

"Profes-"

"Sorularınızı daha sonra sorun lütfen Bay Potter. İçeri girin lütfen."

***

Kısa ve pürüssüz mermer koridordan, minyatür bir ortak salona girdiğini hissetti Harry. En fazla beş kişi aynı anda burada bulunabilirdi. Tavan yüksekliği en aşağı altı metreydi. Karşı duvarda, tam ortada mevzilenmiş şöminenin iki yanından yukarıya doğru iki döner merdiven yükseliyor ve sadece bir kapıya bağlanıyorlardı.

Malfoy'un da etrafı incelediğinin farkındaydı ama kendisine nazaran gözlerinde meraktan ziyade, her şeyi tartan bir gözlemcilik mevcuttu. Hiçbir şey onun için yeterli değildi sanki. Burnundan soluyarak profesörüne döndü, tam ağzını açacaktı ki profesörün konuşmaya başlamasıyla sessiz kalmak zorunda kaldı. Sarışın pisliğin bu şekilde debelenmesi Harry'yi eğlendiriyor olmasa, onun da itirazı vardı aslında.

"İkiniz, aranızdaki farklılıkları kabullenip, birbirinize olan tahammülsüzlük sınırlarınızı genişleterek, umuyorum ki, diğer tüm binalara bir örnek haline gelene kadar burada kalacaksınız."

"Asla." sakin ve donuk ses Malfoy'a aitti. Harry kesinlikle tepki veremeyecek kadar şaşkındı. Kendi binasının profesörü ona gerçekten bu işkenceyi yapıyor olamazdı.

"İtirazınızın değeri olduğunu sanmıyorum Bay Malfoy. Fiziksel şiddete ilk defa başvurmuyorsunuz ama buna daha fazla göz yummayacağım. Her ikinizin de veli ve, ve ya gardiyanları bu cezanın gerekliliği konusunda hem fikir. Şimdi, şöminenin sağından ulaşacağınız kapı çalışma odasına ve terasa açılıyor. Sol tarafta ise paylaşacağınız oda mevcut. Ortak alanınız burası."

"Pardon profesör, fakat, annemin buna rıza gösterdiğine inanmamı beklemiyorsunuzdur sanırım."

"Ah aksine Bay Malfoy." cüppesinin geniş kol ağzı içinden bir zarf çıkararan profesöre attığı korku dolu bakışları keyifle izliyordu Harry.

"Anneniz bunu size bizzat iletmemi rica etti. Kendisi, halihazırda bulunduğu umutsuz ve malesef sağlığı için fakir bir çevredeyken ona yaşattığınız hayal kırıklığından dolayı artmış bir hüzün içinde."

Malfoy'un yüzündeki sinir kızarıklıkları anında yok olurken, Harry de en az onun kadar umutsuz bir durumda olduğunu biliyordu. İtiraz edememesinin tek sebebi, Profesör McGonagall'ın aynı zamanda kendi vekil velisi olmasıydı. Başını yere eğerken kadında yarattığı intibadan dolayı utancının artmasına izin verdi.

"Cezanızın kesin sonuç vermesi için bir ekleme daha yapmam gerek, lütfen sol elinizi uzatın." profesörün emriyle tereddüt bile etmeden elini uzattıp bekledi.

"Bay Malfoy, siz de."

"Sadece uzat elini, geciktirerek bundan kaçamazsın." dedi dişlerinin arasından, kendisi kadar emin bir tavırla olmasa da sonunda elini uzatan sarışın çocuktan bakışlarını hemen çekti. Asasını çıkaran McGonagall'a soran gözlerle baktı ama kadını gerçekten üzmüş olmalıydı ki, bir türlü göz göze gelmeyi başaramamıştı.

"Sors Sanguinolentus." (*Y.N:Bu kitap için üretildi.)

***

Profesör sonunda onları odada bırakıp gittiğinde, Potter yatakhaneye çıkan döner merdivenlerden fişek hızıyla kayboldu. Draco ise, elindeki mektupla şöminenin karşısındaki koltuğa çöküp kalmıştı öylece.

Cezasının böyle olacağını hiç tahmin etmemişti, edemezdi de. Sol eline tedirgince kaldırıp baktı. Serçe parmağında usul usul ışıldayan kırmızı sicimsi ipin yarattığı tiksintiyi sindirmeye çalıştı. Birbirlerinden ancak bu oda içerisindeyken altı metre uzak kalabileceklerdi. Ama oda dışında iki metre. Eğer mesafe aşılırsa ne olacağını merak etmişti ki parmağından göğsüne yayılan şiddetli iğnelenme duygusuyla birden ayağa dikildi. Aynı anda yatakhanenin kapısı elinde süpürgesi ile soluk soluğa ona bakan Potter tarafından hızla açıldığında birbirlerine nefret, iğrenti ve şok karışımıyla baktılar.

***
Kısa oldu ama çok yorgunum, kahretmesin.. Kafamı toparlayamıyorum.

葛藤 (かっとう) 「kattoo」
Çekişme

Bb✌️

AKAİ İTO (KIRMIZI İP/Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin