Kovuk'taki telaşe Molly'nin yağdırdığı emirlerle artarken, Harry, Arthur'un kavramasıyla kendini merdiven oyuğunda buldu. Adam tedirgince sağa sola bakıp dinlenmediklerinden emin olmaya çalışırken kuzgun saçlı genci ne derece gerdiğini fark etmiş gibi değildi.
"Harry biliyorsun, Molly aile yemeklerine gereğinden fazla önem veriyor. Misafirlerimizin kim olduğuna gelince de stres seviyesi tavan yapmış durumda. Görüyorsun ya.""Evet Arthur?" dedi tedirgince, "Draco'nun bir beyefendi gibi davranacağından şüphem yok. İyi olacak, her şey."
Adan anlayışla kafasını salladı, "Ah Harry bundan şüphem yok zaten. Dozunu aşan bir durumda müdahale edeceğime de senin şüphen olmasın ama, bunu söylemeliylim. Ayrıca ben Molly'mi düşünüyorum. O yüzden, kapasitemizi zorlasa da birkaç misafir daha çağırdım."
"Ne, kimi? Kingsley değildir umarım?"
"Daha kötüsü."diyerek kıkırdadı. Harry terleyen avuçları ve endişeyle çatılan kaşlarıyla ona baktığında devam etti,"Andromeda, Teddy ve Minerva da geliyorlar. Yasal velin olarak özellikle Minerva'nın gelmesi gerektiğini düşündüm."
Derin bir nefes gencin göğüs kafesine dolarken, rahatlayarak gövdesini terk etti, "Teşekkürler, benim aklıma gelmeliydi."diyerek Arthur'a tutundu,"Molly'ye de iyi gelecek, onların da gelmesi yani. Teşekkürler."
Arthur, Harry'yi omuzlarından tutup tekrar salona doğru iteklerken destekleyici birkaç sıvazlamayı da unutmadı. Bu sırada ön kapıdan yükselen tıklatma sesiyle Ginevra açmak için koşunca herkes bir hazır ola geçme haline büründü.
"Teddy!!"
Harry de Ginevra'nın yanına koşup Andromeda'ya selam verdi. Kucağındaki mavi saçlı bebeği dikkatle kendi kucağına alırken, kadının yanağına kondurduğu öpücüğe izin verdi. Ev ahalisi gelenleri görünce tekrar tembel mantarlara dönüşürken, Molly'ye yardım için mutfağa ilerleyen Andromeda son dokunuşlarla masayı bezemeye başlamıştı bile. Ron bezmiş vaziyette merdivenlerden indiğinde, Harry ikizlerin ortasına geçmiş, Teddy'yi güldürmek için şaklabanlıklar yapıyordu. Birkaç dakika sonra kapı tekrar çalındığında yine kazık yutmuşçasına dikleşen kalabalık, kapıyı bu sefer Harry'nin açması için ona kaş göz yaptığında, Teddy'yi bırakmadan kapıya ilerleyen haline herkes sırıtıyordu.
"H-hoşgeldiniz!" diyerek kapıdan geçmeleri için çekilirken, Draco ve Narcissa'nın arkasından beliren esmer bedenle Ron'un hayret dolu nidası sessizliği kırdı.
"Blaise!?"
"E-hey, merhaba. Davetsiz geldim, üzgünüm Bayan Weasley, Bay Weasley." derken Draco ve Narcissa çoktan Harry'nin iki yanına geçmişti bile. Arthur ve Molly hızla misafirleri karşılamak için kapıya gelince "Ah, lütfen bana Molly de. Hiç sorun değil hem."diyerek Blaise'e sıkıca sarıldıktan sonra, Draco'ya dönen kadın, Blaise'i Arthur'un insafına bıraktı.
Draco da tutukça gülümseyerek kucaklanılmasına karşılık verirken yüzünde kırmızılık ve şaşkınlık hakimdi. Molly onu serbest bırakıp annesine döndüğünde, Draco, Blaise'in omzuna yediği darbelere karşın kendisine uzatılan el ile karşı karşıya kaldı. O da elini uzatıp Arthur'a utangaçça gülümserken, "Bay Weasley." dedi.
"Arthur demen yeterli." dedi adam, ama aynı anda Draco'yu sertçe çekip kendisine doğru sendelettirdi, "Onu üzersen eğer hiçbir ceza yeterli gelmeyebilir gerçi."
"Arthur!!" Molly'nin uyarısıyla sarışın gencin eli tekrar özgürlüğüne kavuşunca, yutkundu, "Bay-ah Arthur, ben önceki davranışlarım için üzgünüm. Daha iyisini bilmiyordum, Harry bana bu konuda yardımcı oluyor. Onu üzemem, en azından bilerek, çünkü üzülmesi beni hasta ediyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKAİ İTO (KIRMIZI İP/Drarry)
Fanfic[Tamamlandı] (fluff+mature!) @stoneirem bana aslında çok klasik olan bir drarry fikriyle geldi. Ben de biraz şekillendirdim. Ama kitap kendisi adına yazılmıştır, teşekkür ediyoruz.