誘拐*

1.8K 185 61
                                    

Draco ve Weasley ikizleri, Malta'da saklanmış saf gümüş rezervlerine olan ziyaretlerinden sonra, Panama'daki adaya yola çıkmak üzere La Esmeralda'da, gardiyandan haber beklerlerken, eski bir pansiyon odasında vakit geçiriyorlardı.

İkizler, bir kart oyunuyla bu zamanı değerlendirmeyi seçtilerse de, Draco onlara katılmayı reddedip pencere önüne dikildi. Eski pansiyonun eski mahallesi, dar bir sokağa sahipti, karşı apartmanın penceresinden duyulan hafif bir müzik, yerkürenin bu kısmında nispeten daha ılıman mevsiminin esintisiyle dalgalanan perdenin arasından, sokağa taşıyordu. Sarışın gencin gözleri bir anlığına, mutfakta, eski püskü elbisesi ve dağınık gri saçlarıyla yemek yapan yaşlıca bir kadına takılsa da, ilgisizce kafasını çevirmek üzereydi ki, görüş alanına saçları dökülmüş, göbekli ve üzerindeki gömleği iliklemek için muhtemelen oldukça tembel olan bir adam girdi. Müziğin sesini radyoda biraz daha açan adam, ritmik adımlarla kadına ulaşıp belinden sardı. Gülümseyen kadın, işini bırakıp eşiyle uyumlu bir şekilde sallanmaya başlamasının ardından, tamamen adama dönüp kollarını ona doladı. Göz alıcı gülümsemelerle dans etmeye başladıklarında, Draco kendini pencere pervazına yaslanmış halde onları izlerken buldu ve silkelenip odanın perdesini çekmeye hamle yaptı. Bu sırada, kadının şen ve gür kahkahasını duyunca gülümsemesine engel olamadı.

George perdenin sesiyle kafasını oyundan kaldırıp, "Bir sorun mu var Malfoy?" diye sorduğunda Fred de dönüp ona baktı, "Yolun başından beri soracağız ama, garipsin."

"Nasıl garip? Gayet iyiyim ben." diyerek kollarını bağlayıp açık kahverengi duvara yaslandı.

"Laf sokmadın.", "Kelime oyunları yapmadın.", "Donuksun.", "Ve biraz önce gülümsediğini gördüğüme yemin edebilirim, gördüğüm en yalnız ifadeydi." sonra da ikisi bir ağızdan, Draco'yu sinir ederek sordular, "Neyin var Malfoy?"

Omuzlarını devirip, ikizlerin işgal ettiği masaya ilerledi, "Johnson senden kendi hayatı ile ilgili çok önemli bir ayrıntıyı gizleseydi ne hissederdin?"

"Hmm, kötü hissederdim." dedi George. Fred ise, "Ne öğrendin sen, Dursley'leri mi?"

"Onları Harry anlattı zaten." dedi Draco yılgınca.

"Oh hey, George, babamın arabasını alıp onu kaçırmak zorunda kaldığımız yazı hatırlıyor musun?", "Pencereye demir falan takmışlardı, kötüydü, ama o göbekli örümceğin tepe üstü düşüşü mükemmeldi, değil mi?"

"Onu, odasına kapatıp, kaçmasın diye pencerelere demir mi taktılar?" diye sordu Draco, "Bu kadarından haberim yoktu."

"Belli başlılarını öğrenmişsindir, mesela anne babasının ölümünü ve büyücü olduklarını ondan saklamaları gibi,", "ve ona ilk Hogwarts mektubu geldiğinde kaçırmaya çalışıp Hagrid'e basılmaları gibi."

"Evet evet, merdiven altı bir dolap ve daha bir sürü yobaz ve fanatik muggle saçmalığı daha."Draco'nun siniri yüskelirken sırtını sandalyeye yasladı," Peki, sevgilinle alakalı o çok önemli şeyi en nefret ettiğin insandan öğrensen ne hissederdin George?"

George bir an durup Fred'e baktı, yamuk gülümsemesi bir anda ciddiyete dönüşürken,"Sinirlenirdim."

"Değil mi? Seni dahil etmiyormuş gibi hissederdin, sanki aldatılmış gibi. Hala aranızda bir duvar varmış gibi, değil mi?"

"Belki, ama ben bana Angelina'nın özelini açan kişiye daha çok sinirlenirdim Malfoy. Eğer bana henüz söylemediyse de suçu kendimde arardım, yeterince güven veremediğimi düşünürdüm. Aksini kanıtlamak için de ona güven vermek için çabalardım. Ve anlatması için kendini hazır hissetmesini beklerdim."

AKAİ İTO (KIRMIZI İP/Drarry) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin