Bir kaç gün önce....
"Zabini!"
Ronald'ın aksine, Zabini gayet sakin bir tavırla elleri ceplerinde ve gömlek düğmelerinden sadece iki tanesini iliklemeye zahmet etmiş; tenini sergileyerek baktı ona. Kızıl çocuk tam karşısında durduğunda elini cebinden mektupla beraber çıkarıp salladı.
"Biliyor musun Weasley sen, iki yüzlüsün."
"Ver şu mektubu." uzanmaya çalıştıysa da Zabini geri adım atıp mektubu arkasına sakladı.
"İkiyüzlüsün. Zavallı aşıklarının yüzüne karşı yalan söylüyorsun."
"Kes saçmalamayı artık. Mektubu. Ver." tekrar Zabini'ye doğru adım attığında, geriye adımlamasını bekledi ama birden bire beline dolanıp onu kendi bedeniyle kapana kıstırınca donup kaldı.
"Seninle alakalı hayal kurmalarına izin veriyorsun. Belki de Potter'ın yanında sönük kalmadığını kendine kanıtlamaya çalışıyorsundur. Kahramanlıktan payını almaya çalışıyorsundur. Ama ikiyüzlülüğünün en kötü yanı kendine de yalan söylemen. Onu seviyorsun, kabul et, itiraf et."
Esmer boyun, sahibi konuştukça hareket ediyor, köprücük kemiğine vuran hafif ışık, tenha koridorda Ronald'ın gözünü acıtıyordu. Ellerini gövdeye koyup sertçe ittirmeden önce, başını döndüren kokuyu istemsizce içine çekti. Kuvvetiyle kendisinden sökmeyi başardığı bedene ait olan yüze bakmamak için tüm iradesini kullanması gerekti.
"Harry benim dostum. Hatta ailem Zabini. Saçmalıklarını kendine sakla. Şimdi.." diyerek elini uzatıp mektubu talep etti.
"Ne dersen de Weasley. Doğru olduğunu biliyorsun, yüzüme bile bakamamandan belli."
Hızla gözlerini Zabini'nin yüzüne çıkardı, "Alakası yok. Adi şerefsiz. Ver şu mektubu."
Asasını çıkarıp çok sakin hareketlerle mektuba doğrultmasını ağır çekimde izledi Ronald. Kendisi de yakmayı planlıyordu, okumayacaktı ama yine de Zabini'nin yüzündeki o ifadeden ne anlayacağını bilemediğinden bir korku oturmuştu içine,"Neden yaptın bunu!?"
"Zaten karşılık vermeyeceksin. Neden okuyasın ki?"
"Kime karşılık verip vermeyeceğimden sanane. Hem nereden biliyorsun!?"
Zabini üzerine gelmeye başlayınca şokla, sırtı duvara yapışana kadar geriledi. Son anda elini asasını çıkarmak için beline atmıştı ki, kavrayış tekrar belini bulup onu kıstırdı, "Ne-?"
"Astronomi Kulesi'nde saat sekizde buluşmak istediğini yazmıştı Weasley." eller belinde kavuşup, onu kendine daha da bastırdığında nefessiz kalarak başını geriye attı. Godric! Sertleşmişti ve utançtan ölebilirdi, ancak, "Eğer onu öpebilirsen, sana ikiyüzlü dediğim için herkesin içinde özür dileyeceğim. Öpemezsen eğer, bana ödeyeceğin borcu keserim." kulağının dibinde, Zabini'nin tüm sıcaklığını hissettiğinde onun karşısında neden hep biraz kekeme kaldığını anladı Ronald.
Bir kaç dakikadır, Zabini'nin onu bıraktığı duvara yaslı bir halde dikiliyordu. Kör bir kuyuya saplanmıştı sanki. Kızı öpemeyeceğini biliyordu, düşüncesi bile midesini bükmeye yetiyordu, üstelik kızın neye benzediğini bile hatırlamıyordu ki! Adam onunla çok güzel oynuyordu işte. Kim bilir onu nasıl rezil edecekti tüm okula. Dişlerini sıkıp yumruklarıyla kendini duvardan ayırdı. Koşarak Ortak Salon'a dönerken, kendisine başta olmak üzere, herkese, herşeye karşı öfkesi her adımında katmerleniyordu.
Akşam yemeğini atlamış olması iyiye işaret değildi, tüm zamanını kendini ikna etmeye çalışarak geçirmişti, Hermione ona endişeyle hasta olup olmadığını sorduğunda geçiştirip salondan dışarı attı kendini. Astronomi Kulesi'ne giderken hala düşünceliydi. Sırf Zabini'nin yapacakları ile uğramamak için birini kullanma fikri oldukça iğrençti. Zaten istese de öpemeyecekti, o yüzden de cezasına razı gelecekti. Belki atlatmayı başarırdı ha?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKAİ İTO (KIRMIZI İP/Drarry)
Fanfiction[Tamamlandı] (fluff+mature!) @stoneirem bana aslında çok klasik olan bir drarry fikriyle geldi. Ben de biraz şekillendirdim. Ama kitap kendisi adına yazılmıştır, teşekkür ediyoruz.