-Ceren-
Sevinmiştim. Onunla baş başa Kıbrıs a gidiyorduk başka kimse olmayacaktı. Sadece ikimiz ve bebeğimiz olacaktı. Allah'ım ne sevap işledim de başıma bu geldi?
-nedim-
Köşk'ten ayrılmak, Cemreden ayrılmak... bunların beni üzmesi gerekirken içimde Ceren'le yeni bi hayata atılmanın heyecanı vardı. Ben Ceren'in içini görebildim o yaptığı her kötülüğün bedelini misliyle ödeyen kızı görebildim ve o kız hiç de itici değil, hatta çekici. Bu aralar Ceren'i cemreyle karşılaştırıyorum. Cemrenin bana yaptıklarını ve Ceren'in bana yaptıklarını. Ceren'in hiç bir işkencesi Cemrenin Cenk'le evlenmesi kadar yakmadı canımı. Ki Ceren'in o zamanlardaki psikolojisini düşününce birazcık affedesim geliyor o bana bir şey söylemişti "kalbi kırılan bir kadının en iyi yaptığı şey kalp kırmak, kırıla kırıla kırmayı öğreniriz" o da baskı ve işkence göre göre onu öğrenmişti artık onu anlayabilirim, şuanki pişmanlığını da anlayabiliyorum. Onun yaptıkları kalbinin kötü olduğu önyargılarını yendikten sonra fark ettim. Evet çok kötülük yaptı ama o bunu hep iyi yaşama arayışında yaptı. Bunları fark edince kızımın bakışı gülüşü ona benzesin isterim, çünkü Ceren gerçekten güzel bi kadın. Artık Ceren'i kendime daha yakın hissediyorum. Ve onunla baş başa başka bi yerde aile kurmaya hazırım. Ve toparlandık bi mektup bıraktık içinde kafa dinlemek istediğimiz yazıyordu. Kıbrıs'a uçtuk, kendimize yeni telefon hattı aldık. İlk günler ev bulana kadar otelde kaldık, sonra yeni bi ev kiraladık. Mutfağı vardı salonu vardı ve yatak odamız vardı. Sadece bu kadar. Koca Köşk'ten bu küçük evde karımla birlikte kızımızı beklemeye gelmiştik. Yemekleri Ceren yapıyordu, temizliği ben. Çok para çekememiştim dikkat çekmesin diye. Onu doğuma kadar yettirmeye çalışıyorum. Yerimiz belli olmasın diye kredi kartı da kullanamıyordum. Ama geçiniyorduk işte.
Ben
-Ceren-Çok garip. Cenk'le aynı durumu yaşayacaktık. Amerika'da bi aile olmak için ben yoldan döndürdüm sırf paramız olmayacak diye. Kendimden utanıyorum ve değiştiğimi görüyorum. Şu halime bak resmen nedimle başka bi diyarda sadece üçümüz küçük bi evde geçinmeye çalışıyoruz. Hayatımda ilk kez parasızlıktan bu kadar zevk alıyorum. Çünkü kocama yemeğini ben yapıyorum o da temizliği yaparken onu izliyorum. Ben aslında cenki hiç sevmemiş miyim diye düşünüyorum, sevseydim para yok diye aile olmaktan vaz geçmezdim ama şuan Ablam gibiyim, resmen para umrumda değil. Belki de bu yüzden nedim bana iyi davranıyordur. Ve içim içimi kemiriyor. Cenk'ten daha çok sevdiğim belli nedimi, cenke aşıktım buna kim bilir neyim? O beni sever mi sevmez mi bilmem, ama kızı karnımda ve onu bırakmaya, başkasına, hele de ablama kaptırmaya hiç niyetim yok.
-nedim-
Bana yemek yapmayı da öğretti. Artık ona mutfakta da yardım ediyorum. Bu aralar kafamın karışıklığı çözülmeye başladı. Karışmadan önceki hali gibi değil ama. Netleşmesine inanamayacağım şeyler netleşti. Belki de kolayıma geldi böyle olması. O anladı mı bilmiyorum. Bi şeyleri saklamaya çalışsam kasıntı oluyorum zaten. O yüzden bi süredir akışına bırakıyorum.
Ceren koltukta uyuyakalmış onu yatağa götürmek istedim. Kucakladım ve salondan tam çıkarken yerdeki kilim ayağımdan kaydı. Suratımı televizyon sehpasına çarparken Ceren'i de yere düşürdüm.
Arkadaşlar bu olayı evli bi çift karantinadayken gerçekten yaşamış bu arada
-Ceren-
Anlamadığım bi popo ağrısıyla uyandım. Nedimin burnu kanıyordu hatta dudağı da patlamıştı. Ben noluyo demeden Nedim
- Ceren! İ-iyi misin bebek nasıl özür dilerim ben, seni yatağa götürecektim ama ayağım kaydı! bebek?
- Dur ahh! Bebek iyi sadece popom ahh!Diye inliyordum Nedim çok korkmuştu.
- Bak popon acıyor demi sadece? Hastaneye gidelim mi?
- Kendin için soruyorsan bence gidelim şu haline bak ağzınla burnunun yeri değişmişNedim elini ağzına getirdi ve kanadığını fark etti
- Önemli bi şey değil sen ve bebek için dedim ben
- Yok biz iyiyiz. (Işığı açıp) yalnız Nedim belediye çukuru açılmış suratına sanki. Bak izi kalır bunun gel bi gidelim hastaneye dikiş falan gerekir belki.
- Hayır Ceren abartma biraz kan akmış sen bana pansuman yaparsın zaten.
- Yaparım da benden bi hemşire kadar iyi olmamı bekleme.
- Ne hemşiresi gece gece Ceren, tamam ben kendim de yaparım.
- Hemşire diyince de hemen ciddileştin ha Nedim.
- ...
- Niye sustun kocacım? Hemşireden konuşuyorduk en son
- Neden Ceren? Neden ima yapma gereği duyuyorsun sen şimdi?
- Neyin içinde yaşadığımı bilmediğim için olabilir mi acaba? Hiç bi şeyin net olmaması benim için. Yarın benim kızımın üvey annesi teyz..
- Ceren! O cümleni sakın tamamlama!
- ...
- Sen ne istiyorsun Ceren? Ben şuan İstanbul'da onların yanında değilim burda hayata dair en ufak bi tecrübem olmadan ev geçindiriyorum seninle. Neden seni bu kadar korumaya çalışıyorum ben sence?
- Çünkü senin bebeğini taşıyorum o yüzden bana iyi davranıyorsun.
- hı hı! Sen benim bebeğimi taşıyorsun bu yüzden seni koltukta uyurken uyandırmak yerine seni kucağımda taşıyıp ağzımı gözümü yardım ona rağmen kendimi değil bebeğimi ve (vurgulu ses tonuyla) seni merak ettim. Sen bana gelmiş cemrenin imasını yapıyorsun hala.O konuşurken gözlerim doldu ağlamaklı bi şekilde itiraf etmeye başladım
- Nedim ben seni istiyorum. Seni bi gün kaybedersem diye ödüm kopuyor her gün.
Nedim elimi tuttu, öbür eliyle de gözyaşlarımı sildi ve birden dudaklarıma yapıştı. Uzunca da bırakmadı tövbe tövbe vampir gibi dudağındaki kanı emmeye başladım.
-Nedim-
Sonunda açılmanın vakti gelmişti. Ama dudaklarımdan kan çekiliyordu sanki. Dudaklarımı çektim ve Ceren'in gözlerine ve tekrar dudaklarına baktım. Dudakları hep kanım olmuştu. Gülümseyerek
- Sen vahşi misin yaa?
- Şimdiye kadar anlamamış mıydın sanki
- Bi kanımı emmediğin kalmıştı.
- Üff Nedim üff gel pansuman yapıcam sana yoksa ben kendi kanımı da emerim yani sana has değil
- Aynen bi pansuman yap da kanım dursun yoksa sabaha kadar emip kan kaybından öldürebilirsin beni
- Ha ha ha Nedim şımardın sen de.Ceren usulca pamukla yaramı temizlemeye başladı. Gözlerim yaklaşan suratını izliyordu.
- Heheh, Sen biraz kızardın.
- ...
- Ben.. aah!
- Acıttım mı yaa özür dilerim
- Yok önemli değil. Ceren içini rahat tutabilirsin. Ben cemreye olan duygularımı tarttım çoktan.
Ceren durakladı ben de devam ettim
- O benim küçük hayatımda bana şarkılar söyleyen masallar anlatan bi hemşireydi. Ben çaresizken ona aşık oldum. Bi tek o var dünyada sandım diğer herkesten farklı sandım. Çünkü diğer herkesten çok acıtmıştı canımı. Ama o acılar bile eski acılar gibi iyileşince, hayatımda başka farklılıklar olunca, cemrenin niyeti belki iyi olsa da iki erkek arasında kalan kararsız hatta acımasız ve beni sadece mutsuz eden bi kadın olduğunu fark ettim. Aşk acısı sandığım Mutsuzluğumu da mutlu olana kadar fark etmemiştim. Bebeğimiz kadar beni seni anlamak da mutlu etti Ceren. Ben, aşık oldum sana..
- Nedim ben seni çok seviyorum
- Biliyorum, canım..Ben konuşurken Ceren de pansumanımı bitirmişti sonra boynuma sarıldı. Bu konuşma içimi çok rahatlatmıştı. Artık resmen evcilikten evliliğe geçmiştik artık.
Arkadaşlar bu sahnelerin sezon finalindeki son nedcer sahnesi olduğunu hayal edelim. Tabi dizinin olayları İstanbul'da da devam ediyormuş gibi. Çünkü birden açıldılar hemen aşık oldular gibi oldu ama gerçekte senaryo böyle olsaydı bu sahneyi 39. Bölümde falan izleyecektik. O şekilde düşünelim ki hızlı gelmesin❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuytudaki His
RomanceZalim İstanbul 29. Bölümden itibaren boşu boşuna harcanan Ceren ve Nedim 'in hayali hikayesi. #zalimistanbul #nedcer