1

74 19 41
                                    

Karanlık ve insana dipsiz bir kuyuyu andıran ormanda gece yalnız yürümek, bana biraz olsun huzur veriyordu.
Kurumuş ve solmuş yaprakların çıtırtıları arasında bir eve vardığımı fark ettim. Sabrım kadar sınırlı alana sahip olan bahçenin demirinden ışıkları yanan evin üzerinde gözlerimi gezdirdim. İçeride benim yaşlarımda bir genç adam, kız kardeşi ve annesi yemek yemek için birlikte sofra hazırlıyorlardı. Bu görüntü karşısında istemsiz olarak gözlerimden bir damla yaş süzüldü.
Yıllarca böyle bir aile içinde yaşamanın hayallerini kurmuştum. Eve gidip annemle sohbet edip dertlerimi dinlemesini istemiştim, toprağın altında derdimi dinlemesini değil.

"Neden bizi izliyorsun?" dedi içeriden çıkıp bana doğru yürüyen genç adam. Kahve dalgalı saçları ve aynı tonda kahve gözleri karanlık olmasına rağmen tüm görkemiyle ışık saçıyordu.
"Sadece yürüyüşe çıkmıştım. Hayalim olan huzuru bulmuş gibiydiniz. Bir an dalmışım kusura bakma." dedim arkama dönüp gözümden akan yaşları silerken. "Buralarda mı oturuyorsun peki?" dedi ben hala gözyaşlarımı silmeye çalışırken.
"Mental olarak evet." dedim. Cevap vermesini beklemeden karanlığa doğru adımlarımı attım. Arkamdan seslenmesine rağmen durmadım.
"Ben Savat!" Seslenmeye devam etti ama bu durmam için bir sebep oluşturmuyordu. "Adını söyleseydin bari." dedi pes edercesine. Kafamı omuzuma doğru çevirip göz ucuyla ona bakarken bir umut bana baktı.
Fısıltıyla "Jeyan." dedim ve yoluma daha hızlı adımlarla devam ettim.

Bir süre daha ormanda dolaştıktan sonra benim için korkulu, kabuslarla dolu olan eve geldim. Eve gelmek bile sinir bozucu ve huzur kaçıran bir eylemdi.
Evin demir kapısından içeri girip kapattım ve çamur olan botlarımın bağcıklarını eğilip. çözdüm ve hızla merdivenlerden çıkıp kendimi odama attım. Üzerimdeki ceketi çıkarıp üşümeme müsaade ettim. Üşümek insani faaliyetlerimin hala yerinde olduğunu hatırlatıyordu bana.
Penceremi aralayarak tenimi buz kesen soğuk rüzgara aldırmadan saçlarımı özgür bıraktım. Gözlerim kapalı rüzgarın sesine kulak verdim.
Sandalyeye oturup başımı açık pencerenin pervazına dayadım. Huzurlu bir şekilde gözlerimi kapadım.
Sanki üzerimden büyük bir yük kalktı o an. Ben bunca zamandır bu yükle nasıl yaşamışım?
Gözümden bir damla yaş süzüldü istemsizce, anne ve babam gibi..

ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin