Güneş daha yeni yeni ilk ışıklarını dünyaya sunarken uyandım. Gözlerimi açıp bir süre uyuyakaldığım pencere kenarından dışarıyı seyrettim.
"Gece orada uyumak için fazla soğuktur."
Sesin geldiği yöne ağacın dibine bakınca dün karşılaştığım kişiyi gördüm.
"Ara sıra insani faaliyetlerimi hatırlatacak birine ihtiyacım oluyor işte." dedim omuz kaldırarak.
Bir süre bana baktı, gözleri gözlerimde oyalandı. Benim ani hareketimle içeri girmem sayesinde göz temasımız kesildi.Dolabımdan siyah kazak ve aynı tonda siyah kot eteğimi çıkarıp yatağıma attım.
Üzerimi çabucak giyinip omuzumu geçen saçlarımı alel acele ensemden toplayıp merdivenlerden indim ve mutfağa kahvaltı hazırlamaya girdim."Hazır." dedim buzu andıran soğuk sesimle. Evde benden başka kimsenin olmayışı ise beni daha çok üzmüştü. Yılların alışkanlığıydı sanırım.
Bilmem kaçıncı kez tek başıma kahvaltı masasına oturdum ve bilmem kaçıncı kez iştahım kaçıp masadan kalktım sayamıyorum artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arayış
Teen FictionDünyaya gelişimizin ilk anından itibaren özgürlüğümüzün kısıtlanmasına maruz kalıyoruz ve bu son nefesimizi verene dek işleyen bir süreç haline geliyor. Ya hayat bize isyan etme şansı sunsaydı? İsyan, benimle başlayacak.