Bükülen ve Dökülen Boyutlar

469 49 11
                                    

"Evrenin en güçlü savaşçıları sabır ve zamandır."

-Tolstoy-

(Akhiroe ağzından)

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Gözlerimi aralarken vücudumu saran rüzgar tüylerimi diken diken etmişti. Havada kan kokusu vardı. Kafamı kaldırmadan gözlerimle olduğum yeri incelemeye başladım. Karşımda bana çok yakın duran bir duvar vardı üzerinde kan ile yazıldığı aşikar "Son Çok Yakın" yazıyordu. Kafamı hafifçe sola çevirdiğimde açık bir tabutla karşılaştım. 

"Lanet olsun ahh!"

Her yerim tutulmuştu. Vücudumu dikleştirip kafamı kaldırdığımda Gülseren dedikleri kadınla karşılaştım. Gerçekten de Rosalva'ya benziyordu. Saçları kızıldan sarıya dönmüştü. Makyajı fazlasıyla akmış bir elinde sigarası ve beyaz elbisesiyle bir ruhu andırıyordu. Kan kırmızısı dudaklarıyla bana gülümsedi, sigarasından son kez daha çekip yere fırlattı.

"Gerizekalı! Aptal mısın Varkaris?!" İçeri giren çirkin suratlı ve ürkünç gözlü bu adamı tanıyordum. Ruhları Hades'e taşıyan kayıkçıydı. "Sana bunu mu kaçır dedim ben?" Varkaris hiç Donya'daki gibi cesur durmuyordu. Başını eğerek "Efendim kliniğin önünden kızıl saçlı güzel kızı kaçırın dediniz. Ben de kaçırdım." 

Demek ki Hestia'yı kaçırmak isterlerken beni kaçırmışlardı. Gülseren elinin tersiyle Varkaris'e tokat attı ve onu odadan fırlattı. Bana doğru yürürken içeriye Lina girdi. Tanrım bu ne böyle pembe dizi gibi her dakika başka bir şok yaşıyordum. Rosalva arkadan bağlı olan ellerimi ve bacaklarımı çözdü ve şöyle bir beni süzdü.

 "Adın ne senin? Çok yabancı gelmiyorsun?" 

Onun Donya'daki Rosalva olmadığını bilsem de bu olanlar aklımı kaçırmama sebebiyet verecek derecedeydi. Sakince "Azra" dedim. "Kusura bakma Azra bi yanlış anlaşılma olmuş. Evine dönebilirsin." Sinirle ona baktım. Bu işi avantaja çevirebilirdim. "Yanlış anlaşılma mı? Yanlışlıkla insan mı kaçırılır? Siz kafayı mı yediniz?" Dünyadaki adı Gülseren olan kadın kafamı tabuta doğru çevirip. "Şu tabutu görüyor musun? Burada senin yerine kaçırılması gereken başka bir kadın yatıyor olacaktı şimdi. Ama bizim için hiç fark etmez o tabuta sen de girebilirsin. Şansın varken defol git buradan."

Gülerek bir geri adım attım. " Hadi ya defolmazsam ne olur?" Bir adım bana yaklaşarak "Defolmazsan..." diyecekti ki bu sırada ani bir hareketle cebimdeki çakıyı çıkarıp Gülseren'i duvara yapıştırdım. Çakıyı boğazında gezdiriken Lina bana doğru koşturmaya başladı onu tekmeyle savuşturdum. Ürken Gülseren doğaüstü güçlerini kullanarak dokunduğu kolumu yakmaya başladı. 

Silahımı kullanma kararı almıştım. 

Yapacağım şey çok tehlikeliydi ve bunun için büyük ihtimalle yüzyıllarca sorgulanacaktım ama yapmazsam da hem kendi canımı hem de tüm evrenlerin ömrünü hiçe saymış olacaktım. Bu yüzden zamanı durdurdum çok hızlı olmalıydım çünkü şu anda sadece dünyayı değil tüm evrenlerdeki işleyişi dondurmuştum. Yaşayan yaşamayan her şey var olan her şey sabitlenmişti. 

Önce Gülseren'i ardından Lina'yı bayılttım. Binayı hızla kolaçan ettikten sonra zamanı tekrardan akışına çevirdim. Bulduğum telefondan Hades'i arayıp acilen buraya gelmesini söyleyerek konum attım. Yaklaşık 20 dakika boyunca mekanı inceledim. Pek çok plan, defter ve kağıt vardı bunları küçük bir çantaya doldurup Hades'in gelmesini bekledim.

Kısa bir bekleyiş ardından Hades içeriye girdi. Şaşkınlıkla yerde yatan karısına ve Avukat Gülseren'e bakıyordu. "Yardım et de şunları Sarp'ın evine götürelim." Hades bana bakıp "Neler oluyor?" dedi. Nefesimi verip kaşlarımı havaya kaldırdım "Hiçbir fikrim yok ama kesinlikle boktan şeyler olduğunu söyleyebilirim. Arabada açıklarım hızlı olalım." 

BEDA KENTİ 2 - Tanrıların RuhlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin