1. Bölüm

53 8 2
                                    

Selam arkadaşlar. Yazım yanlışları için özür dilerim.

"22 kalk" yıllardır duyduğum ses. 18 yıldır aynı sese uyanıyorum. Madam her sabah olduğu gibi koğuşları geziyordu. Kalkmayanlarıda kaldırıyordu. 1 koğuş disiplinli olduğu için pem orda sıkıntı çıkmazdı. Bizim koğuşsa... Ne biliyim her cinsten var. 8 kişilik odada kimse birbiriyle uyumlu değildi. Zaten pek arkadaşımda yoktu. Biri hariç. Çiçek yani 7 benim en yakın arkadaşım.

Madam ve öğreticiler bize sayılarımız yani adlarımızla seslenir. Bizsek güçlerimize göre takma ad alırdık. Çiçeğin gücü bitkileri çok hızlı bir şekilde büyütebiliyordu. Benim takma adım nötr. Hiç bir gücüm olmadığı için bana nötr derler.

Burada kalmam bence saçma çünkü benim gücüm yok hatta hastayım ben. Kendimi bildim billeli bir ilacı sabah akşam içmem gerekiyordu. Yani onlara yük oluyordum. Gitmek için izin istediğimde izin vermiyorlardı. Gerekçeleride bütün sırları biliyormuşum.

Madam her sabah olduğu gibi beni uyandırmakla uğraşıyordu. "22 son uyarım. Kalk" off anla be madam kalkmak istemiyorum. "22!!" Tamam tamam ya of "tamam madam kalktım." Ranzadan aşağı indim. "Uyandım bak" beni takmadı. "Bugün sizinle toplantı yapılcak." Dedi ve çıktı. Birbirimize bakıyorduk. Omzumu bilmiyorum anlamında yukarı kaldırdım. Şimdi yatağa atlardım ama uykum kaçmıştı.

Banyoya girdim. Girmez olaydım. Karşıma hiç sevmediğim kişi çıktı. Ultra... ona ultra deniyordu çünkü o 1 numaraydı. Adıda başarısıda bir numaraydı. "Merhaba nötr, nötrlük nasıl gidiyor?" Küçük bir kahkaha attı. Şimdi onu yumruklardım ama suçlu ben olurdum. "İşine bak ultra." Dedim ve lavaboya eğildim yüzümü yıkamak için. Beni nasıl sinirlendireciğini biliyordu. Suyu aşağı akması gerekirken üzerime gelicek şekilde yönünü değiştirdi. "Manyak mısın sen? Benden be istiyorsun? Telekinezini yararlı işler için kullan." Dedim ve yüzümü kurulayıp çıktım. Yolda çiçekle karşılaştım. "Günaydın nötr. Heyy noldu?" "Şu ranza arkadaşını bir şey söyle yoksa elimde kalıcak." Çiçek birinci koğuşta kalıyordu. Ve üst yatağında ultra yatıyordu. "Yine ne yaptı?" "Gücüylen üzerimi ıslattı. Zaten yapabildiği en büyük şey bu." Güldü. "Çiçek yemekte buluşuruz üzerimi değiştirsem iyi olur." Dedim. "Tmm" dedi ve banyoya girdi. Koğuşa girdiğimde koğuşta iki kişi kalmıştı. "Günaydın" dedim ikiside bana baktı. "Günaydın" dediler ve onlarda koğuştan çıktı.

Dolabımdan aldığım kıyafetleri üzerime geçirip çıktım. Koridordan geçerken karşıma hastanenin fotoğrafı çıktı. Bu hastaneden nefret ediyorum. Bizim burda tutulmamızın tek nedeni. Her zaman yaptığım gibi fotoğrafa sövüp salona girdim. Çiçek her zaman ki gibi yanımda bana yer ayırmıştı.

"Nerde kaldın kızım? Madam kızmasın diye valla çok uğraştım." "Tamam tamam heye sövüyordum.". He bizim aramızda hastanenin takma adıydı.

Kahvaltıma başladım. Hızlı yemem gerekiyordu çünkü yemezsek yemek önümüzden alınırdı.
20 dk sonra Madam geldi. "Birinci koğuş kalk." Disiplinliler tabi hepsi aynı anda kalktı. "Rahat" askerdemiyiz amq ya. "Dersiniz bu gün erken biticek." Dirsiniz bigin irkin biticik. Çiçek bütün cesarettini topladı ve "neden efendim?" Diye sordu. "7 öncelikle sesinin ayarını koru karşındaki kişinin senin korkusuz olduğunu düşünmeli. Cuma akşam ses dersine gidiceksin." Off çiçeğim ya yine ekderse kalmıştı. "Ve soruna gelicek olursak. Akşam sınav var." Off bu demek oluyorki iki gün çiçem yok. "Peki efendim." Dedi sesini güçlü çıkarmaya çalıştı. Koğuş iki bu gün dersiniz yok toplantıya kadar serbestsiniz.

Oh akşama kadar rahattım. Madam gidince herkes oturdu. "Çiçek istersen antremanda ben konuşiyim suçluyla." Dedi 3. "Gücün bu sonuçta düşük çene."dedi çiçek. Herkes gülmeye başladı. "Benim adım Etki." Sinirle bağırmıştı. Gözlerini çiçeğe dikti. "Beni duyuyorsun. Şimdi düşük çene lakabını unutuyorsun. Bir daha asla cesaretle konuşamıyorsun." Dedi. Çiçek kendine geldi. "Be-ben gi git sem iy iyi ol olur." Dedi ve kalktı. "Etki ne hakla böyle bir şey yaparsın. Şimdi git onu düzelt." Diye bağırdım. Lan ben ne yemiştim bu cesaret ne. "Sen karışma nötr." Dedi ve masadan kalktı. Etki insanları etkisi altına alıyordu. Adı üstünde. Manyak herif.

"Size afiyet olsun." Deyip masadan kalktım. Çiçeği arıyordum ki müdürün odasından çıkıyordu. Koridoru dönünce benimle karşılaştı. "İyi misin çiçek?" Diye sordum. Bana gülerek baktı. "İyiyim. Bu gün antremana kadar izinliyim. Beraber kütüphaneye gidelim mi?" "Olur." Dedim ve kol kola gidip kütüphaneye gittik.

Eğer dersek girmiyorsak yapabileceğimiz eğlenceli iki şey vardı. Birincisi kütüphaneye gidip kitap okumak. Diğeride sinema salonuna gidip film izlemek di. Sinema salonundaki filmleri sevmezdim çünkü hep vurdulu kırdılıydı. Her ay bir kere komedi filmi gelirdi. Bir tek o zaman film izlerdim.

Kütüphaneye girdiğimiz gibi ger zaman olduğu gibi ikiye ayrılmıştık. "Nötr bak bu gün değişiklik yapda romanların oraya gidelim." Ona baktım ve yalancı bir sinirle "asıl sen bu sefer yenilik yapta tarih bölümüne gidelim" (Yazarınız tarihe aşık) ne yapayım tarihi seviyordum. "Hem bak yeni kitaplarda gelmiş beş dakka bakalım sonra romana geçeriz. " "tamam baş belası." Tarih çok seviyordum. Ben daha çok osmanlı tarihi ve ingiliz kraliyet ailesinin hikayelerini seviyordum. Tarih bölümüne geldiğimizde her zaman öncelikle akciğerlerimi dolduruyorum. Tarih beni mutlu eden nadir şeylerlerdendi.

Yeni kitapları incelemeye başladım. "Hey nötr bu kadın sana çok benziyor." Arkamı döndüğümde şaşırmamıştım. O kişiyi çok araştırmıştım. "Tarih bölümünden nasıl biyografi kitap bulabiliyorsun." Dedim elindeki kitaba bakarak. "Selin karaman. Tarihçi. Bu kadını çok araştırdım. Evli bizden 3 yaş küçük bir kızı var. Bu evliliğinden önce bir evlilik yapmış ama bebeği ölü doğmuş." Yüzü asıldı çiçeğin "yazık kadına" "evet ama garip olan bir şeyde var. Kadın doğum yaptığı tarihte bizim olay gerçekleşmiş." Yüzüme anlamamış gibi baktı. "Ne demek istiyorsun." Off bazen hiç bir şeyi açık açık söylemeden anlamıyordu. " aramızdan birinin annesi olabilir." Deyince çığlık attı. Ağzını kapattım ve madam görmeden kütüphaneden topuk...

Akşam antreman izlemek için salona iniceklen beni 19 yani Düz durdurdu. "Nötr nereye hadi toplantı var." Tamamen unutmuşum ya "ha unutmuşum tamam geliyorum." Onunla beraber toplantı odasına çıktım. Düz beni yanına oturttu. Rahatsız oluyordum çünkü bana farklı gözle bakıyordu.

İçeri müdür girdiğinde hepimiz ayağa kalktık. "Oturun" dedi ve oturduk. Ayağa kalktı.
"Artık reşit oldunuz. Güçlü bireyler için hamile kalmanız gerek." What the fuck siktir ne diyo bu kadın. "Efendim ne diyorsunuz?" Kadın kaşlarını çattı. "22 kuralları sorgulamak sana kalmadı." Kimse benim bedenimi benden izinsiz kullanamaz. "Pardon efendim ama benim bedenimi benden iziniz kullanamazsınız." "22  seni ailenden alırken bize size istediğimizi yapabileceğimizi söylediler. Yani senin iradenin önemi yok." Ne nasıl ya? Tam konuşmak için ağzımı açmıştım ki bağırarak beni susturdu. "22 sabrımı zorlama yarın başlıyorsunuz. Merak etmeyin tüp bebek şeklinde olucak." Güldü ve odadan çıktı.

Hepimiz birbirimize bakıyorduk. "Şey bu sizi ilgilendirmiyor mu biz niye burdayız?" Dedi Düz. "Biz çıkalım isterseniz?" Diye ekledi 15 yani Hızo. "Belki biraz yalnız kalsak iyi olur." Dedim. Hızo ve Düz dışarı çıktı. Odada altı kişi birbirimize bakıyorduk. Sessizliği bozan 9 oldu.
" şimdi bize ne olucak?" Dedi Eşi. "Nesli devam ettirmek için bizi kullanıyorlar işte." Dedim duygusuz bir şekilde. "Peki doğacak bebeklerin günahı ne?" Bunu nasıl cevaplarım bilmiyorum. Kimseninde cevap vereceği yoktu. "Hadi yatalım" dedim. Hepimiz aynı anda kalktık ve koğuşa doğru gitmiştikki kapıda bizi madam durdurdu. "Madam izin verirseniz yatıcaz."  Madam bize baktı ve "artık bundan sonra burda kalmayacaksınız hepiniz ikişerli bir şekilde başka odalara geçiceksiniz." Dedi ve elinden düşürmediği bastonunu yere vurdu ve gitti. İçeri girdik ve eşyalarımızı topladık. Sessizlik bu gün etrafımı bırakmıyordu. "Kim kim kalıcaz?" Diye sordu Eşi. "Hepimiz birbirimize çok alışığız zaten bence bir problem yok." Dedim ve eşyalarımı alıp yatağa koydum. Keşke o gün o hastanede olmasaydın yüzünü bile görmediğim annem.

On dakika sonra madam geldi. "Kızlar hazırmısınız?" Hem de çok. "Madam kim kiminle kalıcak?" Diye sordum. " 9 ve 17 , 21 ve 13, 22 ve 14. Neden ya neden ultradan sonra en çok nefret ettiğim kişi Ezber yani 14. Çünkü neyi söylersen söyle asla unutmaz.  Çenemi kapalı tutmayılıyım. Yoksa hiç iyi olmaz.

Eşyalarımı alıp ikimize ayrılan odaya geçtik. "Ben bu yatakta yatıcam." Dedi ve cam kenarını kaptı. "Keşke bana da sorsaydın" dedim ve diğer yatağa eşyalarımı bırakıp odayı inceledim.

Yeni hayatım şimdi başlıyordu...

İlk bölüm nasıldı sizce
1225 kelime. Kendi rekorumu kırdım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

22Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin