1.BÖLÜM

934 50 66
                                    

Merhaba ben Kırık Kafiye !
Uzun bir içsel yolculuğun neticesinde ortaya çıkan hikayemin ilk bölümü bugün sizlerle buluşuyor. Hayatta en yakın arkadaşı kağıt ve kalem olan insanlar için, yazdıklarının birilerine ulaşabilmesi tarif edilemez bir mutluluk. İnsanlara bir pencere açmak ve hayatın karmakarışık olan düzenine o pencereden bakmak izahı olmayan bir his. Ben yaşamım boyunca insanların hayatlarına dokunmayı, insanların hayatlarında kendimden bir iz bırakmayı seven birisi oldum. Bugün sizlerin hayatına kalemimden çıkan bir hikayeyle dokunacağım.
Hikayemin ilk bölümüne geçmeden önce söylemek istediğim bir kaç şey var ;
Öncelikle yıllar sonra kalemi yeniden elime almam için beni cesaretlendiren ve "Sen yaz yeter ki ben hep buradayım" diyen canım arkadaşım Umay'a
Garam 'ın oluşum aşamasındaki ilk günden bu yana desteğini ve emeğini esirgemeyen, ümitsizliğe kapılmama bir saniye bile müsaade etmeyen can dostum ve yol arkadaşım Arzu' ya
Ve son olarak bana ve hikayeme inanan, bu satırları okumaya değer bulan herkese TEŞEKKÜRLER!
Hayatımıza Hoş geldin GARAM!

Garam Twitter ve İnstagram adresi : @kirikkafiyeli

🍂

_______________________________________

Yeni doğan güne gözlerimi açtığımda saat yediyi çeyrek geçiyordu. Alarm sesi olarak klasik bir fon müziği seçmiştim ama bu sabah çalan alarmın sesi mehter marşı gibi gelmiş, kulağımın dibinde bangırdayan sese tahammül edememiştim. Bu yüzden beş dakika aralıklarla, alarmı üç kez ertelenmiştim ve uyanmam gereken saatten on beş dakika geç uyanmıştım.

Bir an önce kalkmam gerekiyordu ama yatağım adeta saçlarımı okşuyor ve kalkmamam konusunda beni ikna etmeye çalışıyordu. Dün gece o kadar geç yatarsam olacağı buydu işte! Kaç kez karar alıyorum, kendime söz veriyorum akşam dokuzdan sonra Türk Kahvesi içmek yok diye! Sonra uykum kaçıyor tüm gece yatağın içinde dönüp duruyorum.

Oysa insan kendine verdiği sözleri tutmalı, başkalarına verdiği sözleri de tutmalı tabi ama ben insanlara kolay kolay söz veren biri olmadığım için çoğunlukla kendime verdiğim sözlerle ilgileniyorum. Kendime verdiğim sözleri ne pahasına olursa olsun tutmalıydım.

Yatakta yarı uyur yarı uyanık halde yeterince kendimi sorgulayıp azarladıktan sonra,gece geç saatte uyumanın pişmanlığıyla çıktım yataktan. Banyoya girip önce ellerimi yıkadım sonra iki avucumun arasına doldurduğum soğuk suyu çarptım yüzüme. Suyun verdiği serinlik uykumu açarken, havluyu alıp yüzümü kuruladım. Diş fırçama uzandım ve naneli diş macunundan nohut kadarını sıkıp dişlerimi fırçaladım. Artık hazırlanıp bir an önce kahvaltı sofrasına oturmalıydım.

Odaya döndüğümde yatağımın tam karşısındaki kapıyı açarak giyinme odasına girdim. Kıyafetlerimin olduğu dolabın kapağını açtım ve kıyafetlerime şöyle bir göz gezdirdim. Lacivert renkteki pantolon ve ceketten oluşan ikili takımı giymeye karar verdim.
İçine giymek içinse beyaz, göğüs kısmı dökümlü duran salaş kısa kollu gömleğimi seçtim. Füme rengi, sivri uçlu topuğu beni rahatsız etmeyecek yükseklikte olan ayakkabılarım ve aynı renkteki kulpu zincir detaylı çantam kombinimin tamamlayıcı parçaları olmuştu.

Üzerimi giyindikten sonra olabildiğince hızlı bir şekilde, toprak tonlarında bir makyaj yapmıştım. Toprak tonları kendime en çok yakıştırdığım renklerdi.
Hızlı bir şekilde, su dalgası yaparak doğal görünümünü koruduğum saçlarımı arkaya doğru savurup aynadaki görüntüme baktım. Yeterince iyi gözüktüğüme karar kıldım ve makyaj masamın üzerindeki, notalarında portakal çiçeği barındıran parfümü boynumun sağ ve sol yanlarına birer fıs sıkarak parfüm şişesini de çantama yerleştirip odamdan çıktım.

GARAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin