Artık eve gitmeliydik, Asaf ve arkadaşlarına daha fazla rezil olmak gibi bir niyetim yoktu.
Eve gitmek istiyordum.
Felekten çalmak istediğim bu gece artık bitmeliydi.
"Seyhan Abi" dedim yorgun bir ses tonuyla.
"Lütfen artık gidebilir miyiz?"
🖤
Mekandan çıkarken son kez denk geldi gözleri gözlerime. Sebepsiz bir veda bakışıydı sanki bu denk geliş. Sessiz sedasız, buz gibi bir "hoşçakal" kelimesini dile getirir gibi baktı gözlerimiz birbirine.
Peş peşe dizilmiş arabaların yanına geldiğimizde Seyhan Abi'nin kulağıma dolan sesiyle birlikte boşlukta olan bakışlarımı Seyhan Abi'nin gözlerine yönelttim.
"Bileğini göstermemiz lazım, önce doktora uğrayalım ordan eve geçeriz" dedi Seyhan abi.
Az evvel, ince ve uzun parmakların nazikçe sardığı bileğime baktım.
"Gerek yok Seyhan Abi, incinmiştir en fazla. Mühim bir şey değildir, Rıza'nın burnu çok kötü onunla ilgilenmek lazım asıl" dedim bileğimin üzerindeki sargıdan gözlerimi çekerken.
"Onun burnu kırılmadıysa bile ben kıracağım zaten" dedi Seyhan abi.
"Abi Allah aşkına çocuğun ne suçu var!" dedim şaşkınlıkla.
"O senin hem ulaşımından hem can güvenliğinden sorumlu bir çalışan Yakut. Suratına bi tane yumruk yiyip bayılma lüksü yok onun!" dedi Seyhan Abi dişlerini sıkarak.
"Abi, konumuz şu an bu değil, Rıza kaç saattir ağrıyla kıvranıyor hastaneye götürelim çocuğu" dedim direterek.
"Ben ilgilenirim onunla çocuklar sizi eve bıraksın" dedi Seyhan abi.
"Tek parça bulurum inşallah şoförümü abi" dedim biraz uyarıcı biraz da muzip bir ses tonuyla.
Seyhan Abi söyledilerime karşılık biraz tebessüm ederek başını aşağı yukarı yavaşça salladı. "Bulursun bulursun hiç merak etme, tek parça öldüreceğim onu" dedi.
"Yok yok! Sen biricik yeğenine kıyamazsın" dedim telkin ederek.
"Hadi çok yoruldun, çok geç oldu eve bıraksın çocuklar" dedi Seyhan Abi eliyle arabayı işaret ederek.
"Haberleşiriz Abi, herhangi bir şey olursa haber ver muhakkak" dedim tembihler gibi.
"Şu geceyi hayırlısıyla bi atlatalım, uğrayacağım yanına merak etme " dedi Seyhan Abi.
🖤
Araba hareket ettiğinde ne kadar bitkin olduğumun yeni farkına varıyordum. Yanımda oturan Asya çoktan sızıp kalmıştı bile. Ne olur ne olmaz diye düşünüp bu gece Asya'nın bende kalmasını uygun görmüştüm. Camdan dışarıyı seyrederken meyhanede olanlar zihnimde canlanıyor, sahiden biz bu akşam ne yaşadık? diye kendi kendime soruyordum.
Eve vardığımızda bahçedeki koruma sayısının arttığını bir bakışta anlamıştım. Kapımı açan Fırat , "Hoşgeldiniz Yakut Hanım, geçmiş olsun efendim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GARAM
Ficção GeralŞimdi tatlı bir rüzgar beklerim Yürüyebilseydik yan yana kehribar..