6. BÖLÜM

299 25 261
                                    

Herkese Merhaba 🤙 Nasılsınız? Nasıl gidiyor hayat? Bölümleri beğeniyor musunuz? Fikirlerinizi satır arası yorumlarda belirtirseniz hepsini tek tek okuyacağım :) Bu bölüm bittiğinde son kontrolleri yapmaya pek fırsatım kalmadı. Yazım yanlışları için kusura bakmayın. Daha sonrasında güncelleyip hataları düzelteceğim. Birazdan tatile gideceğim ve gittiğim yerde internet sıkıntısı yaşayacağım için bölümü her zamankinden erken saatlerde yayınlıyorum.
Hepinize iyi okumalar diliyorum. 🌿

Bölüme geçmeden evvel ;
Geçtiğimiz 7 Haziranda vefatının 33.yıl dönümü olan, Türk edebiyatının zarif prensi, benim zarif abim,Cahit'imi de özlemle anıyorum.
Ve O'nun bir şiiriyle bölüme geçmek istiyorum.

Cahit abi..
33 yıldır kırlarda çiçekler Cahit'siz açıyor.

AYLAK GÖZ

Erkenden aşındırır aşkını
Odaların köşelerine zamansız oturur
Duyarsa bir çocuğun
Oyundan çağrıldığını

Başının her seferinde döndüğü kumarı
Gönlünü bir tarzla kurularken kazanır
Anlarsa yenilen bir kadının
Darda kaldığını

Kendi kendine ardaşak kaçağı
Arada bir bakınır ne yaptığına
Süresiz kapılır tablolara yangelir
Ve oturdu mu bir masaya
Hakkını verir çay içmenin

Bu adam kitapların uçlarına
Çizilmiş itilmiş resim
Korkmadan yaşar tebessüm gösterir
Ağır başıyla nöbet alır
Dağdan kaçar şehri çevirir
Ve bırakır gönlünü bir tazı sıçramasına

Erkenden aşındırır aşkını
Anlamaz bir kadının
Süresiz kapılıp yangeldiği tablolara
Severek tebessüm attığını
Ağır başıyla kopar dağdan
Nöbet alır şehri devirir.

Cahit Zarifoğlu

🖤

Telaşla odamdan çıktığımda Asaf'la karşılaştım.
Hızla ön bahçeye inerken alt kattaki Seyhan Abi de telaşla yanımıza koşmuştu.

Üzerimizdeki pijamalarla bahçeye indiğimizde Yaşar Kahya ellerini dizlerine vurarak bağırıyordu.

"Beyim yetişin Allah Muhammed aşkına yetişin!" dedi telaşla.

"Noluyor Yaşar Kahya!" dedim korkuyla.

"Yanıyor Hanımım! Tarlalar cayır cayır yanıyor!" dedi Yaşar Kahya.

Tıpkı uçakta gördüğüm gibi kötü bir rüya olmalıydı bu da. Aksi olmazdı, olamazdı. Uyanınca bitecekti,uyanınca hepsi geçecekti. Kötü bir rüya görüyordum o kadar.

“ Yaşar sen ne diyorsun! ” diye bağırdı Seyhan Abi.

Rüya olmadığını anlamıştım artık. Hayatımın uyku dışında kalan kısmının kabustan bir farkı olmadığını da.

“Bey'im Allah'ın aşkına yetişin. Çadırların oraya kadar ilerlemiş yangın.” dedi Yaşar Kahya ellerini dizlerine vurarak.

“Akif! Arabayı getirin çabuk!” diye bağırdı Seyhan Abi.

Akif arabayı garajdan çıkarıp bahçeye getirmeye gittiğinde biz de apar topar odalarımıza çıkmıştık. Odaya girer girmez elime ilk geçirdiğim kıyafeti giyip hızlıca odadan çıktım. Ne giydiğimi bile bilmiyordum. Koşuyordum, koştukça tabanlarımdaki kesikler varlığını acıyla hissettiriyordu.
Yine de koştum. Tabanlarımdaki acıya rağmen koştum.
Başka insanların canları yanmasın diye..

GARAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin