psychopath

287 32 18
                                    

Bazen insanları anlayamazsınız. Bir olay yaşanır ve kendinizi suçlarsınız. Naptım ben? Fazla mı abarttım? Fazla mı umursamadım? Sorunum ne? Kendinize bu soruları sorup durursunuz. Bu soruları sormanızın sebebi kendinizi haksız bulmanız değildir. Sadece sorun yaşadığınız insanı kaybetmemek adına suçu kendinize atarsınız, karşınızdaki insanın hatalarını görmezden gelirsiniz çünkü görmek istemezsiniz.

Şu anda olan şey ise buna benzerdi. Park Jinyoung beni öpmüştü ama şu an resmen yüzüm hariç her yere bakmakla meşguldü. Üzmüş müydüm? Sesi neden soğuk geliyordu?

"Jinyoung?" Yüzünün yüzüme dönmesi için yeniden seslendim.

"Hm?" Gözleri ellerindeydi. Parmaklarıyla oynayıp gözleriyle bu hareketini inceliyordu. Neydi bu hareketler? Cidden üzmüş müydüm yani?

"Bir sorun mu var?" Yüzünün yarısı bana dönerken kafasını yavaşça olumsuz anlamda salladı.

"Hayır... Hayır yok." Hiç inandırıcı gelmeyen ses tonu ile tek kaşım kalkarken elimle çenesinden tutup tam anlamda bana dönmesini sağladım.

"Emin misin?" Kafasını olumlu anlamda sallayıp yine sıfır gerçekçiliği olan bir gülümseme sundu.

"Eminim. Sadece kafam fazla dolu. Yugyeom var diye ne kadar pek belli etmemeye çalışsam da sonuçta şu an katil sayılıyoruz. Hapse girmek istemiyorum. Ne Yugyeom'un ne de benim bu kadar kötü bir hayat yaşadıktan sonra kalan hayatımızı da kötü bir şekilde harcamamızı istemiyorum."

Ve bazen de böyle olur işte. Karşınızda değer verdiğiniz biri olduğunda detaylara önem verirsiniz, her olayı kişisel algılamaya başlarsınız. Sanki hatanızı anlayıp özür dileseniz her şey düzelecekmiş gibi gelir ama ortada bir hatanız yoktur, olsa da düzelmez zaten.

"Kötü düşünme demedim mi ben sana? Çıkacaksınız buradan. Güven bana." Yeniden gülümseyip omuz silkti.

"Neyse aman... Bu konuları konuşmayalım. Araştırdınız mı bir şeyler?" Evet, araştırmıştık ama net bir sonuca varmadan ona söylemem ümitlendirmek gibi olurdu.

"Araştırıyoruz."

"Anladım..." Kafasını yeniden önüne çevirdiğinde gülümsedim. Ne kadar tatlıydı böyle. Bir insana birinin "anladım" demesi bile nasıl bu kadar tatlı gelebilirdi?

"Amirim!" Gözümü karşıdan yanımıza gelen polise çevirdiğimde hızlıca önüme kadar gelip önümde saygıyla eğildi.

"Birisi geldi. Sizi görmek istiyormuş. Aile cinayeti davasıyla ilgili olduğunu söyledi." Jinyoung kafasını hızla kaldırıp bir bana bir polise bakarken ayağa kalktım.

"Tamam geliyorum..." Kafamı Jinyoung'a döndürüp işaret parmağımı ona doğru doğrulttum. "Şimdi gidiyorum, lütfen insanlara sürekli nolduğunu sorma. Gelince açıklarım zaten." Polise onu geri kodese bırakmasını söyleyip bekleme salonuna doğru ilerledim. Birkaç dakika sonra ilerlediğimde gördüğüm Jungkook ile şaşırmıştım.

=====

Jungkook'un isteğiyle sorgu odasına gelmiştik. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Karşısına oturduğumda en sonunda konuşmaya başladım.

"Jungkook ne yapıyorsun?" Kafasını kaldırdığında karşılaştığım dolu gözler beklemediğim şeylerdi. Derin bir nefes alıp sırtını dikleştirdi.

"Sadece... Sözümü kesmeden dinle olur mu?" Pek anlamasam da kafamı hafifçe salladım ve susmaya devam ettim.

"Açıkçası kendimi açığa çıkartmak gibi bir niyetim yoktu ama araştırdığınızı biliyordum. Benden şüphelenmiyordun belki ama olayın bir şekilde içinde olduğumu farkettiğini anlamıştım..." Oflayıp avuçlarını gözlerine bastırdı ve hafifçe ovuşturdu. Sanırım gece pek iyi uyuyamamıştı.

"Ben öldürdüm." Avuçlarını gözlerinden çekip kızarık gözlerini masanın üstüne dikti.

"Anneme yapılan haksızlıklara dayanamadım. O kadar iyi kalpli biriydi ki o şerefsizden tüm bunları çekmeyi hak etmiyordu. Hele ki sırf hamile kaldı diye. Aslında klasik bir cinayet hikayesi işte, uzun uzun açıklamayacağım. Annem öldü. İntikam almak istedim. İçeriye girip herkesi öldürecekken Yugyeom ve Jinyoung kaçtılar. Onlar çıkınca içeriye girip baba ve kız kardeşi öldürdüm. Bunu gören anne de zaten kendini merdivenlerden attı ve geberdi. Ben de suçu üstlerine alınmaları için Yugyeom'lara not bıraktım işte. Alındılarda zaten ama senin yüzünden götleri kalktı. Ben de sizin davanızı takip etmek için Jaebeom'un yanında staja başladım. O kadar sinir bozucu biri ki dayanmakta çok zorlanıyorum ona. Eninde sonunda öğrenecektiniz beni, bari kendim itiraf edeyim de cezamda indirim alayım dedim." Dediği çok komikmiş gibi ufak bir kahkaha attığında gözlerini gözlerime dikti.

"O kadar aptalsın ki Wang Jackson. Cidden Jinyoung'a mı yaktın abayı?" Yeniden kahkaha attı. "Oooof acayip komiksin..."

"Senin psikolojik sorunların var Jungkook." Tuhaf tuhaf onun dediklerini dinleyip yaptıklarını izlerken dudaklarımdan sadece bu cümle çıkabilmişti. Neydi bu çocuk? Cidden sevk edilmesi gerekiyordu.

"Neyse ne, beni hapse tıkın da Jinyoung ile keyfinize bakın." Hala tuhaf tuhaf bakarken oturduğum yerden yavaşça ayaklandım. Bu manyakla Mark'ın ilgilenmesini tercih ederdim.

"Peki Jungkook.... Teşekkürler? Yani sanırım???" Yeniden güldü ve ben odadan çıkarken mırıldandı.

"Önemli değil."

===

HİKAYE NASIL GİDİYOR BİR ŞEY DE!1!1!1!1!1!1!
ayrıca evet jungkook gerçekten çok saçma bir karakter oldu Aowmdowöwğqöwğ

guilty | jinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin