interrogation room

344 43 31
                                    

Katil şüphesi ile karakola getirdiğimiz iki kardeşi ayrı ayrı ama yan yana olan kodeslere koyarken ordaki polislerden birine sorguya ilk Jinyoung'dan başlayacağımızı, onu sorgu odasına götürmesini rica ettim. Dediğimi anında yaparken ben de kendime bir kahve alıp ardından içeriye girdim. Mark çoktan koltuğa oturmuş beni bekliyordu.

"Sana da kahve almalı mıydım? Ne bileyim kendime aldım sadece." Mark Jinyoung'u işaret ederken bu konunun şu anda önemli olmadığını hatırlayıp ben de koltuklardan birine oturdum. Elime dosyasını alıp karıştırırken sorguya başladım.

"Park Jinyoung, 25 yaşındasın, sabıka kaydında hiçbir şey yok..." Kahvemden bir yudum alıp dosyayı bırakıp gözlerimi Jinyoung'un gözlerine çıkardım. "Onları öldürdüğünü iddia ediyorsun, niye öldürdün?"

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Kardeşim Yugyeom, kendisi maalesef kalp hastası. Ailecek ne kadar uğraşsak da, en ünlü doktorlara gitsek de tedavisini bulamadılar. Ne olduğunun tanısını bile koyamadılar. Babam yetiştiği ailenin acizliği yüzünden olsa gerek fazla mükemmelliyetçi bir insandı. Ailemizde en ufak bir hataya yer vermezdi, kişiliği gereği veremezdi. Yugyeom onun gözünde her zaman bir hata olmuştu, bu yüzden ona sürekli kötü davranırdı." Anlattıkça aklında canlanan anılardan dolayı olsa gerek dolan gözlerini umursamadan devam etti.

"Bir gün, tam tarihi hatırlayamasam da 2005'te olduğunu biliyorum, çok büyük bir kavga oldu. Babam Yugyeom'a vurmaya kalktı. Açıkçası düşününce Yugyeom her zaman şiddete maruz kalırdı, sadece bu sürekli sözlü şiddet olurdu. Annem ve kız kardeşim babamdan korkularına Yugyeom'a iyi davranamazlardı. Ben de korkardım ama elimden geldiğince yardım etmeye çalışırdım. O kavgadan sonra babam ve annem işten ayrıldı, kız kardeşimle benim eğitimime son verildi ve evde eğitim görmeye başladık. Dışarı tek başımıza çıkmamız yasaktı. Kavga ile yaşadıkları Yugyeom'un üzerinde büyük bir travma bırakmış olacak ki hareketleri değişti." Mark araya girdi.

"Nasıl bir değişimdi bu?" Jinyoung omuz silkerken cevap verdi.

"Sadece eski Yugyeom olmadığını hissettiriyordu bize... Her neyse böyle böyle devam etti günlerimiz. Çok monotondu zaten, her gün aynı şeyler. Babamın şu günlerde sektöre geri dönme gibi planları vardı. Yugyeomda 40 yılın başı babama laf attı. "Kaç yıl geçti, sektöre dönsen bile eskisi kadar insanların seni seveceğini mi düşünüyorsun?" dedi. Tabi ki babam çok sinirlendi, yine elini kaldırdı Yugyeom'a. Annemle kız kardeşim Yugyeom dövülürken boş boş olanları izliyordu, çok sinirimi bozdu... Ve ben de hepsini öldürüp Yugyeom'u onlardan kurtardım." Jinyoung sustuğunda histerik bir kahkaha attım.

"İnsanları öldürmek yerine kaçmayı, sonrasında polise haber vermeyi denemeniz gerekirdi. Farkında mısın bilmiyorum üç kişiyi öldürdün, üç bireyi... Müebbet yeme durumun var. Ne sanıyorsun 10 yıl yatıp çıkacağını mı?" Kafamı sinirle sağa sola sallarken Mark'ın beni sakinleştirmesine izin verdim.

"Jack... Sakin olur musun biraz? Görev başındayız, sakinleş." Mark'a kafamı olumlu anlamda sallarken derin bir nefes aldım.

"Ünlü doktorlar dedin yukarda, kim olduğunu hatırlıyor musun?" Jinyoung Mark'ın sorusuyla gözlerini benden alıp ona döndürdü.

"Evet birkaç tane hatırlıyorum. Choi Chinsun ve...
Kim Kwang olması lazım. Daha bir sürü gittik ama bunlar en yeteneklileriydi." Doktorların şu anda da Korede tanındığını bildiğim için içeri bir polis çağırdım.

"Git bak bakalım Choi Chinsun ve Kim Kwang hayatları boyunca nerelerde çalışmışlar." Polis hızla kafasını sallayıp odadan çıkarken tekrar Jinyoung'a döndüm.

"Şimdilik seninle işimiz bu kadar, Yugyeom'u getirin."

'''

Yugyeom içeriye girdiğinde Mark'la olan Jinyoung hakkındaki sohbetimizi kesip ona döndük. Gözleri keleçelenmiş bileklerindeydi. Tanrım... Neden bu kadar masumca bakıyordu..?

"Evet Yugyeom, şimd-"

"Ben öldürdüm." Kaşlarım havaya kalkarken konuştum.

"Anlamadım?"

"Ben öldürdüm diyorum, Jinyoung Hyung bir şey yapmadı. Çektiğim acıları bilip bana kıyamadığı için suçu üstüne alınmak istiyor. Buraya gelmeden önce sessiz kalmamı söyledi. Onu çok seviyorum ve bu büyük suçu onun üstlenmesine izin veremem." Gözlerinden akan yaşları koluna silip gözlerini gözlerime çıkardı.

"Hyung yardım edeceksiniz değil mi? Abimi bunun içine sokamam." Oflarken kafamı olumlu anlamda salladım.

"Edeceğiz..."

''''
Biraz kısa oldu ama umarım beğeniyorsunuzdur 🤧

guilty | jinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin