lies and lies

264 28 29
                                    

Jaebeom'un onları eve getireceğimden haberinin olmaması beni biraz geriyordu. Umarım sorun etmezdi, gerçi etse bile elimde büyük bir koz vardı; Choi Youngjae. Ne zaman ağzımdan Youngjae'nin ismi çıksa Jaebeom tüm işini bırakır pür dikkat bana odaklanırdı. Pek bir sohbetleri yoktu ama ikisi de ortak arkadaşımdı ve bu yüzden de birbirlerini tanıyorlardı.

Olay Jaebeom'a kalsa direkt gider duygularını ona açıklardı ama maalesef Youngjae'nin bir ilişkisi vardı. Birkaç yıldır birliktelerdi fakat bir sorun vardı, uzak mesafeydi. Bu yüzden kaç kez teselli ettiğimi bilirim Youngjae'yi.

''Woah! Hyung bu kadar güzel bir evde yaşadığını bilmiyordum.'' Yugyeom'un eve girdiğinde dediği şeye gülmüştüm çünkü kendisi önceden bir malikanede yaşıyordu. O evin yanında benimkisi bir çöp parçası gibiydi.

''Teşekkürler... Sanırım?'' Gözüm Jinyoung'a kaymıştı. Sesi çıkmıyordu. Hala benim evimde kalma fikrinin onu rahatsız ettiğine yemin edebilirdim.

''Açıkçası biraz sıkışacağız ama sorun olacağını sanmam. İkiniz bir odada kalacaksınız. Pek kaliteli bir yer olmasa da Jaebeom ile misafirler gelirse diye bodrumu kendi bütçemiz yardımıyla düzenledik. Oraya bir yatak daha atarız ve böylelikle iki kişi kalırsınız.'' Yugyeom hızla başını sallarken Jinyoung bu sefer konuştu.

''İş bulduğum anda çıkacağız merak etme. Zaten yeterince zahmet verdiğimizi düşünüyorum.'' Ben de daha fazla onu zorlamamak adına bir şey demeden sadece kafamı sallamakla yetindim. Cebimden telefonu çıkartıp mesaj atacağım ilk kişinin ismine tıkladım.

Jaebeomii ^^

Akşama misafirlerimiz var, markete uğrayıp öyle gel. Güzel bir şeyler al.

Jaebeom'a mesaj attıktan birkaç saniye sonra 'tamamdır' mesajının gelmesi ile mesaj atacağım diğer kişiye geçtim.

Japjap

Akşama bana gelmeye ne dersin? Misafirlerim var. Bir el atsan hiç fena olmaz...

Youngjae'ye de yazdıktan sonra gelen '7 gibi sizdeyim' mesajı ile gülümsedim. Jaebeom kızsa bile artık kızamazdı. Telefonu cebime koyup gözlerimi etrafta gezdirdiğimde Jinyoung ile gözlerimiz buluştu. Beni mi izliyordu? Gözlerimi üstünden çekip Yugyeom'a baktım. Hala şapşal gibi evi inceliyordu.

''Bir ev arkadaşım daha var. İsmi Jaebeom, kendisi avukat.'' Avukat dediğim sırada gözüm Jinyoung'a kaymıştı çünkü ona tuttuğum avukat Jaebeom'du. ''Akşama gelir ve tanışırsınız. Gerçekten iyi birisidir. Uzun zamandır arkadaşım. Ayrıca yanına başka bir arkadaşımı daha çağırdım, onun ismi de Youngjae. Pek yemek becerebilen birisi değilim ve bu evdeki ilk gününüzde sizin aç kalmanızı istemem. O yüzden en iyisi yemekten anlayabilen birini çağırmak.'' Yugyeom dediğime gülerken konuştu.

''Hyung emin ol bizim için her şeyi yaptın. Zaten çok müteşekkiriz, hele ki abim. Bir gün aç kalsak ölmezdik. Hem ben aç kalmaya alışkınım. Eskiden evde aç bırakıldığım olurdu.'' Bunları gülerek anlatması bir şeyleri geçmişte bırakmaya çalıştığına işaretti sanırım. Zorla gülümseyip konuştum.

''Hadi size odanızı göstereyim, akşama kadar dinlenirsiniz. Yorulmuşsunuzdur eminim zor bir gündü.''

================

''Jaebeom beni bir dinle lütfen.''

''Jack neyini dinleyeyim ya? Bana sormadan sırf birine abayı yaktın diye evimize 2 kişi alamazsın. Bu ev ikimizin farkındaysan.'' Tanrım... Youngjae nerede kalmıştı? İşler planladığım gibi gitmiyordu çünkü Jaebeom eve Youngjae'den erken gelmişti ve beni bir odaya çekip kapıyı da kapatıp bağırmaya başlamıştı.

guilty | jinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin