Jimin, Jungkook'un evine geldiğinde kapısında bir süre bekledi sessizce. Ne diyeceğini toparlamaya çalışıyordu. Sonra derin bir nefes verdi ve akışına bırakmaya karar verdi. Kapıyı çalacağı sırada yan tarafta pencerenin açık olduğunu fark etti. Pencerenin önüne geldi ve içeriye baktı.
Çalışma masasının üstünde açık bir bilgisayar ve önünde sandalyede uyuyakalmış bir Jungkook. Kollarını bağdaştırmış ve kafasını kollarının üstüne koymuş uyuyordu. Bilgisayarda açık alan videoya baktı. Jungkook'un Tokyo seyahati sırasında kendisini çektiği videoydu. Jimin gülümsedi ve Jungkook'a seslendi.
"Kookie!" Jungkook Jimin'in sesini duyunca videodan geldiğini düşünüp gözlerini açmadı. "Jungkook, uyansana." Jungkook, videoda böyle bir kısım olduğunu hatırlamıyordu. Gözlerini açtığında karşısında kendisine bakan Jimin'i görünce şaşırdı. "Sen?"
"Evet, evet. Benim, hadi aç kapıyı." Jimin kapıya doğru yürüdü ve açıldığı an içeri girdi. "Şey, ben seni beklemiyordum. Min Ji gelince onunla vakit geçirirsin sanıyordum." dedi ve gözlerini kaçırdı Jungkook. "Sadece kahve içmeye gelmişti. Sonradan onun da işi çıktı." "Anladım."
"Sen ne yapıyordun peki?" Jimin salona geçip koltuğa oturdu ve bacaklarını kendine doğru çekti. Jungkook onun minik görünüşü karşısında gülümsemeden duramadı. "Bir şey yapmıyordum." Jimin kaşlarını kaldırdı. "Yalan söyleme, gördüm ne yaptığını. Ayrıca gizlice evime girmeni unutmadım."
"Sadece sürpriz yapmak istemiştim. Buluşmanı böldüğüm için üzgünüm."
"Buluşma mı? Ne yani, sen benim Min Ji ile çıktığımı mı düşünüyorsun?"
"Hayır, yani bilemiyorum. Yakınsınız birbirinizle, bir de sürekli buluşuyorsunuz tek başınıza falan. Söylemek istememeni anlarım-"
"Haklısın Jungkook. Yani ben, daha çıkma teklifi etmedim. Yarın konuşmayı düşünüyordum." Jungkook söyledikleri karşısında şaşırmıştı. Jimin de kendisine şaşırmıştı çünkü böyle bir şey yapmak veya demek planlarında yoktu. Bir anda ağzından çıkmıştı.
Ortalığı bir süre sessizlik kapladı. Jimin dediği şey için kendine kızdı. "Zaten," sessizce yutkundu Jungkook "lunaparkta karşılaştığınız gün ikiniz iyi anlaşmıştınız." Ayağa kalktı. "Ben bize bir kahve yapayım." Jungkook mutfağa gittiğinde Jimin'in telefonu çaldı. Arayan Jin'di. Ama şu an açamazdı. Daha sonra konuşacağını belirten bir mesaj attı ve Jungkook'un yanına gitti.
"Bu arada hediyelerin için teşekkür ederim. Özellikle oyuncak için."
"Sonuçta oyuncağını kıran bendim. Telafi olarak kendiminkini vermem gerekirdi. İnternette sevdiğin şarkıcının tura çıkacağını görünce bilet aldım ikimize." dedi ve gülümsedi. Jimin içinden yine kendine kızdı. Aralarına mesafe sokmuştu, halbuki şu an gayet güzel bir ortamdayken.
Kahveler içilip sohbet edildikten sonra Jimin gitmek için ayaklandı. "Daha fazla geç olmadan kalkayım ben." Jungkook da ayaklandı. "İstersen eve kadar seninle geleyim."
"Yok, gerek yok. Yani ben markete uğrayacağım falan. Sen otur. Teşekkür ederim kahve için." Jungkook'a el sallayıp evden çıktığı gibi hızlı hızlı yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Waste It On Me | Jikook √
Fanfic"Hep ben anlattım. Biraz da sen anlat. Senin sevdiğin biri var mı hyung?" "Evet Jungkook, var." "Sevdiğin biri var ve bana söylemiyor musun hyung? Kim bakalım o kişi?" Gözlerime merakla bakıyordu ve gülümsüyordu. "Söylersem gidersin Jungkook." -"Was...