"RUHUMUN SOKAKLARINDA AYAK İZLERİN VAR"
Düşündüm,düşündüm,düşündüm... Sadece düşündüm durdum. Ne yapacağımı,bu notların nasıl yok olacağı,düşünebileceğim her şeyi beş dakikaya sığdırdım. Elime ne geçti,hiçbir şey!! Notların son bulması için Doruk'un dediğini yapmak zorundaydım. Onunla baloya gidecektim. Ama Cenk bunu elbet öğrenecek ve deliye dönecek. Bundan başka çözüm yok.
Mesaj kafamın içinde yankılanırken kendimi bahçede buldum. Müdür yine konuşmak için hazırlanıyordu. Ve yine kimse dinlemeyecekti.
"Çocuklar sessiz olup beni dinler misiniz?" sessizlik.
"Teşekkür ederim. Evet çocuklar sizlere daha önceden duyurusunu yapmış olduğum balo törenimize üç gün kaldı. Umarım hazırlıklarınız tamdır." hayır hocam. Hiçbir hazırlığım tam değil. Annemin haberi bile yok. Aslında gelmeyi düşünmüyordum ama psikopatın biri not gönderiyor ve notu göndereni bilmem için balo ya gelmem gerekiyormuş. Allah'ım sen sabır ver. Amin.
Daha kahvaltı yapmamıştım ve karnın çok gurulduyordu. Kantine doğru ilerlerken telefonumun çaldığını farkettim. Arayan Can'dı.
"Alo."
"Alo.Neredesin sen kızım ya seni arıyorum kaç saattir. Her yere baktım yoksun neredesin Allah aşkına. Cenk deliye döndü burada." sesi çok tedirgin geliyordu. Ortadan kaybolmama deliren Cenk, baloya Doruk ile gittiğimi görünce kafayı yer.
"Bahçedeydim. Yukarıya çıkıyorum şimdi. Siz neredesiniz?"
"2. katta erkekler tuvaletinin önündeyiz."
"Tamam geliyorum."
Telefonu kapatıp koşturarak çıktım merdivenleri. Sanki sonsuz bir yola girmiştim ve git git bitmiyordu. Çıkıyorum,çıkıyorum hala çıkıyorum. Ama bir türlü bitmek bilmiyor. Sanki biri benimle oyun oynuyor. Artık dayanamadım ve kendimi olduğum yere bıraktım. Yerde oturmuş birinin beni kurtarmasını bekliyordum. Telefonum elimde tuşlara basamıyorum, bağırmak istiyorum sesim çıkmıyor. Bir boşluğun içindeyim sanki. Gözlerim kapanıyordu, nefes alamıyordum. Bir anda havaya kalktım. Gözlerimi araladığımda karşımda Doruk'un çenesini gördüm. Evet beni kucağına almış kim bilir nereye götürüyordu. Sağır oldum,kör oldum,ayaklarım,parmaklarım tutmuyordu o an. O an tekrar tekrar öldüm ben. Neydi beni bu hale getiren,neydi beni böyle yapan?
(2 saat sonra)
"Kızım. Gözlerini açıyor galiba. Ahh kızım aç gözlerini güzel yavrum benim."
"Lalin. İyi misin?"
" Lali. İyisin değil mi?"
"Kızım babacım bak biz hepimiz buradayız. Bizi duyuyor musun?"
Hepsini duyuyordum. Herkesin sesini duyuyordum. Annemi, babamı, Can'ı, Kaan'ı. Ama o yoktu. Cenk yoktu. Kalbim bir anda hızlandı. Gözlerimden yaşlar geldi. Başımda bir doktor,hemşirelerin sesleri her şeyi duyuyordum. Bir onun sesini duymuyordum. Aslında bana iyi gelen tek şey oydu. Cenk'ti. Ama o burada değildi. Beni yalnız bırakmıştı. Durumum gittikçe daha kötüleşiyordu. Bunu hissediyordum. Artık hemşirelerin sesleri gelmiyordu. Onlarıda duymuyordum. Nasıl geldim buraya, Cenk neredeydi, neden burada değildi,neden yanımda değildi. Kulaklarım sadece tek bir sesi duymak istiyordu. Cenk. İstediğim sesi duymamak beni yıkıyordu.
Saatler sonra gözümü bir oda da açtım. Oda da hiç bir ses yoktu. Gözlerimi hafifçe araladım ve etrafa bakındım. Aradığım kişi yanı başımda elimi tutmuş yatıyordu. Bedenimi oynatıp onu uyandırmadan doğrulmaya çalıştım. Can odaya girip bana baktı ve bağırmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şelale
RomanceDizlerim de yatıyordu o gün. Sabaha kadar. Belki hiç başını bile oynatmadan öylece sabaha kadar uyudu. Yüzünün her bir detayını hafızama kazıdım. Gökyüzün de tek bir tane yıldız kalmıştı. O an kendime ve Cenk'e söz verdim. 'Yanındayım sevgili,gökyü...