BABAM

117 20 2
                                    

2. katta öylece kalmıştık benim bir gözüm ona diğer gözüm fotoğrafa bakıyordum. Sanki zaman benim için durmuştu, tam o sırada;
-- Faruk biliyor musun?
-- Neyi?(Ne diyeceği hakkında hiç bir fikrim yoktu)
-- Bu fotoğrafı evden ilk kez ayrıldığımda annem havalimanına giderken yolun kenarında çekmişti. Bu fotoğraf çok hoşuma gidiyor.
Ayla dediği anda bana bir gülme gelmişti ancak Ayla'ya hissettirmemek için hemen üst kata çıkmak için yöneldim. Hızlı hareket ettiğimden ufakta olsa karnımda bir acı hissettim ve merdivenlere tutunmak zorunda kaldım. Ağırlığımla kahverengi merdivenler gıcırdadı bir anda arkamdan Ayla'nın bağırma sesleri geliyordu ancak hiç aldırış etmeden merdivenleri teker teker çıktım. Sonunda kaç gündür uzak kaldığım odama kavuştum. Odaya Ayla'nın ya da Lina'nın eli değdiği belliydi bilgisayarı pencerenin hemen kenarına koymuş, her şeyin tozu alınmış ve kıyafetlerim dolaba katlanmıştı. Ayla büyük bir sinirle odaya girdi. Kadınlar gibi hızlı ve yüksek sesle konuşmasını beklerken kısık bir sesle bir şeyler demişti ancak o sırada gözlerim yatağın hemen yanındaki panoda asılı olan mektubu aradı.
-Panoda asılı olan zarflar ve haritalara ne oldu?
-Hepsi eskimiş ve gereksiz olduğundan hepsini çöpe attık.
-Anladım. Akşam yine o kıza yemek götürelim mi?
-Olabilir.

Mektupta ne yazıldığını merak ediyordum ama hemen konuyu değiştirmek istedim.
Aylayla kısa bir sohbetten sonra Eda koşarak odaya dalmıştı. Eda'dan utanıyordum çünkü her seferinde söylememe rağmen nerede nasıl davranacağını bilmiyordu. Erol abim benimle görüşmek istiyormuş. Telefonu aldım ve ikisine de işaret ederek hep birlikte aşağı kata indik. Telefonla konuşurken abim "Müsait bir yere geç öyle konuşalım" dedi. Bunun üzerine 1. Katta bulunan misafirler için ayrılmış bir odaya girdim. Masmavi duvarlara siyah perdelerin arasından güneş vuruyordu aklıma Fenerbahçe gelmişti maçlarını izlemeyi çok özlemiştim. Abim anneme sürpriz yapacakmış 3 gün sonra için uçak bileti almış ve kimseye söylemememi istedi ancak abim o kadar parayı nasıl bulmuştu ve ayrıca abim bizi sevmiyordu nerden aklına geldi buraya gelmek ama sonra düşündümde abime haksızlık ettiğimi aklıma geldi. Telefonu kapattıktan sonra uzun müddet odada İstanbul'da yaptıklarım evde oturup maç izlemeyi, annem gelmeden makarna haşlamayı, gizli gizli futbol kulübüne gitmeyi, okuldaki arkadaşlarımla ufak sohbetleri, annemin her ay maaş alınca kasap Nuri amcadan  yarım kilo tavuk almayı çok özledim. Odadan resmen moralim bozuk çıkmıştım, ağır ağır hareketlerle oturma odasına doğru ilerledim. Mutfakta herkes bir telaş içinde oradan oraya gidiyordu. Mutfağın beyaz renkli kapısının girişinde durdum ev ahalisinin heyecanlı bi o kadar da hararetli, haraketleri onları tebessüm ederek izlememe sebep olmuştu. Ancak tam o sırada annemden büyük bir azar yedim ve patlayan musluktan akan sularını durdurmak içim vanayı kapatması için Eda'ya seslendim. Mutfağı temizledikten sonra sofrayı kurmaya başladılar. Yemek yedikten sonra herkes oturma odasında yoğun bir sohbet başlamıştı bende abimin geleceğini ağzımdan kaçıracağım diye çok korkuyordum. Herkes yavaşça odalarına çekilmeye başladı. Bende babamdan kalan kaleme bakıyor bir yanda da eskileri düşünüyordum.

3 gün hep eskileri düşündüm lakin bir anda daha önce hiç aklıma gelmeyen bir şeyi hatırladım, her ne kadar bunu nasıl unutabildim desemde kendime dün gibi aklımda olduğunu farkettim;
Sabahın ilk saatleriydi güneş daha yeni doğmuş havada geceden kalma soğukluk ve rüzgâr vardı. Okula geldiğimde ortaokulu da ki gibi büyük bir gürültü yoktu. Lise hayatımın ilk günüydü. Sınıfıma çıktım kimse birbirini tanımadığından sessizlik hakimdi. Hemen boş bir yere oturdum. Yanımda oturan kişinin 3 yıldır en samimi arkadaşım olacağını aklımın ucundan geçirmeyerek tanıştım. Hoca geldiğinde herkes bir anda sustu ve hoca kendini tanıttı. Mehmet hocayla ilerleyen zamanlarda çok samimi olmuştuk. Mehmet hoca "herkes kendini tanıtsın" dedi. Öğretmen masasının önündeki sıradan başladı herkes ismini, soy ismini, nereli olduğunu, babasının annesinin mesleğini söylemeye başladı. Sıra bana gelmişti ama içimde hüzün başlamıştı.
-- ismim Faruk soy ismim menekşe, Sivaslıyım ... Sıra babamın mesleğine gelince hemen anneme geçtim galiba babamın en çok eksik hissettiğim günlerden biriydi. O gün herkesi o kadar kıskandım ki eve gittiğimde o gün babamın Fenerbahçe formasını giyerek uyudum sonra o forma benim olmuştu her maç günü o formayı giydim. Babamı çok seviyordum hala çok seviyorum her gün özlüyorum ama o gün kendime söz verdim babamın gurur duyacağı bir kişi olacaktım.

Aylayla birlikte bir bahane bulup abimi karşılamak için havalimanına gitmek için yola çıktık.

(11. BÖLÜM İLERLEYEN ZAMANLARDA)
....

YAĞMURDA SAKLI(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin