Arabaya gidene kadar beni çok önemsediği gayet belliydi , sanki yeni tanışmış gibi değil de yıllardır arkadaşız gibi davranıyordu ve bu beni oldukça sevindiriyordu. Arabada giderken kulübün önünden geçmiştik bu beni duygulandırdı. Benim için uzun sayılacak bir süre ayrı kalmıştık.Eve geldiğimde vücudumun yorulduğunu hissettim yine en üst kata gitmek istedim ancak karnımın ağrısı buna izin vermedi. O yüzden mutfağın tam karşısına bulunan tek yataklı odayı hastane odasında çevirmişlerdi adeta. Ancak mutfağa yakın olduğumdan mutfakta pişen yemekler çiçekli tabaklarda önüme geliyordu. 1-2 gün memnun kalsam da günler geçtikçe sıkılmaya hatta zorla yedirmeye başladılar. Bilhassa annemin üzerime düşmesi beni çok yoruyor ve sıkıyordu.Eda'nın okulu başlamıştı, hemen adapte olması için her gece yatmadan Almanca anlatıyor bu sayede de öğrendiğim bilgileri tekrarlıyordum. Sınavı kazanmak çok istiyordum çünkü burada bir düzenim ve olan tek hayalimi değil tüm hayallerimi gerçekleştirecektim. Hayallerimin peşinden gitmek için çabalıyor ve uğraşıyordum. Her gün takım arkadaşlarım ziyarete gelir ve espri olsun diye kırmızı renkli 17 numaralı formamı imzalamaları çok hoşuma gitmişti. Formam resmen okulda sıkıntıdan karaladığım deftere dönmüştü. O formayı hayatım boyunca saklayacağıma çoktan karar vermiştim. Her gün Ayla’yla birlikte hem okul için sınava çalışıyor molalarda ise kenarları kırmızı renkli oldukça pahalı görünen satranç masasında vaktimizi geçiriyorduk. Hayatımın en güzel ve en kötü 15 gününü geçiyordum. Aylanın en sevdiğim yanı keman çalmasıydı. Odasında çalışırken uzaktan ses sanki yan odamda orkestra varmış gibi geliyordu. Ayla ile oldukça samimi olmuştuk ancak burada fazla kalmayacağını söylediğinde Makbule teyzeden daha fazla üzülmüştüm. Takım arkadaşlarım dışında bir tek Ayla vardı yanımda ayrıca onunla vakit geçirince zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor hemde çok eğlenceli, dolu dolu sohbetlerimiz oluyordu. Hayatımda en çok yakındığım durumlardan biri de mutluluğumun kısa sürmesiydi. Her zaman hayat karşıma bir aksilik çıkartıyordu. En son böyle mutlu olduğumda babamla birlikte maç izlediğimiz zamanlardı zaten babamı kaybettikten sonra kendimi gerçekten mutlu hissetmemiştim ta ki bu zamana kadar. Ancak elimden bir şey gelmeyeceği belliydi ama yine de Ayla gidene kadar anın tadını çıkarmak istedim. Üzüntümü ne Ayla’yla ne de evdekilere hissettirmedim. Ağrılarım iyice azalmış dikişlerim alınması için hastaneye doğru gidiyorduk. Zayıf, sarışın bir hemşire dikişleri alırken acısını hissetmemem için oldukça sakin ve yavaş hareket ediyordu. Dikişleri aldıktan sonra Lina ve Ayla ile birlikte rahatsız edici hastane kokusunu içimize çekerek koridorun sonundaki doktorun odasına ilerledik. Doktor yapmam gerekenleri açıklarken 1 ay futbol oynamamı isteyince adeta oturduğum yerde yıkıldım çünkü lig başlamış hem benim takıma takımın da bana ihtiyacı vardı. Hastanenin kokusu üzüntümden dolayı çok rahatsız etmeye başlamıştı hemen Lina’ya kısık bir sesle odadan çıkmamız gerektiğini söyledim. Hastaneden çıktıktan sonra Ayla’nın fikri üzerine futbol takımını ziyaret etmeye karar verdik. Takıma ziyarete gittiğimde çift kale maç yapıyorlardı. Hocanın çileden çıkmış görüntüsü Ayla ve Lina’ya komik gelmişti. Antreman bittikten sonra durumumu söylemek için yanına gittiğimde haberi duyunca herkes üzülmüştü. Kulüp binasından çıkarken yağmur ağır ağır çiselemeye başladı. Arabaya doğru giderken bir köşe başında kıyafetleri eski püskü küçğk bir kız vardı. Görünüşe bakılırsa uzun süredir yemek yememişti. Gözünde hayata dair umut yerine endişe ve korku almıştı. Lina’ya döndüm.
— Lina buraya en yakın lokanta nerede?
— Hemen arka sokakta bir dönerci var.
— Ayla 2 tane döner ekmek alır mısın ? Yanına da ayran almayı unutma.Bende o sırada Eda’yı arayıp kıyafet ve battaniye getirmesini istedim. Ayla ile aynı anda gelmişlerdi.Zamanlama süperdi. Onu daha fazla bekletmek istemezdim. Küçücük kıza onları verdiğimizde yüzündeki mutluluk paha biçilemezdi.
İnsanlar bazı şeyleri görmezden gelmeyi çok iyi başarıyorlar. Herkes kendi kademesinin üstündeki kişi gibi olmak yani olduğundan daha iyi görünmek çabalıyor. Arabası olan ev istiyor , evi olan daha lüks araba istiyor bunları yaparken de bazen uyuşturucuyu tercih edenler çoğunlukta. Hâlbuki kendinden kötü durumda olanların gözünün içine baksa kendi halinden oldukça memnun kalacaklar ancak kimse bunu yapmıyor insanlığın en acımasız tarafı bu olmalı.
Eve geldiğimizde aklımdan kızın o mutluluğu bir türlü gitmiyordu. Kızın suratının adeta fotoğrafını çekmiştim. Mutfaktan annemin ve Makbule teyzenin uğraşları sonucunda mükemmel kokular geliyordu. Uzun süredir çıkmadığım odama çıkmak için gizlice çıkmaya çalışsam da Ayla bunu fark etmiş ve bana oldukça kızmıştı ama bir bahane bulup çıkmak istiyordum.
— Bilgisayardan bir şeye bakmam gerekiyor o yüzden çıkıyorum.
— Yemekten sonra ben laptobumu getiririm sen merak etme😂Ayla’nın kulağına kısık bir sesle çıkmak için izin istedim. O da ince ve ufak elleriyle kolumdan tutarak çıkarmak için yöneldi ve 2. Kattaki resmini görünce öylece ikimizde kalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMURDA SAKLI(TAMAMLANDI)
Historia CortaBir anne düşünün Çocukları için hastalığını bile önemsemeden gece gündüz çalışan Bir çocuk düşünün ailesi ne kadar elinden tutmaya çalışsa da umursamayan Ve onu düşünün her şeye rağmen geleceğine sıkı sıkı sarılan biri