"Biraz makyaj yapsan hiç fena olmaz."
"Gerek yok. Ben doğal da güzelim."
Damla'ya en şirin gülümsememi yolladım ve çantamı alıp dışarı çıktım. Arkandan gelen Damla'nın homurdanmasını duyuyordum. Bizim tayfa ve Oktay'lar sinemaya gidiyorduk. Bu fikrin nerden çıktığıysa tam bir komediydi.
Flashback
Biz boş zamanlarımızda her zaman yaptığımız şeyi yapıyorduk. Şişe çevirmece. Bu oyun her zaman favorimizdi. Şişe döndü ve Eserle Damla arasında durdu. Eser:"D mi C mi?"
Damla tabii kıçına güveniyor "C"
Eser yüzüne sinsi bir sırıtış yerleştirdi. Valla ne yalan söyleyeyim ben bile korktum. Kim bilir ne isteyecek kızdan?
"Önümüzdeki 10 dk boyunca Mert hangi şarkıyı söylemek isterse dinleyeceksin"
Aha dediğim oldu. Damla intihar bile eder bunu yapmaktansa. Ki zaten Mert'i şarkı söylerken dinlemek intihara teşebbüs.
Damla daha ne tepki vereceğini bulamadan Eser kaldığı yerden devam etti.
"Unutmadan,biz sizi yanlız bırakacağız. Bu senin cesaretiliğin bizim değil."
İşte şimdi Damla bitti. Mert kahkahalar içinde boğulurken Damla çok korkmuş görünüyordu.
"Ne isterseniz yaparım. Lütfen Eser bunu bana yapma."
Biz hepimiz kahkahalar içinde gülerken Eser tek kaşını kaldırıp sırıttı.
"Her şeyi mi?"
Yine hangi şeytanlığın peşinde bu çocuk?
Damla kafasını hızla yukarı aşağı salladı. Son bir umutla Eser'e baktı.
"O zaman Utku'ları cumartesi günü için sinemaya davet edeceksin."
Bir süre düşünen Damla işin içinden çıkamayacağını anlayınca:
"Dondurma olduğunu sandığın kaptan dolma çıksın, sevdiğin kızın önünde ağzına ketçap bulaşsın, alarmın yarım saat erken çalsın, boş sandığın ders fizik çıksın,yırtık çorap giydiğin gün ev gezmesine git..." dedi ve oflayarak yanımızdan ayrıldı.
Now
Avm'ye gelmiştik ve sinemaya doğru yürüyorduk.
"Ne sırıtıyorsun sen kendi kendine?"
"Aklıma Utku'ları sinemaya çağırdığın an geldi."
"Pislik."
Damla somurtup önüne döndü. Sinemanın önüne geldiğimizde herkes bizi bekliyordu.
"Bebeklerim de geldiğine göre gidebiliriz."
Ozi kollarını bize doladığında Oktay'la Utku aynı anda:
"Ihm ıhm."
Hadi Utku'yu anladım. Damla'ya halleniyo ama Oktay'a noluyor?
"Hadi millet biletleri alalım."
Alp'in sesiyle gergin ortam dağıldı. En arka taraf full kapılı olduğu için en arkanın bir önünü komple kapattık. Herkes kafasına göre otururken benim yanıma Oktay oturdu. Yanımdaki ikiliyse Damla'yla Utku'ydu. Korku filmine girmiş olmanın verdiği korkuyla iyice köşeye sindim. Önümüzdeki bir ay falan tuvalete giremeyeceğim sanırım. Olmadı Damla'yı kapının önüne dikerim. Film ilk başta sapık bölümlerle başlıyordu. Eser ve Mert "oo" gibisinden sesler çıkarırken Ozi sırıtıyordu. Damla ve Utku'nun aralarında fısıldaştıklarını duydum. Aniden cama yapışan zombi-horoz-tavukumsu şey ile çığlığı basıp Oktay'ın üstüne atladım. Kulağıma eğilip fısıldadı:
"Bugün buradan sağır çıkmamalıyım."
"Denerim."
Zombi-horoz-tavukumsu şeyi unutup gülümseyerek Oktay'a baktım. Onun suratı yerine kafasına geçmiş bir mısır kovası görünce kendimi tutamadım ve kahkahayı bastım. "Lan." diye kükreyen Oktay'ın kafasındaki kovayı çıkarttım. Dua edercesine ellerini havaya kaldırmış ve yukarıya bakıyordu. Saçlarından dökülen mısırları görünce ikinci kahkahayı bastım. "Kim lan o!" diye bağırdı. Tam arkasından birinin gülüş sesleri gelince oraya döndüm. Kesinlikle Oktay'ın kafasına mısır kovası geçirecek kadar cesur olan Cenk'i beklemiyordum. Aramızdan birisi olsa nefessiz kalana dek gülerdim ama bunu yapan kişi Cenk olunca gülmeyi bıraktım, sinirle ona döndüm. Benimle beraber herkes ona sinirle bakıyordu. Oktay da yumruğunu sıkmış tam kaldırıyordu ki durdu.
"Önemli değil" dedi ve beni omzumdan tuttu.
"Özür dilememiştim."
Kendimi daha fazla tutamayıp elimdeki bir kutu mısırı kafasına geçirdim. Cenk olayın şokuyla ağzı açık bana bakıyordu. Eser güldü ve "Mısır savaşııı" diye bağırdı. Çok geçmeden havada uçuşan mısır kutularına kolalar da eşlik ediyordu. Bir ara Mert'i de havada gördüm. Sanırım bedava diye havadaki mısırları kapmaya çalışıyordu,ağzıyla. Ben Cenk'i kovalarken bir ara gözüm ekrana takıldı. Gördüklerimle donakaldım. Yani ciddi anlamda olduğum yerde kaldım. Neden korku filmine girdiysem? Sonra arkamdan Oktay'ın sesini duydum:
"Hemen harekete geçmezsen mısır gazisi olarak tarihe geçeceksin."
Daha ne olduğunu anlayamadan Mert boş bir mısır kutusunu kafama geçirdi. Ben afallamış bir şekilde hareketsiz dururken kolumun çekiştirilmesiyle kendime geldim. Kafamı duvara çarptığımda kafamdaki boş kutuyu çıkartmayı akıl edebilmiştim. Kafamdaki boş kutuyu çıkarınca beni çekiştiren kişinin Oktay olduğunu anladım.
"Seni eve bırakayımmı?"
"Ha?"
"Eve diyorum,bırakayımmı?"
"Gerek yok ya ben giderim."
Gülerek " Hadi gel,sokaklarda kafanda patlamış mısırlı yürüme."
"Sen de pek faklı sayılmazsın."
Kıkırdayarak arabasına doğru yürümeye başladık. Ama bir anda aklıma Damla geldi. Ben onu içeride unuttum. Eyvah. Yandım. Acaba kovuldular mı? Bana ne kadar kızdı? Kaç kemiğimi kırar? Nereye kadar kaçabilirim? Kaç gün ömrüm kaldı?
Ben kendimce kaçış planları yaparken arabasına geldik. Tam binecekken arkadan bir ses duyduk.
"Seninle gelmiyor."
Yeter ama artık Cenk.
Bundan sonra haftada bir yazmaya çalışacağız. vote bekliyoruzz :*
![](https://img.wattpad.com/cover/27817536-288-k688522.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünmez Bela
Genç KurguKlasik lise hayatı ve masumane aşklar... Peki ya her şey göründüğü gibi mi?