BÖLÜM : 5

69 15 20
                                    

    "Efendim, üçüncü bölüm başkanı Andrey geldi. Sizi bekliyor," dedi Mina, kibarca. Seowon başını sallamakla yetindi. Üçüncü bölümün başkanı nihayet açıklanmıştı!

    Seowon, elindeki deney tüpünü bıraktı ve labaratuvardan çıktı. Gözündeki gözlüğü boynuna indirdi ve Mina'yı takip etti. Geniş odanın önünde durduklarında, Mina geri çekildi ve Seowon'un geçmesine izin verdi. Seowon, kenara çekilen kıza tebessüm ederek, kapıyı tıklattı ve içeriye girdi.

   "Ah! Seowon!" dedi Andrey, pişkince ayağa kalkarak. Sanki yıllardır doslarmış gibi kucak açtı Seowon'a. Seowon, buradaki hiç kimseye güvenmediği için, ona sarılmak yerine elini uzattı. Andrey'in bozulduğu, şaşkınca Seowon'un eline bakmasından anlaşılıyordu. Ama yapmacık bir tebessümle uzattığı elini sıktı. "Ben 3. Bölüm başkanı Andrey Slavoyn. Seni bölümümde görmek beni gururlandırdı!" dedi yapmacık olduğu bariz belli olan gülmesiyle. Seowon, göz devirmemek için zor duruyordu. "Teşekkür ederim, memnun oldum." dedi kibarlıktan ötürü.

   "Ayakta kaldın, buyur." diyerek, Seowon'u koltuğa oturttu. Kendisi de yerine oturdu.

   "Duydum ki, bu virüs için en çok çabalayan senmişsin," dedi Andrey, alayla karışık yapmacık tebessümüyle. "Ne yalan söyleyeyim, duyunca çok gururlandım. Bizim gibi başkanlara da, senin gibi azimli doktorlar yardım edebilirdi zaten." dedi, kendisine de pay çıkararak. Seowon'un en nefret ettiği insan tipiydi bu tür insanlar. Her şeyden kendine pay çıkarmak... Hiçbir zaman yapmazdı!

   "Ben, sizin gibi başkanlara(!) doktor olarak gelmedim, ülkemi bu virüsten kurtarmaya geldim." dedi, alayla karışık sinir eden bir ses tonuyla. Andrey yutkundu. Hiçbir zaman bu cesareti görmememişti veya sergilememişti. Şimdi bir başkasından görmek, onu dumura uğratmıştı. "Ah! Tabi! Cov-E9 tüm dünyayı etkisi altına alacak kadar güçlü! Ben de ülkem için tedirginim, hepimiz..." dedi bir an bu virüsü üretenlerden olduğunu unutup, üzülerek. Sonra yüzüne yerleştirdiği sahte gülümsemeyle, "Ama merak etme! Bizden daha güçlü olacağını düşünmem! Bu virüsü yeneceğiz!" dedi gereksiz bir heyecanla. Seowon, yüzünü buruşturmamak için zor tuttu kendini. Şu virüse bir an önce çare bulup, def olup gitmek istiyordu bu ülkeden!

   "Seni tedirgin gördüm, bir sorun mu var?" dedi, sahte ilgiyle, Seowon'a dönerek. Seowon, sahte gülümsemesini yerleştirdi yüzüne.

   "Sorun olmayacak kadar mükemmelsiniz(!)" dedi tükürürcesine konuşarak. Andrey, şaşırsa da belli etmedi. Seowon, hislerini açıklamayacaktı! Daha henüz somut bir delil yoktu. Ama bulunca, elbet susmayacaktı.

   "Sevindim o halde," dedi ayağa kalkarak. Sonra Seowon'a döndü. "Şimdi gidip şu çalışmalara bir bakalım." dedi ve Seowon'da kalktı. İki genç adam bu ofis tarzı baskın odadan çıktı ve kapsül labaratuvara doğru yürümeye başladı...

___________________________

   "Seowon Hoca'yı gördünüz mü?" dedi So-ra, karşısındaki iki gence. Minji ve Chen, kafalarını aynı anda olumsuz yönde salladılar.

   "Hayır hocam. Ama başhekimlikten bizi bilgilendirmesini bekliyoruz." dedi Minji, şaşkınlığını gizlemeyerek. Karşısındaki kadın da şaşkındı.

   "Peki, sağ olun. Bu arada labaratuvar bölümündeki hocalar tamamlandı mı?" dedi So-ra. İki genç de birbirlerine baktı. Ama ikisi de birşey bilmiyordu.

   "Bilmiyoruz efendim. Seowon hoca bildirecekti." dedi Chen. So-ra, sıkıntıyla iç çekti. Neredeydi bu adam, bunca işin arasında? Hayır, Seowon hocayı tanımasaydı, izne ayrıldığını bile düşünecekti. Ama Park Seowon'dan bahsediyorduk, o böyle birşey yapacak biri değildi!

VİROLOJİ : COV-E9Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin