Koray elimden tutup kaldırdı beni .
'O kız burayı terk edicek .'
Dedi .
Birşey demeden Korayı itirdim yavaşça .
Koray kolumda tutup iyice kendine çekti .'Karım benim yanımdan ayrılmıycak .'
Dedi kafamı kaldırıp ona baktım .
'Bana bak Koray bu kız bizim ailemize ait değil .'
'Kim bize ait anne ... BIRAKTA HAYATIMA BEN MÜDEHALE EDEYİM ..'
Diye bağırdı .
'O kızdan kurtul Koray. '
'Eşya mı ya Sevda ... kendine gel anne .'
'Ne biçim konuşuyorsun Annenle .'
'Zamanında konuşmam gerektiği gibi. '
'Sevinç yeter bırak çocukları .'
Dedi Haluk baba .
Koray beni tutup yukarı çıkarttı .
Gözdenin yanından geçerken bana sinirle baktı .
'Sonunda bu da oldu Koray anneni karşına aldın .'
Dedi, Koray birşey demeden beni içeri götürdü .
Odamıza geçtiğimde yüzüm kanıyordu ve kafamı fena vurmuştum.
Koray yara bandı falan getirdi .
'Özür dilerim .'
Dedi .
'Senin bir suçun yoktu .'
'Zamanında gelemedim, canın çok yanıyor mu ?'
'Koray, annen haklı galiba .'
'Şimdi bile mi ?'
'Anlamadım .'
'Bir kere de kendini düşünsen seni öldürmezler merak etme .'
'Haklı ama .'
Dedim .
'haklı falan değil .'
'Hep böyle mi olucak ?'
Dedim .
'Hayır bir daha kimse sana sesini bile yükseltemiycek .'
'Onu demiyorum? '
'Neyi diyorsun? '
'Aileni karşına mı alıcaksın ?'
'Hadi biraz dışarı çıkalım .'
Dedi ayağa kalkıp.
Peşinden gidip kolundan tutum ve kendime çevirdim .
Gözlerimin içine baktı .'Cevap ver .'
Dedim .
'Yemekte yemedik, balık ekmek yeriz .'
Dedi .
'İyi cevap verme bakalım .'
Dedim .
Balık ekmek yerken birbirimize bakıp ekmekten parça koparıp birbirimize veriyorduk.
'Sevda ?'
Dedi .
'Efendim .'
Dedim .
'Sen en çok neyi seversin ?'
Diye sordu .
'Ne olarak ?'
'Mesela bizim odamız, benim odam olduğu için önceden kendi tarzıma göre ama senin ne istediğini hiç sormadım .'
Dedi .
'Güzel ama .'
Dedim .
'Merak ettim mesela o odayı sana bıraksaydım nasıl düzeltirdin .'
Dedi .
'Duvarları kir beyazı mesela ben orayı masmavi yapardım üstüne de deniz dalgaları .. tavanı gece mavisi yapar, tavana da bir sürü yıldız koyardım ama gökyüzündekilere benzeyen 5 kenarlı olan değil gece lambası gibi oda kararınca açar ve yukarı bakardım. Mesela odanın camın dibinde ki zemin duvarına yapışan L ahşap saksı koyma aparatı alırdım iki katlı olanlarından, üstüne avuç kadar olan kaktüsler varya minik saksıları olan onlardan dizerdim bir kaçı çiçekli bir kaçı sade tam ortasına da tek ayçiçeği sahte de olsa olur biraz canlı dursa yeterdi ... yani öyle yapardım her halde .'
Dedim .
'Bir an pembe olcak diye korktum .'
Dedi .
'Ya severim pembeyi de ama mavi ... güzel .'
Dedim .
-------------------
Akşam eve dönerken Burak ve Gözde,
'Yarın Sevda'nın doğum günüymüş. '
'Evet .'
'Ne yapıcaksın ?'
'hediye alıcam. '
Dedi .
'Ama ne ?'
'Niye soruyorsun? '
'Aklına birşey gelmediyse ben yardımcı olayım !'
'Ne mesela ?'
'Kolye, yüzük, büyük bir buket .'
Dedi.
'O pek sevmez yüzükle buket çiçekleri .'
Dedi .
'Ne sever peki ?'
Dedi aşağılayıcı bir halde.
'Kaktüs, peluş takım pijaması birde en sevdiği canlı çiçekli kolye. '
Dedi .
'Hmm.'
Dedi.
'Sevmez pek bileklikle yüzüğü özellikle yüzük .'
Dedi .
'Bence sevdaya daha başka birşey vermen gerek, Koray da onun hakkında birşey bilmiyor . '
'Evet Sevdanın ne sevdiğini bilmiyor ama ben onun aldığı nefesi bile bilirim bu arada sen söyle bakalım aklında ne var ? '
Dedi .
'Yarın Sevdaya öyle birşey hazırlıycaz ki .'
Dedi .
------------
'Koray artık eve gidelim mi ?'
Dedim .
'Tamam kalkarız şimdi !'
Dedi .
Yol boyunca sevda konuya girmek istedi ama konuşmak için aldığı nefesi sıkıntıyla çekti içine .
'Söyle. '
Dedi .
'Aileni karşına almayı istemezdim ama Burak çağırdı beni .'
Dedim .
'Hak edene hak ettiğini vermek gerek o benim annem olabilir ama karşısında ki de karım .'
'Sahte karın .'
'Onlar öyle bilmiyor ?'
Evet .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Naif Kelebek
ChickLit- Sen beni aldatın ! + Sadece çok içmiştim ... sen öyle gelince yanlış anladın . - İğrençsin . + Sen çok mu iyisin, benden ayrıldın iki gün sonra hiç tanımadığın bir adamla evlendin bil bakalım adamın neyi var ? Parası. Dediğiyle sinirlerime hakim o...