XX - ❝Takvimin Veda Günü❞

19.9K 1.7K 1.1K
                                    

"Hangi takvimin tek bir günü ayıracak bizi?

Söyle bana.

O sayfayı tamamen koparacağım."

XX- "Takvimin Veda Günü"

Her yıl anne ve babalar günü olurdu ve o iki gün benim için bir felaketle gelirdi. Dokuz yaşındaydım sanırım. Turan, Anneler Günü için mavi takım elbisesini giyerek komik göründüğünün farkında olmadan evde koşuşturuyordu. Kötü olmamam için annesine aldığı hediyeyi benden günlerce saklamıştı. Fakat biliyordum işte... Bugün o gündü. Benim mahrum olduğum iki günden biriydi.

Odamda yatağımın üzerinde oturup bebeklerime bakıyordum. Ben onların annesi sayılır mıydım acaba? Sayılmazdım sanırım.

Odamın kapısı çaldı, "Girin," dedim, güçsüz bir sesle.

Turan, çekinerek girmişti. Onun takım elbisesinin içindeki görüntüsü bile beni güldürmedi o an. "Kuzen?"

"Gitmediniz mi siz?"

"Senin de gelmeni istiyorum."

Gözlerime yerleştirdiğim ilgisiz ifadeyle ona döndüm. "Ben gelemem. Unuttun mu? Benim bir annem yok." Benim bir annem yok. Bunu ne zaman kabul etmiştim, bilmiyordum. Ama gerçek buydu. Yaşasa da ölse de benim bir annem yoktu.

"Ama dedem sana kendi annesinin ismini vermiş. Ve sana bazen anne diyor. Dedemin annesiymiş gibi gelsen olmaz mı?"

Keyiften yoksun bir şekilde gülerken, "Saçmalama," dedim. "Ben onun torunuyum."

Omuz silkti. "Yine de büyük babaannemiz Mihrinaz Akşahin'in ismini yaşatıyorsun."

Gözlerimi kıstım. "O zaman amcamın, halamın bana hediye alması gerekir değil mi? Onların babaannesiyim. Hatta senin de büyük babaannenim. Nerede benim hediyem Turan?"

Turan'ın gözleri belerdi. "Oha! Haklısın!"

Turan, koşar adım odamdan çıkarken söylediklerimi umursamadığını ve restorana gittiklerini sanmıştım. Fakat bir saat sonra odamın kapısını çalan Rana teyze bana giyinmem gerektiğini ve aşağı inmemi belirtmişti. Anlamasam da kendimden birkaç kat büyük olan dolabımın kapağını açmış ve beyaz dizlerime kadar gelen çorabı, beyaz şort ve yeşil tişörtü giymiştim. Beyaz spor ayakkabılarımı bulana kadar dakikalar geçmiş ama en sonunda onu da bulup giymiş ve saçıma yeşil toka takmıştım. Aynada kendime baktım, saçlarımın özgürlüğünü ilan ederek kabardığını gördüm ama pek umursamadım.

Kendi görüntüme bakarak gülümsedim. Bugünü atlatacaktım. Diğer günler gibi...

Aşağı indim, gelen sesler merakımın artmasına neden oluyordu. Bu yüzden adımlarımı hızlandırarak merdivenleri indim ve büyük salona girdim.

Herkesin ağzından, "Anneler Günün kutlu olsun Mihrinaz Akşahin!" nidaları döküldü, şaşkın gözlerle onlara baktım.

HALEFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin