~Neden olmasın~

368 15 0
                                    

  Savaş odama elimde bir hap ve diğer elimdede su dolu bardak ile geldiğimde yatakta doğruldum. Uzattığı hapı ağzıma atıp suyla boğazımdan geçmesini kolaylaştırdım. Su bardağını yanımdaki komidine koyduğumda Yatağın  çevresinde dolandı ve yanıma yattı. 

Yatması ile irkilmiştim. Neden yattığını anlayamazken sanırım düşüncelerim bakışlarıma yansımış olacak ki "Sadece yatıcam. İyi olduğunu görmek istiyorum." Dedi.

Savaş'ın bana bu kadar ilgi göstermesi hoşuma giderken doğrulmuş halimden yatar pozisyona geçtim. İkimizde tavana bakıyorduk. Şu an ki sessizlik aramızdaki soğukluktan değildi hissediyordum. Kendimizi sessizliğin gücüne bırakmıştık.

Hep şuna inanmıştım. Sessizlik saatlerce konuşmaktan daha çok insanı anlatırdı. Bakışın hatta nefes alışın bile saatlerce konuşmaya bedeldi.

Savaş'ı anlayamamıştım. Gereğinden fazla ilgi gösteriyordu. Benden hoşlanmış olabilir miydi? Yok canım daha neler daha 1 gündür beraberdik ve hoşlanması için daha çok zamana gerek vardı. Gerçi bu sevgi için denilirdi ama yinede ne bileyim bana birinin hoşlanmasını kendime yakıştıramıyordum. Sonuçta delinin tekiydim. Beni kim başına bela olarak almak isterdi ki?

Hala emin değildim. Ama emin olduğum bir şey varsa o da ne kadar zor olsa da ondan hoşlanmamaya çalışacağımdı. Çünkü abime bu kadar yakınken yolumdan saptıracak yada en basitimden düşüncelerimle beni oyalayacak biri beynimin içimde olmamalıydı.

Düşüncelerim ile boğuşurken ona teşekkür etmediğim aklıma geldi. Beni korumuştu ve iyi olmamı amaçlamıştı. Ancak benden ürkmüş müydü yada komik mi bulmuştu? Bilmiyordum. O yüzden hem duygularını anlamak hemde teşekkür etmek için yanıma döndüm.

O hala tavana bakarken onu inceledim. Keskin yüz hatları, kemikli çenesi ve güzel burnu ile dikkat çeken bir erkekti. Siyah gözleri ve çatık kaşları ise onun sert havasını tamamlar cinstendi.

Yutkunup onu süzmemi kestim ve "Teşekkür ederim." Dedim. Tavana dönük yüzünü bana çevirdi ve "Gerek yok." dedi. İşte bu kadar da odundu.

Onun odunluğunu görmezden gelip arkamı döndüm. 'Gerek yok' ne demekti ya! İnsan güzel sözler falan söylerdi. Gerçi ne güzel söz
söyleyebilirdi ki? 'İyi ki delirdin.' Falan mı? Sinirlensemde en iyi şeyin uyumak olduğunu düşündüm ve gözlerimi kapatıp beynimi boşaltmaya çalıştım.

Ama o da ne? bana sarılan bir çift elle ürktüm. Savaş bana arkamdan sarılmıştı. Yüzümde belli belirsiz bir tebessüm oluşunu ve yanaklarımın kızardığını hissettiğimde zihnimin boşalamayacağını anlamıştım. Daha yeni tanıştığım bu adamla nasıl bu kadar yakındık bilmesemde rahatsız olmamıştım. Hatta bana huzur veren o yanı ile kendimi uykunun kollarına bıraktım.

...

Gözlerimi araladığımda havanın karardığını gördüm ama ben yattığımda akşamdı. Elimle saçımı kaşıdım ve esnerken dümden bugüne uyuyan kendimle gurur duydum.

Ben normalde uyuyamazken dün Savaşla uyumuştum ve bu garipti. Yataktan doğrulurken odadaki banyoya ilerleyip saçımı başımı düzelttim ve yine üstümdeki sweat ve şortu çıkarmadan odadan çıktım.

Ondan haber almalıydım. Yeliz gelmiş miydi? Abim nasıldı? Beni ne şekilde arıyorlardı? gibi bir sürü soru aklımı yerken merdivenlerden indim. Ancak salonda kimse yoktu. Mutfak ve terasada baktığımda olmadığını gördüm. Sanırım evde yalnızdım.

Mutfaktaki dolaba ilerledim karnım açtı ama yemek hazırlamaya üşeniyordum. Buz dolabı ile bakışıp ne yiyeceğime karar vermeye çabalarken kapı sesi geldi. Mutfaktan çıkıp salona gittiğimde Savaş'ın geldiğini gördüm.

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin