GURUR

43 7 0
                                    

Masada derin bir sessizlik hakimdi hepimiz sessizce gelecek olan Savaş beyi bekliyorduk. Yarım saat olmasına rağmen hala gelmemişti sinirim hat safalara çıkarken gözlerimi Özgür beye çevirdim sanki bunu bekliyormuş gibi aynı anda bana baktı yüzü sinir barındırmıyordu ama bu fırtınadan önceki sessizliğin tam anlamıydı.

Birden Adnan olduğunu öğrendiğim adam ayağa kalkarak önünü düzeltti yüzünde tedirgin bir hal vardı. İnsanları kötü durumda bırakmak istemiyordum ama benim uğraşmamı bir hiç olarak görmeleri sinirimi bozuyordu.

    Özgür bey ayağa kalktığında bende aynısını yapıp ayağa kalktım ellerimle üstümü düzelterek derin bir nefes aldım Adnan'ın baktığı yere döndüğümde ayakta duran yeşillerini bana dikmiş adama baktım kaşlarını çatmış öylece yüzüme bakıyordu.

    Bu durumdan rahatsız olarak boğazımı temizledim üstünde kremsi bir kaban vardı siyah gömlekli takım elbise onu daha fazla resmî gösteriyordu gözlerimi ondan çekerek ona adım attım ellerimi uzattığımda ilk ellerime sonra yüzüme baktı.

   Elimi sıkmadan hemen lüks sandalyeye oturup arkasına yaslandı bu haraketi sinirimi bozsada tepki vermeyerek masaya oturdum benimle birlikte ayakta olan herkes oturduğunda gözlerini masanın üstünde duran tasarımlara çevirdi.

Uzanarak eline aldığında burnuma dolan kokusu başımı döndürecek şekilde hoş ve ferahtı yutkunduğumda gözlerini bana sabitledi alaycı bir gülüş yüzünde belirirken elindeki tasarımlarla geri çekildi.

Hiç nazik olmayan bir şekilde açtığında zorba bir şekilde incelemeden masaya fırlattı. " Oldukça vasat" gözlerimi ona diktiğimde "pardon incelemediniz bile" kafasını omzuna yaslarlarken "sana kabul etmeyeceğimi söylemiştim" derin bir nefes alarak "bunu göze alıyorum ama bakmadan vasat demeniz" alay bir gülüş kondurarak yüzüme "kendinizi beğenmiş bir pisliksiniz" gözlerini kısıp yüzüme baktı dişlerini sıktığını çene kemiklerimden anlıyordum.

Bir şey demeden önüne ayağa kalktım önüne bıraktığı tasarımları eğilerek toplamaya başladım sinirden titreyen ellerim zorlaştırsada tepki vermeyerek devam ettim bu arada yakınlığın verdiği heyecanla kalbim atıyordu sonunda tasarımları topladığımda yanından çekilerek Özgür beye döndüm " yarın eşyalarımı toplamaya gelirim bir daha rahatsız etmem" arkamı dönüp girişe doğru ilerledim.

Kapıda ceketimi aldığımda hayal kırıklığıyla girişte durdum yanımda Özgür bey olucağını bildiğimden yanıma para almamış evime dönemiyordum.

Telefonu çıkarttığımda Burak'ı aradım açmayınca sıkıntıyla bir nefes vererek dümdüz ilerlemeye başladım.


Boş bir bank bulup oturduğumda elimdeki tasarımlara baktım bu kadar basit gözükmemeliydi o kadar uğraşım sonucunda saçma bir ego yığını tarafından hor görünmemeliydi derin bir nefes aldığımda kulağı tırmalayan bir araba sesi geldiğinde o tarafa baktım.

Arabasını ustaca bir tarafa park ettiğinde hızlıca arabadan inen Savaş beyi gördüm gözlerime inanamasamda belki bir umut bakar diye ayağa kalktım tam önüme geldiğinde alaycı yüzüyle bana bakarak "çok içimde kalmıştı" diyerek tasarımlara elini uzattı anlık gelen heyecan ile hafif bir tebessüm ettim.

Savaş beyin yeşil gözleri dudaklarıma kaydı aniden kendini toparlayarak eline aldığı tasarımları inceledi sonra kulağıma yırtılma sesi geldi hızlıca kağıtlara bakarken parçalara ayrılmış ve rüzgarın etkisiyle uçuşan kağıtları gördüm gözlerim dolarken beni sertçe kolumdan tutarak " bir daha sakın bana birilerinin içinde hakaret etmeye kalkma seni barındırmam" kesin gözleri beni delip geçerken ağlamamak için gözlerimi yukarı kaldırıp dudaklarımı dişledim.

Kolundan kurtularak "sen aciz bencil bir adamın tekisin" diye bağırdığımda etrafta olan insanların yüzleri bize döndü bunun üzerine kolumdan gözlerini gözlerime sabitledi " bundan sonra sana rahat yüzü yok sürtük"

❄️

R U H Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin