11~Normal Life Again🌍

1.3K 102 263
                                    

  Millie ve Finn eve geldiklerinde anne ve babaları onları masaya oturttu ve bir sorguya çekti. Ikisi de ebeveynlerinin onlarla bu kadar ilgi göstermesini tuhaf karşıladılar. Onlardan her şeyi anlatmalarını istiyorlardı. Fakat ikisi de biliyordu ki, Millie eğer annesine olayları anlatırsa annesi kötü bir anne olduğunu ve çocuklarını koruyamadığını düşünüp içkiye sarıp kendine zarar verecekti. Ki bu onu kötü bir anne yapıyordu. Aynı şekilde eğer, Finn bu olayları babasına antırsa dayak yiyeceğini biliyordu. Bu yüzden ikisi de birbirine bakıp doğaçlama bir yalan uydurdular. Sadece yanan bir apartman gördüklerini, itfaiyenin geldiğini, ve hastaneye sadece kontrol için gittiklerini söylediler. Neyse ki Finn ve Millie iyi yalancılardı. Olayları sindiren anne ve babası işlerine koyuldu. Finn ve Millie de rahat bir nefes aldılar.

Ertesi sabah yine aynı şekilde okula gittiler ikisi de. Tek istedikleri artık aksiyonsuz bir gün yaşamaktı. Arabayı okul otoparkına parkettikten sonra. Ikisi de derslerine yetişti.

Finn yemek tenefüsünde kafeteryaya inerken bir anda Sadie Finn'in kolunu tutup kenara çekti.

Finn: Ne var Sadie?!

Sadie: Teşekkür ederim Finn! Sayende en iyi arkadaşım benden nefret ediyor!

Finn: Hangi arkadaşından bahsediyorsun!?! Niye nefret ediyor!

Sadie: Millie'den bahsediyorum! Ona nasıl eskiden çıktığımızı söylersin?!?

Finn: Bunu bilmeye hakkı vardı çünkü!

Sadie: Bizden başka kimse bilmiyordu bunu Finn! Eğer ona bunu söylemişsen illa bir nedeni vardır.

Finn:...

Sadie: Ne o? Yoksa ona aşık falan mısın? Hahahah. Demek serseri çoçuğumuz üvey cici kız kardeşine aşık olmuş. Vaaay.

Finn: Sen ne saçmalıyorsun Sadie!!! Rahat bırak beni artık!!!

Sadie: Biliyor musun Finn? Ayrıldıktan sonra bana çok çekici gelmeye başladın...

Sadie oracıkta kendi dudaklarını, Finn'in dudaklarıyla birleştirdi. Aradan 1 saniye bile geçmeden Finn kızı sertçe itti ve doğruca yemekhaneye koştu. Finn şu an kusmak istiyordu. Hemen şimdi!

5 dakika önce;

  Millie, yemekhaneye inerken koridorda Sadie ve Finn'i konuşurken gördü. Buna aldırış etmeden geçmesi gerekiyordu fakat paronayaklaşmıştı. Millie bir duvarın arkasına geçerek onları izlemeğe başlamıştı. Ne konuştuklarını hiç anlamıyordu. Ne duyabiliyor ne de dudaklarını okuyabiliryordu. Millie Sadie'nin dudaklarını okumaya çalışırken, Sadie'nin dudakları sadece Finninkiyle birleşmekteydi. Millie daha fazla dayanamadı ve hemen duvarın arkasından koşarak uzaklaştı. Boynuna kadar ulaşan göz yaşlarıyla hıçkıra hıçkıra ağlıyodu. Önünü gözlerindeki yaşlardan gelen bulanıklık nedeniyle göremiyordu. Sadece koşuyordu. Ki Millie çok geçmeden birine çarptı. Önünde ona anlam veremeden bakan Gaten duruyordu.

Gaten: Millie? Sen iyi misin? Ne oldu?

Millie, hala cevap vermeden şekeri elinden alınmış bir bebek gibi ağlamaya devam ediyordu. Doğrusu gerçekten şekeri elinden alınmıştı. Hem de en yakın arkadaşı tarafından.

Millie: Şekerim elimden alındı Gaten!!!
Aldılar!!?

Gaten: Kim aldı!!?? Millie niye biri ölmüş gibi ağlıyorsun söylesene?!?!!

Millie: Sa-sad-sadie Finn'i ö-öptü.(dedi hıçkırırken)

Gaten: Ben en son en sevdiğim Film karakteri öldüğünde böyle ağlamıştım. 
Vay canına Finn'i gerçekten çok seviyorsun Millie. Şimdi sakinleş. Sadie'nin neden bunu yaptığını anlamıyorum. Zaten bu aralar tuhaf davranıyordu. Tamam Millie gel yemekhaneye inelim. Herkes orada.

Gaten, ağlamaktan gözü şişen kızı yemekhaneye götürdü. Herkes yemeğini yerken gözyaşlarını silmekte zorlanan Millie'ye bakıyordu. Millie, Noah, Caleb ve Sophia'nın olduğu masaya oturuverdi. Herkes şaşkın gözlerle onlara bakıyordu.

Sophia: Millie? İyi misin? Ne oldu?

Gaten olanları onlara anlatırken Millie daha çok ağlıyordu. Caleb ise kız arkadaşının onu aldatmasının şokunu atlatamamıştı. Herkes şok içinde yemeğini yerken aynı zamanda Millie'yi teselli etmek için uğraşıyorlardı. Ve elinde tepsisiyle hiç bir şey olmamış gibi yanlarına gelen Sadie, onlara gülümseyip masaya oturmuştu. Herkes şok içinde Sadie'ye bakarken;

Sadie: Ne?

Caleb: Kalk.

Sadie: Ney!??

Sophia: Sadie lütfen masadan siktirip gider misin?

Sadie: Ne oluyor lan?!?!

Noah: Sadie git işte uzatma.

Sadie: Peki, öyle olsun.

Sadie masadan kalkıp giderken gurubun kahkahaları tüm yemekhaneyi doldurmuştu.

Sophia: Salağa bak, bir de yanımıza geliyo.

Noah: Şimdi Sadie ile turuncu diye dalga geçicem de Sophia da var. Dmsmdmsmsm

Sophia: dkdnsmdndksmfns.

Yemekten sonraki derslere Millie hiç odaklanamamıştı. Tek istediği evine gidip uyumak ve bir daha uyanmamaktı. Gerçi evini şu an ağlamasına sebep olan kişi ile paylaşıyordu. Ne olacak o da bilmiyordu...

Üzgünüm arkadaşlar bir hikâyede Sadie'yi "Hoe" yapmadan duramıyorum. MSMAMDMSMSMSMAÖ. Kıza çok sinir oluyorum qusura baqmayın:)

Step Brother~FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin