10~Lawyer👨‍⚖️

1.2K 103 150
                                    

Mr.Solano: Merhabalar. Millie ve Finn'di yanlış hatırlamıyorsam. Bana Bay Solano diyebilirsiniz.

Finn ve Millie, kafaları karışık bir şekilde avukat gibi gözüken bu adama baktılar.

Mr.Solano: Şu an neden burada olduğumu bilmiyor gibisiniz. Her şeyi açıklayayım. Ben bir avukatım, görünüşumden anlayacağınız üzere. Buradayım çünkü bazı haklarınız birileri tarafından ihlal edildi ve ben de  bunu size danışmaya geldim. Ben onların avukatıyım, onları savunmam gerekir fakat bir bakıma siz de haklısınız. Bu yüzden size teklifler sunmaya hazırım.

Millie: Anlamadım? Hangi haklarımız ihlal edildi?

Mr.Solano: Dün gece... kötü bir olay yaşadınız...

Finn: Berbat bir gece yaşadık evet.

Mr.Solano: Bunu biliyorum. Ve itfaiyeyi aradınız. Fakat sesinizden anlaşılacağı üzere biraz içmiştiniz ve o gün çok yoğun bir gündü itfayecilerimiz için. Bu yüzden sizin şaka yapan bir gurup genç zannettiler. İnanın her gün yüzlerce şakaya maruz kalıyoruz. O yüzden istediğinizi söyleyin. Size bir teklif sunayım ve bu iş aramızda bitsin.

Millie: Hah! Siz ciddi misiniz? Aramızda. Doğrusunu isterseniz Bay Solano, biz şikayette bulunmak istiyoruz. Ve eğer birisi itfaiyeyi sarhoşken de arasa o lanet yere gelmeniz gerekliydi çünkü oradaki lanet bina yanıyordu. Bazen yangın için sizi arayan sadece yetişkinler ve ya bir aile değildir, bazen sizi sarhoş bir gurup genç de arayabilir. Ve siz bunun doğruluğundan emin olamazdınız. O yüzden o siktiğimin yanan binasına gelmeliydiniz. Bir de utanmadan bizi suçluyorsunuz. Neymiş yorgunmuşsunuz. Siz yorgunsunuz diye ben ölüyordum. Oradaki küçük kız ölüyordu. Finn ölüyordu!

Millie sinirden kızarmış ve öfkeden kudurmuş bir şekilde adamın yüzüne tükürürmüşcesine bakarken, kendini iyi bir şekilde savunmuş olması Finn'in dikkatini çekmişti.

Mr.Solano: Ama Bayan Mil-

Finn: Şikayette bulunmak istediğimizi söyledik.

Mr.Solano: Peki...

Adam utanç içinde hastane odasını terk ettikten sonra, Finn ve Millie kahkahalara boğuldu.

Millie: Finn Allah kahretsin piskolojim bozuldu KDMWMDKSMSMSÖ.

Finn: SizE TekLif sUnmaYA HazırıZ. MSAMMDMWMSMSMSÖ

Millie: SKAKSMMAMSKSLSLAÖEK. Bir anda sarhoş kızdan, Bayan Millie oluverdim.

Finn: Bayan Millie ama. KSMAMSMAMSMSKAKÖ

Millie: Neyse tamam çok güldük. Sadie özelden noluyo orada diyo.

Finn: Smsmsmsmsm. O her şeyi özelden söyler zaten.

Millie: Sadie'yi sen nereden tanıyorsun??

Finn: Şey.

Millie: Ney?

Finn: Bak Millie, bu konuda hakkında yalan söylemek istemiyorum. Çok uzun zaman önceydi ve saçmaydı. Hâlâ pişmanım. Ben birkaç yıl önce kısa bir süreliğine Sadie ile çıkmıştım. Ve tekrar söylüyorum saçma-

Ve Millie'nin gözünden süzülen damla Finn'in gözüne çarpmıştı.

Finn: Millie? Neden ağlıyorsun. Yoksa bunun için mi? Sana yemin ederim hu öyle saçm-

Millie: Ya saçmalama. Kolum acıyor da. Öyle tutamadım kendimi.

Finn: Peki... bekle hemşireye haber veriyorum.

Millie: Tamamdır.

Finn odanın kapısını kapattığı anda, Millie daha fazla göz yaşlarını tutamadı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Her şey üstüste gelirken, en yakın arkadaşıyla Finn'in eskiden sevgili olduklarını kendine yediremiyordu. Hâlbuki, Finn'le konuşurken karnındaki kelebekler uçuşuyordu. Şimdi ise o kelebekler teker teker ölüyor gibiydi. Birden Finn, hemşire olmadan odaya girince, Millie, hemen gözyaşlarını silip doğruldu ve Finn's gülümsedi. Finn elinde bir krem ile Millie'nin yanına oturdu.

Finn: Hemşire bunu senin için verdi. Her saat başı kendin sürecekmişsin.

Millie: Teşekkür ederim.

Finn: Bir şey değil.

Koltuğa oturdu ve kendine krem sürmek için adeta bir savaş veren Millie'yi izlemeğe başladı. Ilk başta kapağı açamadı, sonra çok fazla sıktı. Şimdi ise elinde kremle yarasına sürmeğe çalışıyordu.

Finn: Sürmeği düşünüyor musun?

Millie: Deniyorum, fakat insanın kendi kendine bunu yapması biraz zor. Çünkü acıyacak ve ben bunu kendi kendime yapıyorum. İntihar gibi geliyor.

Finn: Dmsmdmsmsm. Ver şu kremi bana Millie.

Finn, Millie'nin elinden kremi alıp yanına oturdu. yavaşça kızın yanık kolunu sıyırdı ve nazikçe kremi sürmeye başladı. Millie biraz inlesede. Finn, kremi çabucak sürmüştü.

Finn: Veee...Bitti!

Millie: Vay canına. Sen şu annenin nadiren, "Bak çocuğum bu hemşirenin eli hafif." dediği hemşire değil misin?

Finn: Benzettiğin şeye bak. Kskaemdmsks.

Millie, Finn'e hafif bir şekilde gülümsemiş, Ve uykuya dalmıştı. Tam onun yanındaki koltukta onun saçlarını okşamaktan dolayı uyuya kalan Finn vardı. Bir saat sonra içeri giren doktor Ailelerinin dışarıda beklediğini söyleyip, Millie'ye gereken ilaçları vermişti. Onları taburcu ettikten sonra, Finn ve Millie, anne ve babası tarafından soru yağmuruna tutulcaklarını biliyorlardı...

Eveett, artık biraz Fillie görmenin zamanı geldi sanki :) Gecenin qöründe bunu yazıyorum qusura baqmayın  :)))

Step Brother~FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin