13~Weird Relationship💑🤔

1.3K 96 207
                                    

Sabah olduğunda ise Finn, uyumakta olan kızın saçlarını okşadı. Millie de uyanınca ona gülümsedi ve saate baktı. Birden gözleri fal taşı gibi açıldı Millie'nin.

Millie: FINN?

Finn: ?

Millie: okula tam 3 saat geç kalmışız.

Finn: Millie, bu gün cumartesi güzelim.

Millie birden rahatladı tabi ardından annesinin kapıyı tıklamasıyla her şey değişti.

Kelly: Millie. Orada mısın?

Millie: E-evet anne.

Kelly: Ne yapıyorsun?

Millie: Üstümü giyiniyorum.

Kelly: Tamam canım kahvaltıya in.

Millie: Tamam anne.

Kelly: Canım bu arada Finn odasında yok, nereye gitmiş olabilir?

Millie: Şey muhtemelen yürüyüş falan yapıyordur. Birazdan gelir.

Kelly: Peki canım.

Annesi, Millie'nin kapısının önünden ayrıldığında, Finn ve Millie kendilerini tutamayıp kahkaha attılar.

Millie: Hadi sen de giyin Finn. Yürüyüşe çıkıcan daha. Dkekkssksk

Finn: Nasıl ya? Şimdi yürüyüş mü yapcam ben? Jdksksks.

Millie: Ne bileyim, yürüyüşten gelmiş gibi yaparsın.

Finn: Ciddisin?

Millie: Evet.

  Finn garip garip Millie'ye bakarak üstünü giyindi ve dışarı çıktı. O yürüyüşten gelmişti. Kesinlikle. Tam koridorda yürüyordu ki;

Kelly: Finn. Sonunda gelmişsin yürüyüşten. De çoçuğum, pantolonla yürüyüş mü yapılır.

Finn: Ben böyle rahat ediyorum.

Kelly: Heh tamam o zaman iyi. Kahvaltıya in ama.

Finn: Tamam.

Finn sırıtarak kahvaltıya indi. Millie de orada kahvaltı ederken. Finn de masaya oturdu.

Eric: Eee, naptın Millie. Kaynaştınız mı Finn'le. Bazen ben bile onla kaynaşamıyorum da.

Millie: Evet evet.

  Millie ve Finn sırıtarak yemek yemeğe devam ettiler.

Kelly: Hayrola. Nedir bu komik olan şey?

Millie: Şey ben arkadaşımın bana gönderdiği bir post aklıma geldi de ona gülüyorum.

Finn: Şeyy ortak arkadaşımızın gönderdiği. Ben de ona gülüyorum.

Eric: Peki.

Millie ve Finn kahvaltılarını ettikten sonra dışarı çıktılar. Noah, Caleb, Sophia ve Gaten ile buluşacaklardı.
Dışarı çıktılar ve buluşacakları càfe ye doğru yürümeğe başladılar. Aralarında bir sohbet oluşması uzun sürmedi;

Millie: Finn.

Finn: Efendim prenses?

Millie: Bak aşırı klişe olduğu için sormak istemedim ama. Biz şimdi neyiz? Yani üvey kardeşiz ama-

Finn: Biz galiba sevgiliyiz Millie. Fakat bunu birine söylemeli miyiz bilmiyorum.

Millie: İnsanlara üvey kardeşimle çıktığımı söylesem tuhaf mı olur?

Finn: Hmm, biraz. Evet baya.

Millie: Ne yani şu an biz yasak aşk falan mı yaşıyoruz?

Finn: Millie çok dizi izliyorsun.

Millie: Haklısın.

Millie: Sadece arkadaşlarıma söylesem?

Finn: Pekala Millie, gidince söyleriz ama başka kimse bilmemeli.

Millie: Tamam.

  Finn ile Millie, sohbet ederken, buluşucakları Mekana vardılar. Içeri geçtiler Ve Noah, Caleb, Lillia, Gaten ve Sophia'nın olduğu masaya oturdular.

Gaten: Oooo hoş geldiniz.

Millie: Hoş bulduk.

Finn: Ne içmek istiyorsunuz bakalım?

Caleb: Oooo sen mi ödüyorsun?

Sophia: Noluo kardeşim ne bu tantana?
Herkes kendi parasıyla öder. Hem Finn madem ödüyor, yani ısrar etmem ben. Para teklif eden de geri çevrilmez. Ndkwmdmssms.

Noah: Bencede.

Lillia: Valla ben çay istiyorum hiç uzatmıcam.

Millie;
Herkes bir anda "bende" dedi. Ve herkesin önüne 7 tane çay geldi. Sophia'nın espirisinden sonra Gaten'in burnumdan çay geldi. Herkes kahkahalara boğulmuşken, garson gelip bizi uyarınca daha çok gülmüştük. Uzun ve koyu bir sohbetten sonra. Finn ile onlara söylemeye karar verdik. Ne tepki vereceklerini hiç bilmiyorduk. Ama söylemeye kararlıydık.

Millie: Arkadaşlar.

Herkes Millie'yi baktı.

Finn: Bizim size söylememiz gereken bir şey var.

  Finn, birden Millie'nin elini tuttu ve,

Millie: Biz çıkıyoruz.

Herkes şaşkınlıkla onları izlerken ilk cümleyi tabiki Sophia söyledi.

Sophia: Lan çok iyi lan!!

Lillia: La siz çok yakışıyordunuz da ben garip olmasın diye söylememiştim.

Gaten: Ben biliyordum ki zaten, kız o kadar ağladı ki bence olmalıydınız zaten.

Noah: Valla ben karışmam, ama yakışıyorsunuz. Finn de taş gibi çocuk yani dikkat et Millie.

Millie: Lan sen Finn'e mi yürüyon Noah MSMAMDMSMSMMSA.

Noah: La şaka. MEMSMDMSMSMS.

Herkes birden ağlayan Caleb'e baktı.

Lillia: Sen niye ağlıyon?

Caleb: Hiç. Aklıma Sadie geldi kederlendim de.

Gaten: Lan bırakın o havucu artık.

Sophia: Yaw Caleb bunun için ağlanır mı? Sevinmen lazım senin.

Caleb: Yok tamam seviniyorum da gözüme ekmek kaçtı.

Herkes gülerken, Finn ve Millie çok mutluydular çünkü kötü bir tepki almamışlardı.

Şüpheli

Step Brother~FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin