4~New Friends💟

1.4K 103 118
                                    

Millie sonunda sınıfını bulmuştu. 10-C de okuyacaktı. Sınıfının kapısını tıklattı ve açtı. Hoca daha gelmemişti, fakat kapı açılır açılmaz sınıftaki herkes Millie'ye bakmaya başladı. Millie kendine ait olan sırasına çantasını astı ve kaliteli tahtalardan yapılmış bu güzel sıraya oturdu. Millie, çantasından defterlerini çıkartıp sırasının üstüne koydu. Dersin ne olduğunu bilmediğinden sınıfa sordu.

Millie: Şimdiki ders ne?

Millie'nin kafası karışmıştı. Yine herkes ona bakıyordu. Sanki çantasında bir ceset taşıdığını ve o cesedi nereye saklayabileceğini falan sordu da herkes ona bakıyordu. Etrafındaki fısıltılar ve kahkahalar Millie'yi gerekenden fazla rahatsız ediyordu. Millie o kadar rahatsız olmuştu ki hemen şu an sınıftan ayrılıp tuvalete koşup çığlık atabilirdi. Fakat bunun için sınıftan çıkması bile, herkesin ona dik dik bakması demekti. Onun için sakin kalacaktı. Fakat gözleri sulanmıştı bile.

Millie, arkasında bir el hissetmesi ile birlikle yerinden sıçradı.

Gaten: Ah çok özür dilerim, korkuttum galiba.

Millie: Önemli değil. Aniden biri omzuma dokununca korktum.

Gaten: E tabi doğal olarak. Şey ben Gaten bu arada.

Millie: Ben de Millie.

Gaten: Ders coğrafya bu arada.

Millie: Ah teşekkür ederim. Bana doğru düzgün bir şeyler söyleyen ilk kişisin.

Gaten: Önemli değil. Herkesin sana bakmasından rahatsız olduysan biraz da bizi düşün, bize kimse bakmıyor mesela. Kmksmdmsmsme

Millie: Kdkmjdjwkekek

Millie'nin morali, bu kıvırcık saçlı tatlı gülümsemeli çocuk sayesinde düzelmişti. Şimdi ise ilk dersini işleyecekti.

Ders Millie için güzel geçmişti. Hocayı da sevmişti. Bayan Ree.

Millie dersin bitmesiyle sınıftan çıktı. Koridorda yürüyordu. Birden arkasından gelen kız gülüş seslerinden irkilip onlara baktı. Kızlar da Millie'yi arıyor gibiydiler.

Kız 1: Yhaaa!!! İnanamıyorumm! Sen Millie olmalısın. Yeni kız.

Millie neden bu üst sınıf kızların onla konuşmaya çalıştığını ve adını nasıl bildikleri hakkında hiç bir fikri yoktu.

Kız 2: Eveet. Sen Finn'in kardeşisin değil miii!!!

Millie şimdi her şeyi kafasına oturtmuştu. Abisi olacak şahısın bu okulda bir popilerliği vardı. Sonuç olarak Millie, hem yeni geldiği için, hem Finn in kardeşi olduğu için, hem de güzel olduğu için dikkat çekiyordu. Millie sonuncusuna pek fazla takılmasa da, artık neden herkesin gözü ondaydı, anlamıştı.

Kız 3: Bu geceki partiye sende gelsene Millie!

Millie: Şey a-ama.

Kız 1: Hadi ya sen de gell!

Millie: Ş-şey bil-bilmiyorum.

Millie, bu etrafında akbaba gibi dönen kızlardan acilen kurtulmak istiyordu. Ama kızlar onu bırakacak gibi değillerdi. Bu durumdan epeyce rahatsız olan Millie, ileriden gelen kızıl saçlı bir kız gözüne çarptı.

Sadie: Hey!! onu rahat bırakın sizi çakma sarı civcivler!!

Bu kızıl saçlı kız, Millie'nin koluna girerek onu oradan uzaklaştırdı. Ve sonra koyu bir sohbete daldılar.

Sadie: Merhaba! Ben Sadie.

Millie: Ben de Millie.

Sadie: Biliyorum. Herkes seni konuşuyor da ondan.

Millie: Neden ki!

Sadie: E okula dönem arasında geldin, Finn'in kardeşisin, ayrıca fıstık gibisin tabi ki dikkat çekeceksin.

Millie: Finn benim abim falan değil.

Sadie: Tamam tamam sakin ol. Dmsmmsks.

Millie ve Sadie, tenefüs bitimine kadar sohbet etmeye devam ettiler. Zilin çalmasıyla sohbetlerinin yarıda kesilmesi bir oldu. Fakat öbür tenefüs yine görüşeceklerdi.

Millie, yine eline hocalar tarafından tutuşturulan kâğıda bakarak ingilizce sınıfını buldu.

Kapıdan içeri girerken, arkasından gelen ayak sesleri de kulağına işitti Millie'nin. Millie, yine boş bir sıra bulup oturdu. Eşayalarını yerleştirip, hocanın gelmesini beklerken;

???: Kalkar mısın? Burası benim yerim.

Millie: Şey çok özür di-

???: Kalkcak mısın?

Millie apartopar kalkarak bu itici oğlana baktı. Millie hem utanmış, hem de kızmıştı. Ama daha ne kadar bunu düşünebilirdi ki. Yeni bir sıra buldu ve oturdu. Ama yine bu uzun sürmedi;

???: Şey, orası da arkadaşımın yeri. Kalkar mısın?

Millie: Hayır.

Millie hayatında ilk defa bu kadar cesur ve kendinden emin bir şey söylemiş olabilirdi. Karşısındaki itici çocuk da bir şey diyemeden önüne dönünce, Millie'nin içi özgüven doldu ve sınıfın kapısı, ingilizce hocası tarafından açıldı.

Millie hocaları gerçekten çok sevmişti. Hepsi harika insanlardı. Hocalarının ne kadar harika insanlar olduğunu düşünürken, yavaş adımlarla dolabının yolunu tutmuştu,Millie.

Millie, kitaplarını dolabına yerleştirirken arkasından gelen ayak sesleri giderek yükseldi. Millie, kendisine sert adımlarla yaklaşan bu kişiyi görmek için arkasını döndü ve....

Step Brother~FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin