Okulun son haftası, Hocalar ders işlemiyor, öğrenciler dersleri takmıyor ve herkes kendi kafasına göre takılıyordu. Tabi şu an müdürün odasında olan Finn, Millie, Sophia ve Sadie sadece halı desenlerini inceliyorlardı.
Müdür: Evet çocuklar neler olduğunu öğrendim ve kısa keseceğim. Sophia, Sadie'ye vurduğun için 1 gün uzaklaştırma alacaksın gerçi alsan ne fark edecek bilmiyorum. Sadie sen de aynı şekilde Sophia'ya vurduğun için 1 gün uzaklaştırma alacaksın. Finn ve Millie size gelirsek, okulda ilişkinizi çok yansıtmayın ve okulda saçma ergen şeyler yapmayın, aksi taktirde yine buraya gelirsiniz. Size yapabileceğim bir şey yok bu sizin kararınız fakat anne ve babanıza haber verdik, bilmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Sadie sana gelince....Çocuklar siz çıkabilirsiniz.
Millie, Finn ve Sophia müdürün odasından çıktılar;
Finn: Vay be, Sadie'nin torbacı olacağı hiç aklıma gelmezdi.
Millie: dmdmksdnjek.
Sophia: Abi zaten yazın son haftası 1 gün uzaklaştırma nedir KDKAMDMMWMSMS.
Millie: Sen yine iyisin. Evde bizi oklava dansı bekliyor.
Finn: Sopayla dalacaqlar size diyim.
Sophia: Neyse hadi ben kaçtım.
Herkes derslere girdi, gerçi ders denemezdi. Sadece boş boş vakit geçiriyorlardı. Okulun son günü müdür konuşmasını yaptıktan sonra, Millie, Sophia, Noah, Gaten, Caleb ve Lilia, Finn'in arabasına atladı. Lilia, Sophia'nın kucağına binmiş ve anca sığmışlardı. Doğruca sahile gittiler. Arabada;
Sophia: Kızım sen ne yiyorsun da bu kadar hafifsin la.
Lilia: Yemiyorum.
Sophia: Ufff laf soktu kız lan.
Herkes gülerken, Finn'in ani fren yapması ve herkesin şekilden şekile girmesi, herkesi daha çok güldürüyordu.
Finn: Geldiq.
Kızlar çığlık atıp suya girerken, erkekler onları batırmaya çalışıyordu. Sophia ise onu batıranı batırıyordu. Açlık oyunları şu an suda oynanıyordu. Ardından deve güreşi yaptılar. Finn, Millie'yi kaldırırken, Caleb ise Sophia'yı kaldırdı ve tabiki Sophia, Millie'yi batırdı. Ardından Noah, Lilia'yı, Gaten ise yine Sophia'yı kaldırdı. Ve yine Sophia kızı batırdı. Ardından Sophia, Finn'i kaldırdı, Caleb ise Gaten'i kaldırdı.
Sophia: Finn sen yemeq yiyon mu aslanım?
Finn: Hayatında görebileceğim en aç insanım.
Sophia: Belli belli.
Caleb: Gaten sen niye bu kadar ağırsın?
Gaten: Ben ağır değilim aslanım sen güçsüzsün.
Sophia ve Gaten aşırı mükemmel bir mücadele geçiriyordu ki Caleb daha fazla dayanamadı ve battı.
Gaten: Allah kahretsin seni Caleb! O kadar mı ağırım lan.
Caleb: Gluqgluq.
Noah: Boğluyo arkadaş galiba.
Millie: Hangi insan glukgluk diye boğlur aq.
Finn: NRMSMSMFMEMR.
Herkes denizden çıktı. Finn, Millie'yi havluya sardı ve onu kuma batırdı. Millie de Finn'in yüzünü kuma batırdı. Gülüşerek kum savaşı yapıyorlardı.
Gaten: Arkadaşlar sap olduğumuzu yüzümüze mi vurmaya çalışıyorsunuz?
Lilia: Smwmmamdmwms. Bencede.
Herkes evlerine gitti. Akşam yine buluşacaklardı. Tabi Finn ve Millie'nin ailesi izin verirse. Bu olaylardan sonra ilk defa eve gideceklerdi. Finn anahtarı çevirdi ve içeri girdiler. Içeri girer girmez de;
Eric: Birazdan aşağıda olun. Sizinle konuşucaklarımız var.
Finn ve Millie bunu duyduklarında en yavaş olabilecek şekilde duş aldılar ve hayatınızda görebileceğiniz en yavaş şekilde giyindiler. Fakat elinde sonunda mecburen aşağıya inmek zorunda kaldılar.
Ikisi de merdivenden aşağıya indi ve Anne, Babasının önlerine oturdular.
Eric: Evet...
Birkaç saniye herkes sadece birbirlerine baktı.
Kelly: Okul bizi aradı...zaten biliyorsunuzdur.
Finn ve Millie evet şeklinde kafa salladı.
Eric: Yani yapabileceğimiz pek bir şey yok. Sonuçta kan bağınız da yok.
Kelly: Yani zaten aynı evde yaşıyorsunuz sizi uzak tutamayız.
Herkes birbirine birkaç saniye daha baktıktan sonra.
Kelly: Kalkabilirsiniz.
Finn ve Millie yukarı misafir odasına çıktı ve gülmeye başladılar.
Millie: Lan çok korktum. MDADAMSMZM.
Finn: Hay aq. Ölcez zannettim.
Finn: Gel Netflix izleyelim.
Millie: Stranger Things diye bir dizi varmış duydun mu?(EKLAMDMSLDMSMSSLELE)
Finn: Duymadım. İzleyelim madem istiyorsun.
Millie, Finn'in göğsüne yattı ve birlikte dizi izlemeye başladılar.
Daha 3. Bölümde Millie uyuyakalınca, Finn de televizyonu kapatıp uyudu. Birlikte koltukta uyuyorlardı. Odaya anne ve babaları girdi.
Kelly: Sence bu doğru mu Eric?
Eric: Bilmiyorum ama mutlu gözüküyorlar.
Kelly: Haklısın...bırakalım uyusunlar.
Millie ve Finn mışıl mışıl sarılarak bebek gibi uyuyorlardı. Akşama Noah'larin evine gideceklerdi. Noah'larin evi çoğunlukla boştu çünkü anne ve babası çalışıyordu...
Nasıl boş yapılır adlı bölüm sona ermiştir
