5~Dining Hall🍎

1.3K 103 127
                                    

Millie, arkasını dönmesiyle, sınıfta gördüğü gıcık çocuğun onu duvara yaslaması bir oldu. Millie donmuş bir şekilde sınıfta gördüğü gıcık oğlana bakarken, kollarından kurtulmak için her yolu deniyordu.

Millie: Çek ellerini üstümden!

Jacob: Sadece seninle tanışmak istemiştim güzellik.

Millie: Okuldaki herkes malum beni tanıyor. Bir tek sen mi tanımıyorsun? Madem tanışıcaksın önce ellerini üzerimden çek!

Jacob: Mantıklı, ama benim insanlarla tanışma şeklim böyle napalım.

Millie: BIRAK BENİİİ!!!!!!

Millie çaresizce duvara yapışık bir şekilde beklerken, karşısındaki çocuğun yüzüne gelen yumruk ile oradan uzaklaştı. Millie uzaktan, ona yavşayan çocuğu dövmekte olan 2 çocuğa baktı.

Millie artık bu okulda başına gelenler yetmezmiş gibi bir de onun yüzünden kavga eden çocukları izlemekle yetinmeyecekti. Jacob'un tam arkasına geçti ve çocuğun münasip bir yerine tekmeyi bastı. Çocuk diz çöktüğünde ise kafasını yere yapıştırdı Millie, ve birden aslında ne kadar güçlü olduğunu fark etti. Ama keşke bu gücünü olimpiyatlarda falan kullansaydı, ama o okulu tercih etmişti. Tüm olaya şait olan edebiyat öğretmeni çocuklara doğru yaklaştı ve hepsinin kolundan tutup disipline götürdü. Millie dahil.

Müdür: Çocuklar, neden burada olduğunuzu biliyor musunuz?

Noah: Evet, özür dile-

Müdür: Çünkü bu lanet okul bir WWE sahası DEĞİL!!!

Jacob: *kıkırdar*

Müdür: Bay Sartorius, komik geldi size herhalde. Millie, Noah, Caleb siz çıkın. Bay Sartorius siz kalın lütfen...

Millie~

O anda sakince kalkıp hemen müdürün odasını terk ettik. Kapıdan çıkar çıkmaz kahkahalara boğulduk. Karnımız ağrayana kadar güldükten sonra ciddileşmeyi başardık. Sonra yine;

Noah: BaY sArtOriuS sİz kaLıN.

Ve bu taklide birkaç dakika daha güldükten sonra yine düzeldik.

Millie: Arkadaşlar güldük falan da. Gerçekten teşekkür ederim.

Noah: Önemli değil. Önemli olan senin iyi olman.

Millie, isimleri Caleb ve Noah olan bu 2 çocuğa teşekkür edercesine baktı ve yemek zili çaldı. Öğlen arasıydı ve Millie gerçekten acıkmıştı. Biraz dolandıktan sonra kırmızı desenli merdivenlerden aşağıya inip, yemeknaheyi bulabilmişti.
Okulun yarısı neredeyse buradaydı. Millie, utanarak mavi tepsisine uzandı. Yemeğini aldı ve öylece durdu. Oradaki
İnsanları izlemeye başladı. Sadece izliyordu. Kafası karışmıştı. Herkes bir masaya oturuyor, arkadaşları ile sohbet ediyor ve keyifle yemeklerini yiyorlardı. Millie ise yeni okulunun getirdiği bu arkadaşsızlık hissi ve utanma hissi ile baş edemiyordu. Eski okulunda arkadaşları ile mutlaka bir masaları olurdu. Ama artık yoktu. Olmayacaktı. Millie eskiyi ve teyzesine tekrar dönmeyi ne kadar istediğini hatırladı. Millie'nin tam gözleri dolmuşken gözüne uzaktan ona el sallayan ve oturduğu masaya gelmesini isteyen Gaten'i gördü. Ona tatlı gülümsemesiyle el sallıyordu. Millie de ona bakında sebepsizce güldü ve masaya doğru ilerledi. Ilerlerken bir yandan da geçen insanlara bakıyordu. Abisi olacak şahısın nerede olduğunu merak ediyordu. Gerçi çok da umrunda değildi. Muhtemelen her lise sona giden çocuklar gibi tuvalette sigara içiyordur diye düşündü Millie. Masaya biraz daha yaklaştı ve tam kocaman bir selam verecekti ki, Millie yemekhane zemininde unutulmuş bir muz kabuğuna bastı. Millie ani refleksleriyle düşmesine karşı kollarını başına dolaşmışken, düşmenin verdiği acıyı hissetmemişti. Çünkü gözlerini açtığında kendini yerde bulamadı. Birinin onu tuttuğunu hissetti ve onu tutan kişiye baktı. Ve sadece baktı...

~Ada bir ihtimal bu yeni bölümü okuyorsan demek istiyorum ki özür dilerim lütfen artık engeli kaldır. Sana atmak istediğim çok şey var ayrıca tekrar özür dilerim çünkü bu aralar bazı şeylere odaklanamıyorum ve bu beni mutlu etmiyor.

Nolur bu gereksiz kavgayı unutup tekrar barışabilir miyiz? :(

Step Brother~FillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin