3.Bölüm ~YEŞİL DERİNLİK~

293 186 70
                                    

Sabah kalktım ve belime kadar gelen saçlarımı açtım toplamayı bırakıp artık özgür bıraktım. Siyah kot pantolonumu ve formamı giyip bir şeyler atıştırdım, beyaz ayakkabılarımı ayağıma geçirip koşarak çıktım. genelde servise geç kaldığım için ayakkabı bağcıklarımı ne çözer ne de bağlardım, kendime göre ayarladığım için kolay giyerdim. Böyle üşengeçlik teknikleriyle hayatımı daha kolay hale getirdiğim içinde çok mutluyum açıkçası. çantamı unuttuğum için geri dönüp çantamı aldım. Servis şoförü alışkın olduğu için kornaya basmıyordu artık. Servise bindikten sonra hep aynı yerim olan en arka cam kenarına geçerdim. Allah'tan yeni servisimde az kişi olduğundan orası boştu.

Okula geldiğimde kulaklığımı sabitleyip müziğin sesini sona getirdim ve servisten indim. İçimdeki kıpırtılar beni daha çok heyecanlandırıyorlardı. Sınıfa girdim, yan yana olduğumuz benim için özel olan köşeye geçtim. Sarp daha gelmemişti. Sınıfın fırlaması Demir değişik değişik bana bakıyordu. Ayağa kalkıp yanıma doğru pis pis gülerek geldi. Yanıma oturdu, hiç bir şey demeden öylece bana bakıyordu. Hiç bir şey diyemedim kalakaldım, yüzümü süzüyordu "ne oldu" diyebildim sadece. Elleri tam yüzüme değecekken, kolunu serçe tutup çeken kaslı bir kol ... Kafamı kaldırıp baktım. Sarp çok sinirli bir şekilde Demir'in yakasını kavrayıp duvara yapıştırdı. Damarlı kollarını arasına Demir'in kafasını alıp sıktı. sınıfa aniden hoca girdi, "ne oluyor burada?" diye bağırdı. Sarp çırpınan Demir'i savurup attı. Sonra yanıma oturdu. Gözlerime bakıp "onunla konuşma" dedi. Yemyeşil gözleri beni içine çekiyordu.Adeta nutkum tutuldu. Derin yeşil gözleri cevap ararcasına gözlerime bakıyordu. "Tamam" dedim. Uzun kiprikleri gözlerini daha da derinleştiriyordu. İlk gözlerindeki yeşil derinliğe burada kapıldım

Gözlerini aniden kaçırıp, sıranın altındaki kitabı ve kalemini hafifçe sıranın üstüne attı. Aklıma Demir'e neden o kadar sert çıktığı ve neden bana "onunla konuşma" dediği aklıma geldi. Bir cevap bulamıyordum. Derse girdik gireli kimseden çıt çıkmadı. Sarp'ın çıkardığı küçük siyah not defteri dikkatimi çekti. Derslerde hiç not aldığını görmemiştim. siyah sayfalı çok eski bir defter olmasına rağmen çok güzel gözüküyordu. Eline siyah kalın uçlu kalemini alıp sayfaları çevirmeye başladı. Sayfaları çevirirken gözüme güzel bir kadının resmi çarptı. Hemen diğer sayfayı çevirdi, benden gizleyerek bir şeye bakıyordu. okunmayan dağınık ve siyah sayfalara siyah kurşun kalemle yazılmış, seçilmesi zor ufak yazılar vardı. "Bakma" dedi. Ciddi bir sesle yüzüme bakmadan. Baktığımı fark etmiş. Önüme döndüm ama aklım hala o defterdeydi.

Beyza yanıma geldi. Öğle arası ve herkes kantine inmişti. Bizde Elif'e siparişlerimizi verip getirmesini söylemiştik. Beyza'ya sordum "Sarp hakkında ne biliyorsun?" Beyza gülümseyip anlatmaya başladı "Sarp çok konuşmaz babası bu okulun sahibi çok zengin yani, ama Sarp'ı babasının yanında hiç görmedim."Dedi. Şaşırdım, "başka?" dedim. "Valla bende çok fazla bilmiyorum ama bu gün çok güzel olmuşsun" dedi. "Teşekkür ederim" dedim. Elif geldi iki tepsiyi zar zor tutabilmiş. yanıma oturdu "çok tatlı olmuşsun bu gün" dedi. çok mutlu oldum. ilk defa kendime bakmak istiyordum. Biraz değişiklik yapmam gerektiğini konuştuk, eğlendik. Değişiklik için hafta sonu Beyza'yı evime davet ettim. heyecanlanmıştım, nasıl olucağım hakkında aklımda hiç bir fikir yoktu.

ÖLÜMÜNE AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin