y e d i

174 36 91
                                    

evet, evet arkamızda kalan 1 saat içinde ne mi yaşandı. jeno beni almaya geldi -sağol ya- ve evden kaçarken büyükannemlerin hizmetçisine cebimdeki 2500 won'u verdim. sonra onun evine geldik ve çatıya çıktık. çatıda bir masa, buzdolabı(?), çöp kovası, eski püskü bir koltuk -iş görüyordu sakin olun- ve üzerinde de bir battaniye vardı çünkü cidden esiyordu.

jeno buzdolabından bir teneke bira ve soğuk kahve çıkardı. "belki bira istiyorum."

"bence şuan en son isteğin biradır."

"aferin, öyleydi zaten." kahveyi açıp tepeme diktim. sonra masaya koydum ve gökyüzünü izledim. hayır bugün çok yıldız var demeyecektim. jeno o sırada üzerime battaniyeyi fırlattı. "ben hayatımda senin kadar kaba bir insan görmedim."

"jaemin de öyle der." dedi ve gülümsedi. sonra cebinden sigara paketini çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi ve yaktı. "sigara kullandığını bilmiyordum."

"moralim bozuk olursa bazen içerim."

"anlatmak ister misin?" dedim ve ona döndüm. sadece caddenin ışıkları yüzünü aydınlatıyordu. üzerinde baya bol lacivert bir sweatshirt altında da siyah dar kot pantolon ve siyah beyaz air jordan giyiyordu. yan profilinin çok güzel olduğunu söyleyebilirdim, saçları rüzgardan hafif dağılmıştı, sol yanağında hafif bir morarıklık vardı ve mentollü şampuanının kokusu burnumu dolduruyordu. "beni kesmen bitti mi?"

"kesmek gizli olur. ben saklamadım."

"jaeminle fena tartıştık. kaşı patladı."

"ama neden?"

"son günlerde aşırı dalgın, sinirli ve ukala davrandığımı söyledi. cidden öyle mi?"

"son günlerden kastı ne kadar bilmiyorum ama biz zaten görüşmüyoruz jeno." dudaklarını dişledi. "en iyi arkadaşımla aramın bozuk olması fikri hiç kafama yatmıyor. uzun süredir hiç kavga etmiyorduk."

"bence olaya hiç bir zaman tek taraflı bakmamaya çalış ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. onun da senin de haklı olduğu konular kesin vardır."

"hayır ben haklıyım." gözlerimi devirdim. "yapma jeno."

"ne yani o haklı mı diyeyim?"

"hayır senden bunu isteyen yok jeno malmışsın gibi davranma." bana bakıp güldü ve sigarasını söndürdü, birasını açıp birkaç yudum aldı. "malım ben."

"biliyorum." dediğimde kahkaha attı "kendinle çelişecek kadar aptalsın sen de."

"hiç zannetmiyorum. sana bir soru, uçurumun kenarındasın ve altında bir deniz var. yanına ben geliyorum diyelim, pek güvenilir görünmüyorum ama konuşuyorsun benimle. sen beni ittirmezsen ben seni uçuruma ittireceğim. ne yapacaksın?"

"kalkıp giderim niye seni öldürmem, ölmek için de çok gencim."

"sigara içerek kendini öldürmüyor musun?"

"tabii ki hayır."

"manyak." kahvemi bitirip tenekeye fırlattım ama tabi ki adından emin bile olmadığım fizik kanunlarına aykırı şekilde attığım için girmedi. ya da beceriksizdim. jeno o sırada dolaptan bir elma bir de mandalina çıkardı. ben elmayı kaptım "hey, elma benimdi."

"hızlı olsaydın." dedim ağzımdan parçacıklar uçarken. "hayatımda senin kadar farklı bir kız görmedim."

"ne anlamda farklı?"

"her anlamda, normal kızlar gibi değilsin."

"nasıl anlamıyorum aydınlat işte?"

"kaba olup güzel ve hoş olmayı başarabiliyorsun."

"17 buçuk yaşındaki bir erkeğe göre fazla hızlısın lee jeno."

"kang minhee ve senin çok kısa bir süreliğine çıktığınızı duymuştum."

"konumuzla gram alakası yok şuan onun."

"ona göre çok daha yavaşım."

"ona göre de fazla zekisin, hoş." kafamı tekrar kaldırdım ve gökyüzünü falan izledim. şuan yeterince utanç yaşamıştım ve yüzüne bakıp daha fazla bir şeyler söyleyecek kadar cesaretli değildim. "kızmadın değil mi?"

"hayır." dedim "biraz komik hissettim."

"neden?" ona baktığımda gülümsüyordu ve gözleri yok olmuştu. "olayın aslında bu kısma geleceğini düşünmedim ama ben cidden beni evden aldığın için çok teşekkür ederim."

"eee rica ederim başka?"

"güzel zaman geçirdim."

"of başka ne iseul başka bir şeyler söyle bana."

"ne söyleyeyim?"

"bilmem istediğin bir şeyi."

"malsın, o kadar da zekisin."

"sen de malsın ama benim kadar zeki değilsin."

"güldüm bak buna."

"tamam kızma." saçımı çekip kendine çevirdi. "aaa ağlayacaksın sen."

"kaşınma." dedim ve dizlerimin üstünde oturur pozisyona geçtim. "of şuan kendime inanamıyorum jeno."

"niye mal mısın?"

"hayır bunun için." dedim ve dudaklarına dudaklarımı değdirip bir elimle elini tutup kolumu boynuna sardım. o da bana sarıldığında istemsizce ürpermiştim. burnu buz gibi olmuştu ve yanağıma değiyordu. kısa bir süre sonra ben çekildim ama elini bırakmadım. "uyuyalım mı?" dedi fısıldar tonda.

"uyuyalım."

yanlış anlaşılmaları lütfen silelim ben yatak sahnesi yazmam sadece uyku tamam mı betül değilim ben.

şu bölümü teaser fotoğrafı gelene kadar yazmak için yazdım ama sonra bi yazma isteği doğdu o kısım anlaşılır herhalde özÜR DİLERİM ŞSLDMDĞWİWÖDJSĞWNDHCEDÖFJDĞDŞDNDJDŞEÖFKDŞDMDPDÖŞALKSPD neyse ily😩🥰

🗝;;[alone]: lee jenoWhere stories live. Discover now