10|kaza

951 90 3
                                    

Şimdi...

Bulaşık yıkarken aklıma gelen planlar ile geldim. Kalbimde büyük bir sızı oluşuyor ama yapmaya çalışacağım ühhü:(
.
.
.
.
Jimin hızlı hareketlerle son hazırlıklarını hazırlamaya başladı. Jungkook 'un gelmesine yarım saat vardı daha ama o içinde olan heyecana engel olamıyordu.

Duştan çıktı ve dolabının önüne geçti. Beğendiği bir pantalon ile saten beyaz bir gömlek giyindi. Saçlarını kuruttuktan sonra artık hazırdı.

Aşağı kata inip son hazırlıkları kontrol etti. Masayı kendisi hazırlamıştı. Basit ama onun için önemliydi bu husus.

Yuna ile birlikte şarap eşliğinde bonfile yapmaya karar vermişlerdi. Şimdi ise masa harika gözüküyordu.

Bir kaç meze,yanında çeşitli salatalar ve ana yemek vardı. Tek ihtiyacı olan jungkook'un artık eve gelmesiydi.

Dakikalar birbirini kovalıyor artık jimin de sabır diye birşey kalmıyordu. Jungkook 'un artık gelmesi gerekiyordu. Saat 8 :10 geçiyordu. Jungkook dakik bir insan olmasına rağmen gecikmesi ile endişesi artmaya başlamıştı.

Mutfaktan çıktı ve salonda olan telefonunu eline aldı. Acil durum çağrılarında olan jungkook 'un adını buldu ve onu aradı.

Telefon bir kaç kez çalmasına rağmen bir cevap yoktu. Jimin tekrar tekrar aramasına rağmen telefon sadece çalıyor bir cevap gelmiyordu.

Jimin, jungkook 'u aramayı bırakıp içinde olan endişe ile taehyung 'u aradı. Belki son dakika da önemli bir işi çıkmıştı diye düşündü. Kendini yalanlara inandırmaya çalıştı.

Taehyung 'u aradığında telefon birkaç kez çalmış ve sonunda açılmıştı.

"Efendim jimini~bir sorun-"jimin acele ile taehyung 'un sözünü kesip konuşmaya başladı.

"Jungkook gelmedi taehyung. Kaç kez aradım ama cevap vermedi. Hala şirkette mi? "

"Jungkook çıkalı yarım saatten fazla oldu. Çiçek almak için erkenden çıkmıştı. Trafikte kalmış olmalı. Sen merak etme. Ben şoförü arayacağım. Sonra seni bilgilendireceğim. "Jimin görmese bile kafasını salladı ve bekleme başladı.

Beklemek çok zordu. Elinde hiçbir şey gelmiyordu. Salonda hızlı adımlarla gidip gelmeye başladı. Arada bir saçlarını çekiyor ve saçma düşünceleri zihninden atmaya çalışıyordu.

Çalan kapı ile hızlıca oraya ilerledi. Kapı çalmaya devam ederken kapıyı açtı.

Taehyung nefes nefese kapının önünde soluklanıyordu. Işte o zaman anladı bunun bir iyi haber olmadığını.

"Taehyung ne oldu söyle. Jungkook nerde. "Jimin arkadaşının omuzlarına tutundu ve mırıltılı sesi ile zorla konuştu.

"Jungkook iyi ama kahretsin. Kaza yapmışlar jimin. Şimdi hastanedeler. Oraya gitmemiz lazım. "Taehyung sinirle bağırdı. Onun içinde kolay değildi. Kardeşi dediği dostunun kaza haberini almıştı

Jimin duydukları ile olduğu yerde kaldı. Dünyası şu an hastanede miydi? Kaza mı yapmıştı? Asla. Asla buna inanmıyordu. Jungkook onu bırakmazdı. Onu böyle delicesine severken onu bırakmazdı.

Öylece ayakta durmuş, duyduklarını anlamaya çalışıyordu. Bu bir şaka olmalıydı. Jungkook ona şaka yapıyordu. Evet. Evet kesinlikle şakaydı bu.

"Güzel şaka taehyung. Jungkook 'a söyle eğer onu bulursam asla affetmeyecem. Gelsin artık. Onun için çok fazla şey hazırladım. Gelsin artık taehyung. Yanıma gelsin. "Jimin dizlerinin üstüne çökmüş bu yalana inanmıyordu. Sadece Jungkook 'u istiyordu yanında. Onun şu an yanına gelmesi ve kötü bir şaka olduğunu söylemesi lazımdı ama öyle olmadı.

ROSALİA  JIKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin