Dritte

1.2K 131 116
                                    

"HAYIR KIM TAEHYUNG ASLA SIRF BİR FOTOĞRAF ÇEKİLEYİM DİYE SAÇIMI PLATİN SARISINA BOYATMAYACAĞIM!"

Yarım Saat Sonra

"YAKLAŞIK YARIM SAAT ÖNCE DE DEDİĞİM GİBİ SAÇIMI ASLA PLATİN SARISINA BOYATMAYACAĞIM HAYI-"

"Hyung şu anda banyoda saçını boyadığımın farkındasın değil mi?"

Yoongi, konuşmayı keserek tam önündeki aynadan Taehyung'a, sonra da kendine baktı. Evet gerçekten de söylenmesi hatta bağırıp çağırması işe yaramamış, Taehyung onun saçlarını boyuyordu.

"Eğer güzel olmazsa seni boğarım velet."

"Güzel olacağına eminim, adamın dibi düşecek."

"Şimdi sen bana önceden çirkin olduğumu mu söylüyorsun? Hem neden şu an daha adını bile bilmediğim bir sik kırığı için saçlarımı boyuyoruz?"

"Hyung öyle demek istemediğimi biliyorsun. Ayrıca daha adını bile bilmediğin sik kırığı için saçlarını boyuyoruz çünkü bEN ARTIK BİR ENİŞTE İSTİYORUM TAMAM MI?"

"Ama ben bir sevgili istemiyorum."

"Ne yani, o adamla sevgili olmak istemez misin?"

Yoongi biraz durdu ve düşündü. İster miydi? Ah, hadi ama. Onu hayatında sadece bir defa, saçma sapan bir uygulama dolayısıyla görmüştü. Üstelik sadece fotoğraftı. Belki yakışıklı erkeklerin yüzlerini kullanan 65 yaşında bir dedeydi? Nereden bilebilirdi ki? Belki de organ mafyasıydı, ya da bir katil. Bir hırsız, bir uyuşturucu bağımlısı, bir kaçak, bir terörist bir-

"Hyung? Ne düşünüyorsun öyle?"

"Hayır onunla sevgili olmam."

"Neden hyung, yapma ama görmüyor musun adam resmen bir ilah."

"Taehyung onu tanımıyorum. Ya yakışıklı erkeklerin fotoğraflarını kullanan 65 yaşında bir dedeyse? Ya da bir organ mafyasıysa, ya da bir katilse, ya da bir hırsızsa, ya da bi-"

"Hyung, onun bunlardan biri olmadığını anlamak için onunla biraz konuşmaya ne dersin?"

"Evet derim."

"Voah, bu kadar çabuk kabul edeceğini bilmiyordum."

Taehyung son cümlelerini kurduğu sırada Yoongi'nin saçlarını boyamayı bitirmişti. Emindi ona bu saçın yakışacağından. Zaten çok da bir fark yoktu, önceden saçı sarıydı şimdi de platin sarısı olacaktı.

"Bitti hyung. şimdi biraz beklemen gerekecek. Sonra saçlarını yıkarız."

"Tamam, hadi salona geçelim bari."

"Hyung, oyun oynayalım mı?"

"Olur, canım çok sıkılıyor zaten. Ne oynayacağız?"

"Biraz PlayStation oynarız diye düşünmüştüm."

"Olur, oynayalım."

************************************
"Çok güzel gidiyorsunuz, şimdi de bir elinizi saçınıza atıp tutun. Ve biraz muzip bir şekilde kameraya bakın. İşte bu! Bay Jung şimdi ise sonuncu pozunuz için sizi stilistlere bırakıyorum."

Hoseok'u stilisler alıp hazırlandıkları yere götürmüştü. Bir takım elbise ve beyaz gömlek giyecekti. Ona verilen elbiseleri hızlıca giydi. Fotoğrafçılar onu çok severlerdi, çünkü hem işleri Hoseok'un mükemmel poz vermesi ve hızlı olmasıyla çabuk bitiyordu.

Takım elbise ve gömleği giydikten sonra paravandan çıkıp saçının ve makyajının yapılacağı yere geldi. Kuaförler hızlı bir şekilde Hoseok'un saçlarını düzleştirdikten sonra makyözler de Hoseok'un yüzüne hafif bir makyaj yaptılar. Hoseok hazır olduğunu anlayınca çekim stüdyosuna geri döndü.

A Snap | yoonseok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin