Zwölftel

950 96 78
                                    

"Uyan bakalım uykucu bebek."

"Biraz daha anne."

"Hadi bebeğim uyan artık ama."

İstemeye istemeye sabahın köründe uyanmıştım. Ah şu bekarlık, neden durduk yere hayatıma birini soktuysam.

"Uyumak istiyorum Hoseok, beni rahat bırakır mısın?"

"Bilmem bırakır mıyım?"

Ne güzel onu takmayıp güzel uykuma devam ediyordum ki-

"Hoseok saçmalamayı bırak ve beni yere indir. Senden biraz kısa ve zayıfım diye sepet gibi taşıyorsun beni hep."

"Neden bu kadar huysuzsun ki, nesin sen huysuz şirin mi?"

Gözlerim hâlâ kapalıydı tabii, bir dd onu takıp uyanacak ve muhteşem uykumu mu mahvedecektim? Yok daha neler.

"Yoongi, üçe kadar sayıyorum. Uyandın, uyandın yoksa kendim uyandıracağım."

"Tanrı aşkına siktir git artık başımdan."

Ne olur git ve beni yatağıma geri bırak lütfen kızıl saçlarına sokayım rahat bırak beni!

Burasının neresi olduğu da belli değil zaten. Biraz tuhaf bir havası var ve gerçekten şey gibi kokuyor, HAVU-

Şu siktiğimin hikayesinde de sözümü kesip durmayın ya, bir konuşamadım.

Ciddi ciddi gelip beni suyun içine atmıştı. Şuradan bir çıkayım öldüreceğim seni Jung Hoseok.

"Kendi seçimini kendin yaptın Min Yoongi."

Hâlâ konuşuyor.

Su yüzüne çıkıp elbette ona söylenmeye başladım.

"Bekle sen beni. Şuradan bir çıkayım o zaman göreceksin."

"Çıkmana gerek yok, sen iste ayağına geleyim prensim."

Üstünü çıkarıp o da suya atlamıştı.
Hızlıca yüzerek yanıma gelmiş, ben daha fark etmeden arkamdan belimi sarmıştı.

Başını omzuma yaslayıp boynumdan öptükten sonra konuşmaya başladı.

"Benim minik bebeğim neden beni dinlemiyormuş bakalım. Saat öğleden sonra bir hayatım. Bütün günümüzü çöpe mi atacaksın?"

Sanırım biiiraaazzcık haklı olabilirdi.
Birazcık.

"Ama uykum vardı benim."

Arkamdan ayrılıp önüme doğru geldi.
Ellerini yüzümün iki yanına koyup parmaklarıyla yanaklarımı okşuyordu.

"Sonra da uyuyabilirsin güzelim. Uykuyu benden daha çok mu seviyorsun?"

Evet çok tatlı duruyordu, yaptığı hareketler de gayet romantik ve hoştu.

Fakat üzgünüm Sayın Jung Hoseok, uykumu her şeyden daha çok seviyorum.

Gayet net bir ifadeyle cevap verdim.
"Evet."

Yüzünün üzgün bir hâl aldığını görünce gerçekten üzülmüştüm. Hadi ama, bunun için de üzülmüş olamazsın be gülüm.

Ben de onun yanaklarına ellerimi koyup kendime doğru çektim.
Dudaklarımız buluştuğunda gülümsediğini hissedebiliyordum.

Ayrılmak istediğimde beni tekrar kendine çekmiş ve biraz daha öpmek istediğini beyan etmişti.

Ben de onun bu isteğini kırmayıp devam ettiriyordum. Yavaşça öpüşüyorduk, hissederek. Hızlı değildik ikimiz de, birbirimizi hissediyorduk içimizde, ruhlarımız kavuşuyordu sanki.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

A Snap | yoonseok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin